26 Nisan 2024 Cuma

1 Mayıs'ta katledilen kadınlar anıldı: İsyanımız sürüyor

1977 1 Mayısında katledilen kadın emekçiler, Kazancı Yokuşunda anıldı. Onların mücadelesini geçmişten bugüne taşımayı sürdüreceklerinin sözünü veren kadın emekçiler, kadın düşmanlarına karşı mücadele edeceklerini vurguladı. 14 Mayıs seçimlerinde kadın ve çocuk düşmanı iktidara oy vermeme çağrısı yapan kadınlar, 1 Mayıs'ta Maltepe Meydanında yapılacak eyleme davet etti. Anmada, "Varız, bize yasaklamaya çalıştığınız her yerdeyiz" diye vurgulandı.

1977 1 Mayıs'ında katledilen kadınlar, DİSK Kadın Komisyonu, KESK Kadın Meclisi, TMMOB İstanbul İKK Kadın Komisyonu, TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, TDB Kadın Komisyonu tarafından yapılan eylemde anıldı. Anmada, kadın düşmanı iktidarın ve erkek egemen sistemin kadınları yok saydığı her alanda kadın mücadelesinin yükseleceği vurgulandı.

Diran Nigiz, Hacer İpek Saman, Hatice Altun, Jale Yeşilnil, Kadriye Duman, Leyla Altıparmak, Meral Cebren, Nazan Ünaldı ve Sibel Açıkalın anısına gerçekleştirilen anmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm ve TİP milletvekili adayı Meryem Göktepe'nin de katıldığı anmada, "1 Mayıs 1977'de katledilen kadınlar burada" pankartı açıldı.

KADIN DÜŞMANI İKTİDARA OY YOK
Halka yönelik konuşmalarda, kadın emekçilerin katledilen kadınların mücadelesini yükselttiği belirtildi. Kadınların kendilerine düşman bu sisteme gereken cevabı 14 Mayıs seçimlerinde vereceği söylenirken, kadın ve çocuk istismarı hükümete oy verilmeyeceği ifade edildi. Öte yandan 1 Mayıs Pazartesi günü Maltepe Meydanında gerçekleşecek mitinge çağrı yapıldı.

Eylemde sık sık, "Yaşasın 1 Mayıs, bijî yek Gulan", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Jin, jiyan, azadîî", "Geceleri de sokakları da meydanları da istiyoruz", "Yaşasın kadın dayanışması", "Emeğimiz, bedenimiz, kimliğimiz bizim" sloganları atıldı.

Anma, 1 Mayıs 1977'de katledilenler anısına saygı duruşuyla başladı.

'DEĞİŞTİRMEYE MUKTEDİR OLANIN KADIN OLDUĞUNA İNANCIMIZ TAM'
Basın metnini okuyan Seher Göğerçin, "Bu yıl öfkemiz acımız kadar büyük, depremle üstümüze çöken kapitalist, yıkıcı ve rantçı tek adam rejiminin enkazından geliyoruz bu meydana. Geçmişten bugüne ördüğümüz mücadeleyle, değiştirmeye muktedir olanın kadın olduğuna inancımız tam. 1 Mayıs 1977'de bu meydanda yaşamını yitiren işçi kadınları, o gün bu alanda kaybettiğimiz tüm kardeşlerimizi anmak, o günlerden bu yana büyüttüğümüz özlemini duyduğumuz dünyayı kurma mücadelesini sürdürmekte kararlı olduğumuzu bir kez daha haykırmak için buradayız" dedi. Adaletsizlik üzerine kurulu kapitalist sistemin rekabeti norm aldığını, kadını ve doğayı yok saydığını kaydeden Göğerçin, kadınlara, kuralsız, esnek, güvencesiz, kayıtdışı istihdam dayatıldığını, hayatın diğer alanlarındaki toplumsal cinsiyet ayrımcılığının yeniden üretildiğini belirtti.

'BİZE YASAKLAMAYA ÇALIŞTIĞINIZ HER YERDEYİZ'
Kadın işçilerin mobbinge, ayrımcılığa ve tacize maruz kaldığını, depremin ardından kadınların sırtındaki yükün arttığını vurgulayan Göğerçin, "Varız, bize yasaklamaya çalıştığınız her yerdeyiz. '77 1 Mayıs'ında da olduğu gibi emeğimizin değersizleştirilmesine, yok sayılmasına isyan ediyoruz. İnsana yaraşır iş, eşdeğer işe eşit ücret, ayrımcılıktan ve şiddetten arındırılmış çalışma ortamlarında çalışabilmek istiyoruz. Evde, atölyelerde, fabrikalarda, kamu kurumlarında, tarlalarda emeğimizin karşılığını almayı istiyoruz" dedi.

'GEÇMİŞİ BUGÜNE TAŞIMAYI SÜRDÜRECEĞİZ'
Taksim Meydanına işaret eden Göğerçin, o meydanda söz söyleyen tüm kadınların sesine ses verdiklerini, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kalkmasına engel olan ne varsa karşısında olduklarını söyledi. Göğerçin, şöyle devam etti: "Mevcut koşullarda haklarımızın gasp edilmesine engel olan, emek gasbı, mobbing, istismar ve taciz karşısında hakkımızı aramamıza, sorumluların cezalandırılmasına olanak veren bir mevzuat için mücadele ediyor, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanundan vazgeçmiyor, uluslararası mekanizmaların çalışmasını istiyoruz. Kadının, LGBTİ+'ların kimlikleriyle istihdamda yer bulabilmesine yönelik politikalar istiyoruz. Üyesi olduğumuz emek meslek örgütleri de dahil olmak üzere, mecliste, kurumlarda, örgütlerde, yönetim ve karar mekanizmalarında temsil edilme hakkımıza sahip çıkıyoruz. Sosyal politikalara, kadın istihdam olanağını artırmaya yönelik olarak kreş, bakım evi vb. gibi kamu kurumlarına bütçe ayırmak yerine, bütçesini savaş politikalarını sürdürmeye ayıran hükümetlere dur diyoruz. Kadın emeğine güvence istiyoruz, Depremden etkilenen kadınların okullarına ve işlerine, güvenceli bir biçimde, sosyal haklardan tam olarak yararlanacak şekilde dönebilmelerini sağlayacak politikalar istiyoruz. İstediğimiz koşullar yerine getirilene kadar sözümüzü örgütleyecek, geçmişi bugüne taşımayı sürdüreceğiz."

Açıklamanın ardından katledilen kadın emekçiler anısına Kazancı Yokuşuna karanfiller bırakıldı.