28 Mart 2024 Perşembe

ESP ve BEKSAV, Şeyh Bedrettin'i mezarı başında andı

ESP ve BEKSAV, ölümünün 599. yıl dönümünde Şeyh Bedrettin'i mezarı başında andı.
Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve Bilim, Eğitim, Estetik Kültür Sanat Araştırma Vakfı (BEKSAV), Şeyh Bedrettin'in 599. ölüm yıl dönümü vesilesiyle mezarı başında anma gerçekleştirdi. Şeyh Bedrettin'in İstanbul'da bulunan II. Mahmut Türbesi'nde ki mezarlığı başında biraraya gelen ESP ve BEKSAV üyeleri "Tarihin karanlığında bir ışık Şeyh Bedrettin ölümsüzdür" pankartı açtı.
 
Anma, mezarlıkta görev yapan özel güvenlik güçlerince engellenmek istendi. Hazırlanan pankartı yırtmakla tehdit eden özel güvenliğe karşı direnen ESP'liler, "Biz burada 10 yıldır anma yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Kolaysa gelin yırtın" diyerek tepki gösterdiler.
 
Anmada konuşan ESP MYK üyesi Şahin Tümüklü, "Biz bu coğrafyada eşit ve özgür bir dünya isteyenler olarak tarihimizi, kökümüzü, pınarlarımızı anmak, onların mücadelelerinden öğrenmek ve kendi yolumuzu çizmek için buradayız. Bedrettin bu tarihin önemli köşe taşlarından birisidir. Bu tarihin önemli bir komüncüsü, önemli bir Anadolu sosyalizmi deneyimcisi olan Bedrettin, bizim için de önemli bir tarihtir. Her yıl bu mezarda anma yapıyoruz. Her yıl aslında yeniden tarihimizi, kaynaklarımızı, kökümüzü burada bir kez daha hatırlamış, haykırmış ve hatırlatmış oluyoruz" diye konuştu.
 
Şeyh Bedrettin'in yaşamına değinen Tümüklü, Şeyh Bedrettin'in hayatında yolculukların çok önemli kavşak noktaları olduğunu belirterek, "Bedrettin her yolcuğunda yeni bir kimliğe, yeni bir insana, yeni bir mücadele paradigmasına kavuşan bir aydındı. Kendisi Osmanlı'da Musa Çelebi'nin kazaskerliğini yapmış önemli bir bürokrattı. Yazdığı kitaplar, Osmanlı hukuk tarihinin 300 yıllık döneminde başvuru kaynağı olmuş kitaplardı. Yakın doğu coğrafyasının bütün felsefe ve düşün hayatının berraklaşmış halidir Bedrettin" diye ifade etti.
 
Bedrettin'in tüm dini inançların eşitliğini savunan bir devrimci olduğunu belirten Tümüklü, "Bedrettin, yarin yanağından gayrı her şeyin ortak olması gerektiğini savunan bir kıyamcı ve mücadele insanıydı. Kadın ve erkeği eşit gören, tek eşliliği savunan, mülkiyeti feodal beylerden alıp yoksul köylülere eşit bir şekilde dağıtan ve bunların üretiminin de ortak bölüşümünü savunan, canlılar arasında eşitliksiz görmeyen bir anlayışa sahipti. Bedrettin bir aydın olarak inançları doğrultusunda devrimi ve bulunduğu noktadaki komünü örgütlemek için İznik'teki maaşından -ki o dönemin en büyük maaşlarından birisini alıyordu-, göl kenarındaki evinden, yaşamından vazgeçerek bir mücadeleye atıldı. Bunu bir sınıf intiharı olarak görmek lazım. Bugünün aydınlarına da örnek oluşturması açısından önem teşkil ediyor" dedi.
 
Yakalanması ve yargılanmasının da tarihi bir öneme sahip olduğunu aktaran Tümüklü, Bedrettin'in kendisini yargılayanları yargılayarak tarihi bir kez daha kendisinin yazdığını ifade etti. Bedrettin'in asılmaya götürülürken kendisine 'şeyhim sararmışsınız' diyen cellada karşılık, 'Güneş batarken sararırmış' sözleriyle tarihe bir çentik attığını aktaran Tümüklü, "Bizim buradan anlamamız gereken şudur; bu topraklarda güçlü köklerimiz var, güçlü pınarlara sahibiz, Baba İlyas'dan Şeyh Bedrettin'e, Torlak Kemal'den Kalender Çelebi'ye bu isyan geleneği, bu kıyam geleneği, bu mücadele geleneğinin sürdürücüleriyiz biz. Mücadelemiz onların mücadelesi. Onların açtığı yoldan ilerlemeye devam edeceğiz. Onların önünde bir kez daha saygıyla eğiliyoruz. Rojava'dan Şeyh Bedrettin'e tarih yazanlar ölümsüzdür" diye ifade etti.