21 Eylül 2025 Pazar

ESP Kürt sorununun emekçi çözümü taleplerini sıraladı

Diyarbakır'da basın toplantısı düzenleyen ESP, başlattıkları "Kürt sorununun emekçi çözümü" kampanyasının taleplerini sıraladı. ESP Eş Genel Başkanı Çepni, taleplerin pazarlık konusu olmadığının altını çizerek ivedilikle yerine getirilmesini istedi. SKM adına konuşan Ok da, savaşın yıkımlarından en fazla kadınların etkilendiğini kaydederek kadınların barışın öznesi olması gerektiğini söyledi. 

Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Diyarbakır Sümerpark'ta "Kürt sorununda emekçi çözüm" toplantısı gerçekleştirdi. Toplantının yapıldığı salona, Kürtçe ve Türkçe "Barış için özgürlük, kardeşlik için eşitlik" pankartı asıldı. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin (DEM Parti) yöneticilerinin de katıldığı toplantıda konuşan ESP Eş Genel Başkanı Murat Çepni, önemli bir süreçten geçildiğine dikkat çekerek, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin DEM Partililerin grubuna gelerek el sıkmasından bugüne yaşanan gelişmeleri hatırlattı.

ÇEPNİ: KÜRT SORUNUNDA EMEKÇİ ÇÖZÜM KAMPANYASI BAŞLATTIK
Türkiye'yi bu adımı atmaya zorlayan durumun Kürt halkının her türlü saldırı, inkar, imha ve katliama karşı verdiği mücadeleden vazgeçmemesi olduğunu belirten Çepni, Türkiye'yi masaya oturmaya zorlayan bir diğer nedenin de Ortadoğu'da yaşanan gelişmeler olduğunu söyledi. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısı sonrası PKK'nin kritik adımlar attığına dikkat çeken Çepni, devletin buna karşı hala herhangi bir adım atmadığını dile getirdi. Öcalan'ın talebi olarak Meclis'te kurulan komisyonun süreci yayan ve uzatan bir konumda olduğunu belirten Çepni, Kürt sorununun çözümü için partisinin emekçi çözüm programını anlattı. Savaş politikalarına ya da ülkedeki diğer sorunlara emekçilerin "hayır" demesiyle çözümün açığa çıkabileceğini sözlerine ekleyen Çepni, bulundukları her yerde emekçi çözüm kapsamında taleplerini sıralayarak, faaliyet yürüttüklerini söyledi. Çepni, bu kapsamda ise bir ay önce "Kürt sorununda emekçi çözüm" kampanyası başlattıklarını duyurdu.

Çepni, kampanya kapsamındaki taleplerini şöyle sıraladı: 
🔹"Kürt halkının kolektif, ulusal kimliği tartışmasız kabul edilmelidir.
🔹Anadilinde eğitimin sağlanması, anadilin üzerindeki tüm yasakların ortadan kaldırılması ve Kürt halkının anadilinin resmileştirilmesi gerekmektedir.
🔹Binlerce köyün boşaltıldığı, faili meçhullerin yaşandığı, her türlü kontra savaş suçunun işlendiği bir süreçten bahsediyoruz. Kirli savaş suçlarıyla yüzleşmek ve bunların yargılanmasını sağlamak gerekiyor. Adalet olmadan, çözüm ve demokratik gelişme mümkün değildir.
🔹Politik özgürlükler sağlanmalı. İşçiler emekçiler ve halklarımızın söz eylem ve örgütlenme hakkı sağlanmalı. TMK diye ucubeyle karşı karşıyayız. TMK oldukça söz, eylem ve örgütlenmenin sağlanması imkansızdır. TMK kaldırılmalıdır.
🔹Amasız, fakatsız kayyum gasbından vazgeçilmelidir.
🔹Kürt halk önderi hala tecrittedir. Tecridin tümden kalktığı söylenemez. Tecrit tümden kalkmalı ve özgür, çalışır koşulları sağlanmalıdır.
🔹Siyasi faaliyetleri gerekçesiyle cezaevinde olan mahpuslar derhal serbest bırakılmalıdır.
🔹Sürgünde olan arkadaşlarımızın geriye dönüşleri sağlanmalıdır.
🔹Sınır ötesi operasyonlar derhal durdurulmalı. Bir taraftan kardeşlik edebiyatı yapılırken, bir taraftan saldırıların gerçekleştirilmesi asla kabul edilemez.
🔹Kürdistan coğrafyasında binlerce altın madeni coğrafyası projesi yapılıyor. Bir tarafta Kürt halkıyla kardeşlik, diğer taraftan Kürt halkının nefes aldığı coğrafyaya ölüm. Doğayla barış olmalıdır, doğaya karşı katliam tarzından vazgeçilmelidir."

Bu taleplerin pazarlık konusu olmadığını vurgulayan Çepni, bu taleplere dair adımların ivedilikle atılması gerektiğinin altını çizdi.

