20 Nisan 2024 Cumartesi

Ekim Devrimi'nin ilk Anayasa kitapçığı üzerine

?1918 Sovyet Anayasası-İşçi Sınıfının İlk Anayasası? başlıklı kitapçık, Fırat Sözeri tarafından ilk kez Rusça aslından metne sadık kalınarak çevrildi. Ceylan Yayınları?ndan çıkan kitapçığın Rusça çevirmeni Fırat Sözeri, Sovyet Anayasası?nın bu şeklinin daha önce İngilizce üzerinden çevrilen metinlerdeki tahrifata da dikkat çekmektedir.
Proletarya hareketinin çok önemli bir parçası olan Ekim Devrimi bu sene 100 yaşını doldurdu. İşçi sınıfı, Ekim Devrimi’yle reel açıdan 73 yıllık bir deneyime sahip. 
 
İçten ve dıştan yapılan saldırılar emekçilerin sahip olduğu bu önemli gücü zaafa uğratıp dağılmasına neden oldu. Sonrasında ise (1990 yılı sonrası) emperyalizmin, dünyanın dört bir yanında kolayca at oynattığı globalleşme/küreselleşme denilen sürece girildi. Söz konusu küreselleşmenin, sermayenin dizginsiz ilerlemesi, ağır sömürü koşullarına sarılması anlamına geldiğini hep birlikte gördük. Eğer Paris Komünü’nü eşik olarak alırsak, devrimlerin devrimi Ekim Devrimi, sahip olduğumuz tarihsel deneyim açısından ezilenler için çok önemli bir deneyim olmayı kuşkusuz sürdürüyor ve sürdürecektir.
 
İşte Ekim Devrimi’nin 100. yaşı nedeniyle devrim sürecinin hukuki, iktisadi, yönetsel ve yazınsal değerlerini görünür kılmak için, 2017 ve içinde bulunduğumuz 2018 yılında demokratik kurum ve kuruluşlar, yayınevleri, siyasi dergiler tarafından çeşitli etkinlikler düzenlenip, devrimin sesi soluğu niteliğindeki yayınlar, hem yeniden baskı yaptı hem de yeni eserler dilimize kazandırıldı. Bunlardan önemli olanlardan biri de İşçi Sınıfının İlk Anayasası olan 1918’de yazılmış Sovyet Anayasası'dır. 
 
“1918 Sovyet Anayasası-İşçi Sınıfının İlk Anayasası” başlıklı kitapçık, Fırat Sözeri tarafından ilk kez Rusça aslından metne sadık kalınarak çevrildi. İlk anayasanın özünü, devrimin hemen sonrasında devrimi yönlendirmek ve iktidar gücünü sağlamlaştırmak için çıkarılan kararnameler ve bildiriler oluşturmaktadır. 27 Ekim 1917’de İzvestiya’da yayımlanan “Barış Kararnamesi”, 28 Ekim 1917’de aynı gazetede yayımlanan “Toprak Kararnamesi”, III. Tüm Rusya Sovyetler Kongresi tarafından kabul edilen “Emekçi ve Sömürülen Hakların Bildirgesi” bu belgelerden bazılarıdır. Devrimle birlikte doğmaya, ihtiyaçlar temelinde var olmaya başlayan Sovyetler'in ilk anayasası 10 Temmuz 1918’de yürürlüğe girmiştir. 
Ceylan Yayınları’ndan çıkan kitapçığın Rusça çevirmeni Fırat Sözeri, Sovyet Anayasası’nın bu şeklinin daha önce İngilizce üzerinden çevrilen metinlerdeki tahrifata da dikkat çekmektedir. Tahrifatlardan biri; işçi, emekçi terimi yerine “çalışanlar” teriminin kullanılmasıdır. Bu doğrultuda en önemli tahrifat ise sosyalist anayasanın temel ilkelerinden birine denk gelen “çalışmayan yiyemez” ifadesinin ters yüz edilerek “yiyemeyen çalışmaz” şekline sokulmasıdır. 
 
Anayasa hukukun varlığı ve yasalar açısından bir üst metindir. Ancak Sovyet iktidarı anayasa metnini tüm ezilen haklara yaymak ve öğretmek gibi önemli bir sorumluluğu da karar altına alır: “V. Tüm Rusya Sovyetler Kongresi, Eğitim Halk Komiserliği’ni bu anayasanın istisna gözetmeksizin Rusya Cumhuriyeti’nin tüm okulları ve diğer eğitim kurumlarında temel hükümlerinin yanı sıra, detaylı bir şekilde açıklanması ve yorumlarıyla birlikte öğretilmesiyle görevlendirir.”
 
“İşçi Sınıfının İlk Anayasası” denilen Sovyet Anayasası, temel olarak 6 kısımdan oluşmaktadır. Her kısım da kendi içinde bölümlere ayrılır. Sovyet Anayasası’nın birinci kısmı “Emekçi ve Sömürülen Hakların Bildirgesi”; İkinci Kısım “Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti Anayasası’nın Genel Esasları”; Üçüncü Kısım “Sovyet İktidarının Yapısı”; Dördüncü Kısım “Seçme ve Seçilme Hakkı”, Beşinci Kısım “Bütçe Hukuku Hakkında”, Altıncı Kısım “Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti’nin Arma ve Bayrağı” temel başlıklarından oluşmaktadır. 
 
Anayasa metninin bütününe bakıldığında, emekçi iktidarın ilk anayasası, o günkü olağanüstü zorluklar ve iç savaş koşulları karşısında ne denli yapıcı, hakkaniyetli, demokratik ve özgürlükçü bir anlayış üzerine inşa edildiğini göstermesi bakımından çok önemlidir. Ancak buradaki “özgürlükçü” anlayışın işçi ve emekçilerin lehine bir tutum olduğunu gözden uzak tutmamalıdır. Örneğin, emekçi iktidarın yapısını güçlendirmek bakımından kâr amacıyla işçi çalıştıranlara, kiliselerde görev yapan din adamlarına, eski polis teşkilatında çalışmış olanlara seçme ve seçilme hakkı tanınmamıştır. 
 
Burjuvazinin dün olduğu gibi bugün de sosyalizmi karalamak için kişi hak ve özgürlüğü konusunda yaptığı propagandanın ne denli yalan ve temelsiz olduğunun da belgesi yine bu anayasadır. “İşçilere gerçek bir vicdan özgürlüğü sağlamak amacıyla kilise devletten, okullar ise kiliseden ayrılmış ve bütün vatandaşlara dinsel ve din karşıtı propaganda yürütme özgürlüğü tanınmıştır.” (İkinci kısım 13. madde) 
 
“Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti, emekçilere gerçek anlamda bir ifade özgürlüğü sağlamak için basının sermayeye bağımlılığını ortadan kaldırır. Elinde olan bütün teknik ve maddi imkanları, yayınlanacak yeni gazeteler, broşürler kitaplar ve basınla ilgili diğer bütün materyalleri proletaryanın ve yoksul köylülerin emrine verip, bu materyallerin ülkenin içinde engellenmeden dağıtılmasını garanti altına alır.” (İkinci kısım 14.madde) 
 
Yaşasın Ekim Devrimi, Yaşasın Sovyet Anayasası…