28 Mart 2024 Perşembe

AvEG-Kon Eş Başkanı Ocak: Karanlığa inat ateş böceği olacağız

AvEG-Kon Eş Başkanı Birsel Ocak, AKP'nin kadın düşmanı politikalarının mülteci kadınlar üzerindeki etkisinin, kadınların birleşik mücadelesi ile kırılabileceğini belirtti, "Karanlığa inat ateş böceği olacağız" dedi.

AKP-MHP iktidarının erken seçim kararı almasıyla, Avrupa'daki göçmen örgütleri de seçim çalışmalarına başladı. 24 Haziran seçimleri öncesinde AvEG-Kon Eş Başkanı Birsel Ocak, sorularımıza yanıt verdi.

AKP hükümetinin kadın politikasının Avrupa'daki Türkiye ve Kürdistanlı göçmen kadınlara yansıması nasıl oluyor?

AKP'nin kadın düşmanı politikalarının göçmen kadınlar üzerindeki etkisi daha hızlı ve daha katı oldu. Çünkü göçmenlik olgusu geleneksel olana daha sıkı sarılmayı, geldiği ülke ile kimlik ve aidiyet duygusunda daha muhafazakar ve milliyetçi olmayı içinde barındırıyor. Örneğin türbanlı olmak ırkçı, ayrımcı yasa ve uygulamalar karşısında bir direnişe dönüşüyor. Dün utangaçça dolaştıkları Avrupa sokaklarında bir iktidarın gücünü arkaladıklarını bilerek dolaşmak o kadına büyük bir özgüven kazandırıyor. İkincisi ise, AKP'nin yönetme biçimi, kutuplaştırma ve ötekileştirmedir. Bu politikanın Avrupa’daki izdüşümü ise daha sert sınırlar anlamına geliyor. Göçmenler göçmenlerle kavgalı duruma geldiği gibi son referandumda da gördüğümüz gibi Avrupa halkı ile göçmenler arasında da kutuplaşma yaşandı. Gazete ilanlarında Erdoğan’a oy verenlerin ülkelerine gitmesi yönünde kampanyalar açıldı. Göçmenlere yönelik ırkçı, ayrımcı uygulama ve saldırılarda artışlar oldu. AKP iktidarı da bu milliyetçi hassasiyeti oya dönüştürmeyi amaçladı. Göçmen kadınlar ve gençler açısından asıl tehlike bu.

AKP'nin Avrupa'daki Türkiyeli göçmenler arasında seçim çalışması yaptığı biliniyor. Kadın göçmenlere yönelik çalışması oluyor mu?

2004 yılında bizzat Erdoğan'ın teşvikiyle kurulan Avrupalı Türk Demokratlar Birliği'nin (UETD) "kadın kolları" var. 16 farklı ülkede toplam 144 şubeye sahip. Bu sayede göçmen kadınlara ulaşıyor, eğitim çalışması, kadın kampları ve teşkilatlanma çalışması yürütüyorlar.  Türkiye ve Kürdistan’da olduğu gibi Avrupa’da da ev ev gezen, kadınları ikna etmeye çalışan, sandığa kadar götüren bir kadın kolları çalışması var.

AvEG-Kon olarak nasıl bir seçim çalışması yürüteceksiniz?

AvEG-Kon olarak her üyemiz gece-gündüz, kapı kapı dolaşarak sömürgeci faşist diktatörlüğün gerçek yüzünü teşhir edecektir. Elbette ezilenlerden yana olarak onların gerçek kurtuluşlarına dair toplumsal projelerimizi de anlatacağız. AvEG-Kon olarak sadece hazır potansiyeli değil diktatörlüğün yürüttüğü kirli savaşa karşı öfke duyan herkesi sandığa taşıyacağız. Seçim çalışmasının esası oy potansiyelinin örgütlü bir güce dönüştürülmesidir ki bunu ancak seçim sonrası için net bir perspektif ve hedefe sahip olarak aşabiliriz. Bundan dolayı AvEG-Kon’a üye olan ve seçim sürecinde büyük bir emek ve fedakârlıkla çalışan herkes seçim çalışması anında seçim sonrasının örgütlenmesine kilitlenecektir. İlk kez kapısını çaldığı eve ikinci kez ne zaman geleceğini planlayacaktır.

Güncel olarak 12 Mayıs’a kadar seçmen kayıt sorgulanmasına kilitleneceğiz. Bunun için de ihtiyacımız olan tek şey bir bilgisayar ya da akıllı telefon.

Kadın seçmenlere hangi politik söylem ile gideceksiniz? 

Kadının iradesini güçlü kılacak uygulamaları güvenceleyecek bir sistem önceliğimiz olacaktır. Politikanın her kademesinde eşit temsiliyet hakkının, kadına yönelik her türlü şiddetin ve şiddeti yaratan sistemin duvarlarını yıkmak olduğunu biliyoruz. Milyonların iradesini temsil eden kadın vekillerimizin rehin politikasının son bulması için tüm kadınlar olarak yürüteceğimiz çalışma aynı zamanda bir direniştir. Göçmen kadınların birleşik mücadelesine bugün daha çok ihtiyacımız var. Birleşik kadın iradesinin değiştirici gücü ancak kararları esas alan kadın meclislerinin oluşmasından geçer. Bundan dolayı da bu süreçte güçlü, birleşik kadın meclislerini kurma çağrısı yapacağız.

Kadın seçmenlere çağrınız nedir? 

Sömürgeci faşist diktatörlüğün kadınlara, çocuklara, halklara, ezilenlere, doğaya karşı açtığı savaşı durdurabiliriz. Bunun için bir tek şeye ihtiyacımız var kendimize güvenmek ve inanmak.

Avrupa’da 7-19 Haziran’da sandığa gidilecek ve sadece bir ayımız var. Kısa zamanda faşizme karşı büyük bir direniş cephesi örmek zorundayız. Kapısını çalmadığımız kadın kalmayacak. Biz kadınlara karanlık bir geleceği reva görenlere inat milyonlarca ateş böceği olacağız ve mutlaka başaracağız.