13 Mayıs 2025 Salı

Bakırhan: Tarihi bir görev Meclis'in önünde duruyor

Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Kürt meselesinin çözümü ve ülkemizin demokratikleşmesi için tarihi bir görev Meclis'in önünde duruyor" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin haftalık Meclis grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Soma katliamının yıldönümü olduğuna dikkat çeken Bakırhan, "Soma'da yaşamını yitiren emekçi kardeşlerimize, canlarımıza, yoldaşlarımıza tekrar rahmet diliyor; onları saygı ve minnetle anıyorum. Bu katliamın takipçisi olacağımızı, her daim gündemimize alacağımızı da belirtmek istiyorum" dedi.

Çok önemli bir tarihi sürecin içinde olduklarını belirten Bakırhan, "86 milyon insanın yüreği, gerçekten barış için atıyor. Yapılan açıklamalardan sonra yapmış olduğumuz seyahat, gezi, toplantı, miting ve buluşmalarda Türkiye toplumunun barışa susadığına hep birlikte şahit olduk" dedi.

PKK kongresi ve ardından açıklanan kararların Kürt sorununda demokratik çözüm için bir şansı ortaya çıkardığını belirten Bakırhan, "Barış ve demokrasi mücadelesinde yitirdiğimiz her bir canımızı bir kez daha minnet ve saygıyla anıyor, onların anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Bugün burada alkış tutan tertemiz yüreklerle birlikte onların barış, demokrasi ve özgürlük bayrağını kesinlikle yerine taşıyacağımızın sözünü bir kez daha yineliyorum" ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE TARİHİNİN EN SARSICI OLAYLARINDAN BİRİ'
Dün Ortadoğu'nun tarihi günlerinden birini yaşadıklarını vurgulayan Bakırhan, şöyle devam etti: "27 Şubat'tan 12 Mayıs'a uzanan bu kısa ama tarihi süreç, bir dönemin kapanışını ve yeni bir dönemin de açılışını ilan etti. Sayın Öcalan'ın öncülüğünde yaşanan dönüşüm hem Kürt siyasal tarihinin hem de Türkiye tarihinin belki de en sarsıcı olaylarından birisidir. Büyük bedellerle yürütülen mücadele, şimdi artık yerini meselenin çözümüne ve demokratik bir toplumun inşasına bırakıyor. Bu karar, Kürt-Türk ilişkilerinde demokratik bir zemini kurma, ortak bir vatan fikrini büyütme ve barışçıl bir çözümü büyütme çağrısıdır aynı zamanda. Bu karar yalnızca Kürtlere değil, Türkiye toplumuna ve uluslararası kamuoyuna da verilmiş çok önemli bir mesajdır. Bu çağrılar ve kongrelerden sonra 86 milyondan, yani bizden beklenen; haklarımıza ve geleceğimize en güçlü şekilde sahip çıkmamız, özümüzü büyütmemiz ve demokratik siyaseti dönüştüren bir irade ortaya çıkarmamızdır."

'BAZI DÜZENLEMELER BAYRAM SONRASINA BIRAKILMADAN YAPILMALI'
Bu bağlamda kalıcı, hukuki ve siyasi düzenlemeleri yapma sorumluluğunun siyasete düştüğünü vurgulayan Bakırhan, "Uluslararası kamuoyuna düşen de bu süreçte gerçek anlamda destek olmak ve omuz vermektir. Başta Meclis olmak üzere siyasi partiler, sivil toplum ve demokratik kitle örgütleri, aydınlar, yazarlar ve sanatçılar bu sürecin gerçek sahipleridir Bu sürecin başarıya ulaşmasında ellerinden geleni yapacaklarına kuşkumuz yoktur" dedi.

Bakırhan, "İnsani, somut ve güven artırıcı bazı düzenlemelerin bayram sonrasına bırakılmadan yapılması Türkiye'nin önünü açacaktır, Kurban Bayramını çifte bayram haline getirilecektir. Bu konuda da yürütme erkinin üzerine düşen görev ve sorumluğu yerine getirmesini beklediğimizi belirtmek istiyorum" ifadelerini kullandı.

