19 Mayıs 2024 Pazar

Batman'da Can ve Kaya'nın akıbetleri soruldu

Batman'da yapılan kayıp eyleminde İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ve kurucu üye Dr. Hasan Kaya'nın akıbetleri soruldu.
Gülistan Caddesi'ndeki eylemlerinin yasak olması nedeniyle "Kayıplar bulunsun failler bulunsun" eyleminin 430'uncusu İHD Batman Şubesi’nde gerçekleştirildi.
 
İnsan hakkı savunucuları, kayıp yakınları, Özgür Hukukçular Platformu üyesi avukatlar eyleme katıldı. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı bu haftaki eylemde İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ve kurucu üye Dr. Hasan Kaya'nın akıbetleri soruldu.
 
Bu haftaki basın açıklamasını İHD Batman Şubesi Kayıplar Komisyonu Sorumlusu Mehmet Zeki Tangüner, 21 Şubat 1993 tarihinde İHD Elazığ Şube Başkanı Av. Metin Can ve kurucu üye Dr. Hasan Kaya'yı saygı ile andıklarını söyledi. Kaya ve Can'ın kaçırılmasının hemen ertesi gün işkenceye maruz kaldıklarını hatırlatan Tangüner, "Kaçırılışlarından bir gün sonra arabaları Elazığ Yazıkonak (Vartatil) beldesinde bir besici ahırı yakınlarında bulunur. Sonradan bu ahır içinde Metin Can ve Hasan Kaya'ya vahşice işkenceler yapıldığı anlaşılır. Arabanın bulunmasıyla, en başta yakın akrabaları ve dostları olmak üzere, halk tarafından SHP Elazığ il binasında açlık ve ölüm orucu eylemi başlatılır. Ayrıca, bazı siyasi partiler, sendikalar, İHD gibi dernekler ile birçok demokratik sivil toplum kuruluşları da bu ölüm ve açlık orucu eylemlerine gerekli desteği vermek için yoğun katılım sağlar" hatırlatmasında bulundu.
 
Kaya ve Can'ın JİTEM tarafından kaçırıldığını ve kurtarılmaları için çalışmalar yapıldığını sözlerine ekleyen Tangüner, "Dönemin İçişleri Bakanı ve Aydın Milletvekili İsmet Sezgin ile görüşmek üzere, Metin Can’ın doktor eşi Fatma Can İHD tarafından oluşturulan bir heyet ile birlikte Ankara’ya gider. Bakan heyet temsilcilerini kabul ederek, heyette bulunan Doktor Fatma Can'a 'Siz hiç endişe etmeyiniz aldığımız duyuma göre eşiniz bir-iki gün içinde evine dönecektir' sözleriyle güvence verir. Bu sözler üzerine heyet Elazığ’a geri döner. JİTEM heyetle ve halkla alay edercesine, eylemin yapıldığı ve halkın kitlesel olarak bulunduğu SHP il binasının önündeki elektrik direğine bir poşet içinde Metin Can’ın ayakkabılarını asar. JİTEM bununla da yetinmeyerek, Metin Can ve Hasan Kaya’nın evlerine telefon açarak ailelerine işkence seslerini dinletir. Demokratik sivil toplum kuruluşlarının ve halkın tüm çabalarına rağmen, Cenazeleri 26.02.1993 tarihinde Dersim yakınlarında ve jandarma karakoluna çok yakın bir mesafede olan Dinar köprüsünün altında cesetleri bulunur. Olayın yaşandığı tarihte Elazığ'dan Dersim yakınlarındaki Dinar köprüsüne kadar en az beş kontrol noktası bulunmaktaydı" diyerek yaşananları anlattı.
 
'CEZASIZLIĞA KARŞI DA MÜCADELEDİR'
 
JİTEM’in eski sorumlusu Ahmet Cem Ersever olaydan birkaç ay sonra Aydınlık gazetesine itiraflarda bulunduğunu vurgulayan Tangüner, "Metin Can ve Hasan Kaya’nın öldürülmesine karışan iki kişinin ismini ve adresini vermesine rağmen failler hakkında hiçbir soruşturma yapılmadı.
 
JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan ise yıllar sonra bu olayı basına ve kitaplara şöyle aktardı: 21 Şubat 1993 pazar günü akşam, arkadaşlarının evinden ayrıldıktan sonra öldürülen Avukat Metin Can ve Doktor Hasan Kaya cinayetinin arkasında Yeşil ismine rastlıyoruz. Avukat ve doktorun katledilmesi olayında Yeşil ile birlikte Mesut Mehmet oğlu (Hazrolu) adlı itirafçı da vardı" diye konuştu.
 
Kaya ve Can'ın akıbetlerine ilişkin yaşananların açıkça ortada olduğunu ifade eden Tangüner, faillerin halen yargılanmadığını söyledi. Can ve Kaya dahil tüm kayıpların akıbetleri ve onları katledenlerin yargılanana kadar mücadele edeceklerini belirten Tangüner, "Bu mücadele aynı zamanda cezasızlık politikası ve uygulamasına karşı bir mücadeledir" dedi.
 
Konuşmalarına ardından beş dakikalık oturma eylemi yapıldı.