27 Nisan 2024 Cumartesi

AYM: Birgül Mızrak'a işkence yapıldı

Birgül Mızrak'a 2018 yılında gözaltında işkence yapıldığını tespit eden AYM, polisler hakkında yeniden soruşturma yürütülmesi kararı aldı.

Birgül Mızrak'ın 2018 yılında gözaltına alındı ve 8 gün boyunca işkenceye maruz kaldı. Ezilenlerin Hukuk Bürosu (EHB), müvekkillerine işkence yapan polisler hakkında şikayette bulunduğu, ancak takipsizlik kararı verildi. EHB, konuyu Anayasa Mahkemesine taşıdı. AYM, Mızrak'a işkence yapıldığını tespit ederek, polisler hakkında soruşturma yürütülmesi için kararın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine hükmetti. AYM ayrıca, Mızrak'a 20 bin TL tazminat ödenmesi kararı verdi.

16 Aralık 2018 tarihinde gözaltına alınan Mızrak, 8 günlük gözaltının ardından tutuklandı. Mızrak, gözaltına alınırken ters kelepçe takıldı, bindirildiği araçta kaba dayak ve hakarete maruz kaldı. Vatan Caddesinde bulunan İstanbul Emniyet Müdürlüğünde ise gözaltı süresince cinsel taciz, uyutulmama, uzun süre soğukta ayakta bekletme ve psikolojik işkence uygulandı. İşkenceci polisler, Mızrak'ın gözaltında tutulduğu süre içindeki işkenceyi, "kademeli olarak zor kullanıldı" ifadeleriyle kabul etti.

İŞKENCE DOKTOR RAPORUYLA BELGELENDİ
Oysa işkencenin daha gözaltına alınırken başladığı Haseki Hastanesinde verilen raporla ortaya çıktı. İstanbul Emniyet Müdürlüğüne götürülmeden önce doktor kontrolünden geçirilen Mızrak'ın yüzünün sağ tarafında sınırları belirsiz dağınık seyirli kırmızı renkli ekimoz alanları, sol el dorsal yan yüzde yaklaşık 1 cm alanlı doku erezyonu tespit edildi.

Gözaltının üçüncü gününde ise, sol el sırtı serçe parmağı kökünde 0,1x0,5 cm'lik kabuklu lezyon, alın sağ kısımda birkaç adet 0,2x1 cm kırmızı ekimoz, alın sağ yanakta 3 cm çaplı ve 0,2x1 cm'lik birkaç adet kırmızı ekimoz, sağ göz altında 2 cm çaplı kırmızı renkli ekimoz, sağ üst göz kapağı üzerinde 0,5x2 cm kırmızı renkli ekimoz, sol göz altında 0,3x1,5 cm çaplı kırmızı renkli ekimoz, sol diz arka kısımda 5 cm çaplı daha çok yeşil renkte yeşil-mor renkli heterojen görünümde ekimoz tespit edildi.

Gözaltının 7. gününde de sol göz altında 0,5x1 cm'lik kırmızı ekimoz, sağ üst göz kapağında 0,3 cm çaplı kırmızı renkli ekimoz doktor raporuyla belgelendi. Gözaltına alındığı anda başlayarak, gözaltında kaldığı 8 gün boyunca sistematik işkenceye maruz kalan Mızrak, işkenceci polisler hakkında suç duyurusunda bulundu.

GÖSTERMELİK SORUŞTURMA
Başsavcılığın talebi üzerine gözaltı merkezindeki kamera kayıtları verildi. Ancak kamera kayıtlarında işkenceye dair belgeye rastlanmadı. Polis, "kademeli olarak zor kullanıldı" şeklindeki ifadeyle işkence yaptığını kabul ederken, savcılık, işkenceci polisler hakkında, "şüphelilerin mağdurlara yasal yetkilerini aşarak ihbara konu eylemi gerçekleştirecek fiilleri işlediklerine dair kamu davası açmayı gerektirir kanıt ve emare elde edilemediği" öne sürerek kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdi.

Mızrak ve avukatlarının karara itirazı, İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği tarafından reddedildi.

Mızrak, işkence suçunu 19 Şubat 2020 tarihinde Anayasa Mahkemesine (AYM) taşıdı.

AYM: İŞKENCE DOKTOR RAPORUYLA BELGELENDİ
AYM, başvuruyu 2 Kasım 2023 tarihinde karara bağladı. İşkencenin doktor raporlarıyla belgeli olduğuna işaret eden AYM, "Bir kişinin devletin gözetim ve denetimi altında bulunduğu bir zaman diliminde yaralandığının tespit edilmesi halinde söz konusu yaralanmanın nasıl oluştuğu hususunda makul bir açıklama getirme yükümlülüğü devlete aittir" hatırlatmasında bulundu.

İşkenceye ilişkin, "kovuşturmaya yer olmadığı" yönündeki kararda, "başvurucunun özellikle göz bölgesindeki yaralanmanın nasıl meydana gelmiş olabileceğinin açıklanamadığı, yapılan açıklamanın da sağlık raporlarında tespit edilen yaralanmalar ile uyumlu olmadığı" tespitinde bulunan Anayasa Mahkemesi, kararında, "devletin Anayasa'nın 17. maddesi kapsamında negatif yükümlülüğüne aykırı davrandığı sonucuna ulaşılmıştır" dedi. 

Birgül Mızrak'ın işkenceye maruz kaldığı sonucuna veren Anayasa Mahkemesi kararında şu ifadelere yer verildi: "Somut olay bir bütün olarak ele alındığında eylemin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele olarak nitelendirilmesi mümkün görülmüştür.
"Bireyin bir devlet görevlisi tarafından hukuka aykırı olarak ve Anayasa'nın 17. maddesini ihlal eder biçimde bir muameleye tabi tutulduğuna ilişkin savunulabilir bir iddiasının bulunması hâlinde sorumluların belirlenmesini ve gerekirse cezalandırılmasını sağlamaya elverişli, etkili bir soruşturmanın yapılması gerekir."

İŞKENCECİLERİN KİMLİKLERİ TESPİT EDİLMEDİ
Soruşturma aşamasında, Mızrak'a işkence yapan polislerin kimliklerinin tespit edilmediği, ifadelerinin alınmadığı, tutanaklara dayanılarak kararı varıldığını belirten AYM, "Sonuç olarak kötü muamele oluşturduğu iddia edilen eylemlerin ve olayın aydınlatılması amacıyla resen başlatılan etkili bir ceza soruşturması yürütülmediği, yapılan soruşturmada varılan sonuçların tüm bulguların kapsamlı ve nesnel analizine dayalı olması gerekliliklerine uyulma konusunda gerekli özenin gösterilmediği sonucuna ulaşılmıştır" diyerek, işkenceci polisler hakkında yeniden soruşturma başlatılması kararı aldı. AYM kararında, "ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesi" gerektiği de vurgulandı.

AYM, Mızrak'a 20 bin TL manevi tazminat ödenmesi de hükmetti.