'HEP BİRLİKTE BU SÜRECİ SAHİPLENMEMİZ GEREKİYOR'
Bakırhan, şu ifadeleri kullandı: "Dilin sustuğu, vicdanın durduğu, kelimelerin anlamsız olduğu bir tarihi birlikte yaşadık. Bu acı dolu deneyimler on yıllardır bu toprakların vesikası oldu. Allah bir daha bu ülkenin analarına, babalarına, çocuklarına kaldıramayacağı acılar yaşatmasın. İşte onun için hep birlikte bu süreci sahiplenmemiz gerekiyor. O günleri yaşamamamız için. Artık bugün, Türkiye'nin kırık umutlarını onarma, acılarını azaltma, dağlanmış kalplerine merhem olma günüdür. Kederi yüzyıllardır birlikte yaşadık, şimdi ortak kaderi ve kardeşliği büyütme ve çoğaltma vaktidir. Mezopotamya'nın bereketli ovalarından Karadeniz'in yemyeşil yaylalarına, Ege'nin zeytin kokan kıyılarından Zagros'un karlı zirvelerine kadar aynı gökyüzünün mavisini birlikte paylaştık, aynı toprağın kokusunu ciğerlerimize çekiyoruz."

Ölümden değil yaşamdan yana olmanın zamanı olduğunu vurgulayan Bakırhan, "Gelin, birlikte bu zahmetli ve zor süreci dayanışarak barış sürecine ulaştıralım" dedi. Geçmişi unutmayacaklarını, geçmişle yüzleşeceklerini belirten Bakırhan, "Ama geçmişe takılmadan da demokratik, eşitlikçi, barışçıl bir Türkiye'yi inşa etmeye çalışacağız. Yeter ki cesur ve kararlı olalım. Yeter ki siyasi ikballerimizi, o kandan ve ranttan beslenen anlayışları barışın önüne koymayalım" ifadelerini kullandı.

'TARİHİ BİR GÖREV MECLİS'İN ÖNÜNDE DURUYOR'
Barışın ve çözümün adresinin Meclis olduğuna dikkat çeken Bakırhan, "Meclis milletin barış çağrısına kulak versin, Meclis barışın kurucu gücü olsun. Cumhuriyeti kuran bu meclis 100 yıl sonra cumhuriyeti demokratikleştirsin. Kürt meselesinin çözümü ve ülkemizin demokratikleşmesi için tarihi bir görev Meclis'in önünde duruyor. Başta TBMM olmak üzere tüm erklerin artık sorumluluk üstlenmesinin, görevini yerine getirmesinin zamanıdır. Bu tarihi süreçten artık kimsenin kaçarı yoktur" vurgusu yaptı.

Demokratik siyasetin önündeki engellerin kaldırılması gerektiğinin altını çizen Bakırhan, "Demokratik siyaset ve çözüm, emin olun ki hepimizi güçlendirecek ve zenginleştirecektir. Demokratik siyaset ve çözüm, 100 yıllık Kürt sorununa ve demokrasi sorununa, 50 yıllık çatışmalı sürece son verme gücüdür" dedi.

'BARIŞ KENDİLİĞİNDEN GELMEYECEK'
Meclis'in toplumun barış taleplerine uygun adımlar atarak gücünü ortaya koyabileceğini belirten Bakırhan, "Çünkü barış, demokrasi ve hukuk yalnızca bir kesimin değildir. Sanki sadece Kürtler haklarına kavuşacak da Alevilerin eşit yurttaşlık hakkı olmayacak, Trakyalının ve Karadenizlinin demokratik hakkı olmayacak; sanki Kürt'ün halayı olacak da Laz'ın horonu olmayacak gibi tartışmalar yalan yanlış tartışmalardır. Emin olun ki barış ve demokrasi kazanırsa Türkiye kazanacak. Barış bir lütuf değildir, bir yenilgi değildir; barış 86 milyonun zaferidir, hepimizin kazancıdır" ifadelerini kullandı.

"Barış kendiliğinden gelmeyecek. Geleceğimizi bugünden şekillendirme sorumluluğu hepimizindir" vurgusu yapan Bakırhan, sürecin herkese, bütün Türkiye halklarına büyük sorumluluklar yüklediğini kaydetti. Bakırhan sözlerine DEM Parti İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder ve Batman İl Eşbaşkanı Mustafa Mesut Tekik'i anarak son verdi.