OK: SAVAŞIN YARATTIĞI SONUÇLARIN HEPSİNİ KADINLAR YAŞADI
Ardından Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) adına söz alan Fethiye Ok, 50 yıllık mücadele içinde savaşların faturasının kadınlara kesildiğini hatırlattı. Dolayısıyla bir barış söz konusu olduğunda da en fazla kadınların söylemesi, kadınların barışta da özneleşmesi gerektiğini söyleyen Ok, "Savaşın yıkımlarını en fazla kadınlar ödedi. Gerek Türkiye, gerekse Kürdistan cephesinde Kürt kadınları savaşın en ağır faturasını yaşadı. Her şeyden önce evlatlarını yitirdi. Savaşın yıkım olduğunu biliyoruz; işsizlik, yoksulluk ve göç politikalarına kadınlar maruz kaldı. Savaş zaten şiddetin en çıplak biçimidir, bu biçimin yarattığı sonuçların hepsini kadınlar kendi yaşamlarında yaşadı" dedi. 

BİRLEŞİK MÜCADELENİN ÖNEMİNE VURGU
Barış Anneleri'ni işaret eden Ok, barış istediklerini ancak işkenceli gözaltı ve tutuklamayla karşılaştıklarını belirtti. SKM olarak kadınların barış mücadelesinde özneleşmesini, barışın kadın haliyle örgütlenmesini önemsediklerini dile getiren Ok, Türkiye'deki işçi ve emekçi kadınlarla, LGBTİ+ hareketiyle, Kürt kadınların birleşik zeminde bir mücadele yürütmesi gerekliliğinin altını çizdi. 

'KADINA YÖNELİK ŞİDDET FAİLLERİNİN YARGILANMASI GEREK'
Süreç boyunca gerçekleşen kayyum saldırılarına dikkat çeken Ok, kayyumun ilk işinin de kadın kazanımlarını, kadın kurumlarını hedef almak olduğunu söyledi. kadına yönelik şiddet,  taciz, tecavüz saldırılarının yoğun yaşandığını, faillerin yargılanmadığını, Gülistan Doku ve Rojin Kabaiş özelinde görülen faili belli ancak faili meçhule dönüşen deneyimler yaşadıklarını belirten Ok, "Kürdistan'da genç kadınların asker ve polis tarafından tacize uğraması, tehdit edilmesi, çeşitli travmalar sonucu yaşamını sona erdirmesiyle gündeme gelmesi söz konusu. Bu özel savaş politikalarının bir sonucudur. Barış olacaksa bunların hesabının verilmesi gerekiyor" dedi. 

‘ROJAVA KADIN DEVRİMİNİ SAHİPLENELİM'
DAİŞ eliyle gerçekleşen katliamlar için adalet sağlanmadığının da altını çizen ok, adalet mücadelesinde kadınların en önde yer aldığını hatırlattı. "Ulusal demokratik talepler bakımından nasıl kadınlar serhıldan dediyse barış için de kadın serhıldanına ihtiyaç var" diyen Ok, Rojava kadın devrimine yönelik saldırılara işaret etti. Ok, şöyle devam etti: "Ortadoğu coğrafyasında Rojava kadın devrimi adeta kadınların ışığı, güç aldığı, yaslandığı bir mevzi. Rojava devrimi bugün kuşatma altındaysa kadın devrimi de kuşatma altında. Bu kuşatmanın yarılması gerek dünya kadın hareketi, gerek Ortadoğu kadın hareketi bakımından Rojava kadın devriminin sahiplenilmesi önemli. Özellikle cihatçı faşist zihniyetteki örgütlenmeler, iktidarlar kadınların yaşamını zindana çevirdi. Çeşitli örnekler yaşadık. Buradaki tek istisnai örnek Rojava'dır. Rojava'yı farklı kılan kadın devrimi, cins bilinci, kadın devrimci bakış açısı. Her şeyden önemlisi Rojava kadınlarının devrimci örgütlülüğüdür. DAİŞ gibi bir cani örgütü yenilgiye uğrattı. Kendi özgürlük alanında, ekolojik bakış açısına sahip bir devrim, bir  yaşam inşa etti. Dolayısıyla barışın kadınlaşma hali en önemli şeyin kendisi. Kadınların devrimci örgütlülüğü, devrimci mücadelesi olduğunu, kendisini güçlü biçimde ifade etmekten geçtiğini gördük."

ÖRGÜTLÜ MÜCADELE ÇAĞRISI
Kadınların örgütlenmesinin önemine dikkat çeken Ok, "Kadınlara dönük her türlü şiddetin son bulması, faillerin yargılanması sağlanmadan barışın demokrasinin olmayacağını ifade etmek istiyoruz. Bunun için de kadınlara karşı gerçekleşen örgütlü kötülüğü yenmenin, kadınların devrimci örgütlülüğü olduğuna inanıyoruz" dedi.