5 Mayıs 2024 Pazar

Aysel Tuğluk 3 hafta ATK'de kalacak

Kobanê davasında tutuklu yargılanan siyasetçi Aysel Tuğluk'un 3 hafta ATK'de gözlem altında tutulacağı belirtildi. Tuğluk'un duruşmadan vareste tutulma talebinin reddedilmesine avukatı Ali Bozan, "İnsani ve vicdani bir karar değil" sözleriyle tepki gösterdi.

IŞİD'in Kobanê'ye yönelik saldırılarına karşı 6-8 Ekim 2014'te yapılan eylemler gerekçe gösterilerek, Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 108 isim hakkında açılan Kobanê davasının 9. duruşması başladı.

Sincan Hapishane Kampüsü'nde, Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen davanın duruşmasına, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ile HDP milletvekilleri, MYK üyeleri, HDP Ankara İl Örgütü üye ve yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.

Sincan Hapishanesi'nde tutulan siyasetçiler duruşma salonuna getirilirken, faklı hapishanelerde tutulan siyasetçiler ise Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. Kimlik tespitiyle başlayan duruşmada, dosyaya eklenen evraklar ve dilekçeler okundu. Hapishanede tutulan ve sağlık sorunları olan siyasetçi Aysel Tuğluk'un 3 hafta süreyle ATK tarafından gözlem altında tutulacağı bilgisi paylaşılırken, YPG'nin "terör" listesinde bulunup bulunmadığına yönelik yazılan müzekkereye cevap verildiği belirtildi.

TUĞLUK'UN VARESTE TALEBİNE RED
Vareste bulunma taleplerine ilişkin iddia makamı, mazeret dilekçesi veren tarafların sağlık mazeretleri dışındaki taleplerinin reddedilmesini istedi.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu siyasetçi Aysel Tuğluk'un henüz savunmasının alınmamış olunması nedeniyle vareste talebinin reddine, ancak sağlık durumuna ilişkin ATK'den randevu alınmış olması ve gözlem altına alınma işlemleri nedeniyle bu duruşma periyodunda mazeretli sayılmasına, HDP eski MYK üyesi Berfin Özgü Köse'nin ise vareste tutulmasına karar verdi.

Karar ardından söz alan Tuğluk'un avukatı Ali Bozan, mahkemenin müvekkili hakkında vareste tutulma talebinin reddine dair karar vermesinin hukuki yanının dışında insani ve vicdani olmadığını belirtti. Bozan, "İstanbul ATK'nin vermiş olduğu bir karar var. Müvekkilimiz İstanbul bu hafta ATK'ye sevk edilecek. Bunlar göz önünde bulundurularak vareste tutulmasını talep ediyoruz" dedi.

'TALİMAT YOLUYLA MÜŞTEKİ DİNLENEMEZ'
Bozan, duruşma periyotlarına ilişkin itirazlarının sürdüğünü belirterek, "Mahkemeler bütün işlemleri ara kararlarıyla yapmak zorunda. İfade verme işlemlerine ilişkin detayları anlamak için adet bulmaca çözmeye çalışıyoruz. Bunu yaşamak zorunda değiliz. Bir anda mahkemenin aklına gelmiş falanca sanıkların ifadelerinin gönderilmesine diye yazı gönderiyor. Bu haliyle dosya yamalı bohça haline döner. Bundan sonraki periyotlarında duruşma tutanaklarında karar altına alınan hususlar dışında herhangi bir işlem yapılmaması talebimiz var aksine yasaya aykırı olacak" diye konuştu. Talimat yokluğunda müşteki dinlenmesine ilişkin olan itirazları yineleyen Bozan, "En başından beri diyoruz ki talimat yokluğunda müşteki dinlemeyin, dinleyemezsiniz. Mahkemeniz, müştekilere soru sormayla ilgili bir ara karar sundu ve mahkemeniz bize bir süre verdi. Bu kararın gerekçesi itirazlarımızı haklı kılıyor. Mahkeme bize hak verdi. Ancak heyetin sorunu şu ki, bugüne kadar dinlenen müştekilere geri dönemiyor. Talimat yoluyla müşteki dinlenmesinden vazgeçilmesini talep ediyoruz. Yöntem belli ya mahkemede müştekilerin hazır edilecekler ya da SEGBİS yoluyla hazır edilecekler" diye belirtti.

DİLEKÇELER İŞLEME ALINMAMIŞ!
Ertuğrul Kürkçü'nün avukatı Mehmet Oruç, daha önce verdiği dilekçelerin işleme koyulmadığını bilgisini vererek, "11 Ocak'ta dilekçe verdim. Bu dilekçede 10 Aralık'ta verdiğim dilekçenin dosyaya alınmamasına ilişkindi. Mahkemenizle başlatılan işlemlere ilişkin itirazlar vardı ama yer verilmedi. UYAP'taki yazışmalardan ya da onlarca insanların kendisine ait olmayan evlerine mahkemenin tarafından asılan müzekkereler asıldı. Benim müvekkilim ile ilgili Türkiye'nin onlarca şehrinde asılmış müzekkereler var, kendi evinin dışında. Üstelik yargılananların tamamının isimleri liste halinde yazılarak, suçun şahsiliği ilkesi çiğneniyor. Ben şimdi bunun nasıl bir hukuksuzluğa yol açtığına ilişkin bir kez daha sözlü itirazımı dile getiriyorum" diye konuştu.

