4 Mayıs 2024 Cumartesi

Batman ve İzmir'de kayıpların akıbeti soruldu

Batman Mehmet Güler, İzmir'de ise Maksut Tepeli için düzenlenen eylemlerde  gözaltında kayıp dosyalarında cezasızlık politikalarına tepki gösterildi. Eylemlerde, faillerin yargılanması istendi. 

İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman ve İzmir Şubeleri, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarıyla bu haftada kayıpların akıbetini sordu, faillerin yargılanmasını istedi.

BATMAN
Batman'da 515. hafta eylemi Gülistan Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde gerçekleşti. 1 Aralık 1997 yılından beri kayıp olan Mehmet Güler'in dosyasının kamuoyuyla paylaşıldığı eylemde, anne Şefika Güler'in şu sözleri aktarıldı:"Oğlum Mehmet 1973 doğumluydu, Henüz 24 yaşındaydı. Kaybolduğu günün sabahında İhlas Kargo bürosuna gitmiş, kargoya ait bir araca binerek şoförle birlikte Batman'a gitmek üzere yola çıkmışlar ve o tarihten beri oğlum Mehmet kayıplara karıştı. Oğlumun kaybolmasıyla ilgili Batman ve Silvan Cumhuriyet Başsavcılıklarına dilekçe ile başvuru yaptık ancak bir sonuç alamadık. Bugüne kadar yaşayıp yaşamadığına dair herhangi bir bilgi alamadık."

Failler yargılanana kadar mücadelenin süreceği vurgulanan açıklamada, "Savcıları göreve çağırıyor, yasal düzenlemeler yapılmasını ısrarla talep ediyoruz. Kayıplarımızın akıbetini sorgularken, onlara dair bir izi bulunmadan, hakikatler ortaya çıkarılmadan ve adalet sağlanmadan bu mücadeleden asla geri adım atmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz. Hakikatten ve haklılığımızdan aldığımız meşruiyetle susmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz" denildi. 

İZMİR
İzmir'de de Konak'ta bulunan eski Sümerbank önünde yapılan eylemde, dosyasında 38 yıldır cezasızlık politikası uygulanan Maksut Tepeli'nin hikayesi aktarıldı. Devrimci bir öğretmen olan Maksut Tepeli'nin 25 yaşındayken 2 Şubat 1984'te İstanbul Küçükbakkalköy'de kurulan pusuda polisler tarafından vurulduğunu ve yaralı şekilde gözaltına alındığı kaydedildi. 

Hastaneye götürülmeyen ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şube'de işkenceli sorguya tabi tutulan Tepeli'nin 5 Şubat 1984 tarihinde gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi'ne kaldırıldığı belirtildi. Açıklamada, "Hastanede ölen Maksut Tepeli'nin bedeni kaybedildi. Ailesinin bilgisi dışında nüfus kütüğüne ‘ölü' kaydı düşüldü. 19 yıl sonra, Maksut'un eşi nüfus kağıdını değiştirdiğinde yeni kimliğinde ‘dul' kaydını gördü. Maksut için nüfus kütüğünde öldüğüne dair kayıt düşüldüğü o zaman anlaşıldı" denildi. 

Açıklama şöyle devam etti: "Ailesinin ve İHD İstanbul Şubesi'nin ısrarlı takibi ile 2003'te Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı'nın yeniden soruşturma başlatması sağlandı. Maksut Tepeli'nin ölümü ile ilgili düzenlenen belgelere ulaşıldı. Bu belgelere göre Maksut Tepeli 5 Şubat tarihinde Haydarpaşa Numune Hastanesi'nde ölmüştü. Bu belgenin altında Üsküdar Cumhuriyet savcısı Olgun Alpay ve Adli Tabip Kemalettin Artuner'in imzası vardı.

Yıllar sonra Maksut Tepeli'nin , Helvacıdede Mezarlığı'na defnedildiği açıklandı fakat mezar yeri bilinmiyordu ve hala bilinmiyor. Maksut Tepeli'yi işkenceyle öldüren polislerin kimliklerinin belirlendiği ama Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığının polisler hakkında takipsizlik kararı verdiği de açığa çıktı. Bütün bunlara rağmen Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı da, 2006 yılında aynen sıkıyönetim savcılığı gibi şikayet hakkında takipsizlik kararı verdi. Karara yapılan itiraz, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. 2012 yılında yapılan yeni suç duyurusu 24 Aralık 2014 tarihinde zaman aşımı gerekçesi ile takipsizlik kararıyla sonuçlandı.

Maksut Tepeli'nin vurulması ve sorgulanmasında görev yapan polisler; Rahmi Kaya, Servet Bozkurt, Hasip Dönmez, Zafer Elemen, Şeyhmus Altın, İlhami Öztürk, Hikmet Taşdelen, soruşturma savcısı Necdet Cancı, takipsizlik kararı veren Hakim Yarbay Muhteşem Savaşan, Emniyet Müdür Yrd. Mehmet Ağar, İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Yiğit, İstanbul Valisi Nevzat Ayaz, yıllar sonra yeniden açılan dosya hakkında takipsizlik kararı veren Kadıköy Cumhuriyet
Savcısı Nihat Çakar'dı."