Oruç, Ertuğrul Kürkçü’nün yurt dışında ikamet ettiğini ve kaçmadığını bu soruşturma yürütülürken defalarca Türkiye’ye girip çıktığını hatırlattı. Kürkçü, "Üstelik uygun şekillerde tebligat da gönderilmiş değil. Ama buna rağmen Selahattin Demirtaş ve diğer yargılananlar hakkında verilen tutuk devam kararlarını Ertuğrul Kürkçü’nün kaçak olduğu gerekçesine dayandırıyorsunuz. Müvekkilim kaçak değil ama siz kaçak olduğuna karar vermişsiniz. Sizin başka bir ajandanız var başka bir saikle yürütüyorsunuz işleri" sözleri ile tepkisini dile getirdi.

"Mahkemeniz görünemeyen, izlenemeyen, fark edilemeyen bir duruşma süreci izliyor" diyen Oruç, Ertuğrul Kürkçü’nün tarihsel bir şahsiyet olduğunu ve yargılamadan kaçmadığını belirtti. Oruç, "Eğer müvekkilim savunma yaparsa bundan 60 yıl önce cinayetlerin nasıl devlet içinde örgütlendiğini, dönemin başbakanın Yassı Ada yargılamalarından bugün yaşananlara kadar gelir mahkemeye ve demokrasi mücadelesine katkı olarak sunar. Siz şimdi müvekkilim ve diğer yargılananları yaftalıyorsunuz. Bu ihsasi rey niteliğindedir. Müvekkilimi yaftalamayın" dedi.

'AİHM IRMAK'IN DOKUNULMAZLIĞINA YARIN KARAR VERECEK'
Avukat Erhan Ürküt ise söz alarak, Selma Irmak için de aynı yaftalamanın gerçekleştiğini belirterek, "Selma Irmak’ın bu dosyadaki yargılama gerekçesiyle dokunulmazlığı kaldırılmıştı. AİHM dokunulmazlığının kaldırılmasına ilişkin yarın karar verecek. Bir ihlal kararı verilecektir. Ve bu karar doğrultusunda yargılama düşecek" diye belirtti.

'AÇIK TANIK KEREM GÖKALP İÇİN TALEPLER REDDEDİLDİ'
Ardından söz alan dava avukatlarından Kenan Maçoğlu, açık tanık Kerem Gökalp için taleplerin reddedildiğini hatırlatarak, "Biz 15 gün gözetim altında tutulduğunu ve o süre zarfında bu dosya hakkında ifade verdiğini ifade etmiştik ve dosyadan celbini talep etmiştik. Ancak siz reddetmiştiniz. Bu bir zorunluluktur. Açık tanık Kerem Gökalp’e ne şekilde ulaşıldığına dair dosyada bir bilgi ve belge yok. Ya savcılık ona ulaştı ya da o savcılığa ulaştı. Diğer gizli tanık Ulaş da aynı şekilde. 13 Ocak 21 tarihli fezlekede yer alıyor. Kerem Gökalp’in bu dosyada tutuk gerekçesi yaptığınız 6 sayfalık ifade tutanağı var. Fakat bir de soruşturma dosyası kapsamında verdiği bir ifade var. Bu bizden de sizden de saklanmış. Biz bunu AYM’de HDP Kapatma davasında gördük. Biz bunu sunduk ama talebimizi reddettiniz. Kerem Gökalp’in 2 ifadesi var biri dosyanızda mevcut diğerinin de celbini istiyoruz. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasında gizlilik olduğu gerekçesiyle ifadesi ve teşhis tutanaklarının tamamını göndermeyeceğini ifade etmiş. Dosyaya neredeyse her hafta bir tanık ifadesi ekleniyor. Onların tamamı gönderiliyorsa bunların da gönderilmesi gerekiyor. Gizli tanık Ulaş’a nasıl ulaşıldığına dair tek bir bilgi yok. Nereden ve ne şekilde bilgi sahibi olduklarına dair bilgi elde edilmesi gerekirken dosyaya eklenmiyor ve tutuk devam gerekçesi yapıyorsunuz. Gizli tanık Ulaşın ifadelerinin tamamının mutlak şekilde dosyaya getirilmesi gerekiyor aksine biz suç duyurusunda bulunacağız" dedi.

'TEMAL DAYANAK GİZLİ TANIK İFADELERİ'
Kobanê kumpas davasının temel dayanağının gizli tanık ifadeleri olduğunu ifade eden Maçoğlu, "Savcı Ahmet Altun, 25 Temmuz 2018 tarihinde HSK tarafından İzmir’e başsavcı olarak atandı. Daha sonra İzmir’den Ankara’ya atanmış. 10 ay boyunca Savcı Altun, İzmir’de başsavcı vekili olması gerekirken Ankara’da Kobanî soruşturması yürütmüş. Bunun ne şekilde yapıldığının sorulmasını talep ediyoruz" dedi.

Avukat Zeynep Sedef Özdemir de yargılananların kapılarına asılan "açık ilanların" teşhire dönüştüğünü belirterek bu durumdan vazgeçilmesini talep etti. 
 
Duruşmaya bir buçuk saat ara verildi.