24 Kasım 2024 Pazar

Viyana'de Max Zirngast ile dayanışma etkinliği düzenlendi

Avusturya'nın başkenti Viyana'da, Türkiye'de tutuklu Re:volt dergisi yazarı Max Zirngast için dayanışma etkinliği düzenlendi.
Türkiye'de Re:volt dergisi yazarı tutuklu gazeteci Max Zirngast için Avusturya'nın başkenti Viyana'da dayanışma etkinliği düzenlendi. Schauspielhaus'ta yapılan etkinliğe ilgi yoğun olurken, Max'ın ailesi ve arkadaşları da etkinlikte yerlerini aldılar.
 
Açılış yazar ve Max'ın üniversite arkadaşı Thomas Köck'ün Max'ın tecrit koşullarında kaleme aldığı mektubunu okumasıyla başladı. Ardından Re:volt dergisi yazarı Alp Kayserilioğlu Max'ın politik yaşamı ile ilgili bilgileri paylaştı. Önemli olanın Max'ın verdiği mücadeleyi hatırlatmak ve bunun altının çizilmesi gerektiğini vurgulayan Kayserilioğlu, Max'ın 2015 yılında Türkiye'ye gidişinin sebebinin de politikaya ve gazeteciliğe olan ilgisinden kaynaklandığını ifade etti.
 
'MAX'IN ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN ELİMDEN GELENİ YAPACAĞIM'
 
Kayserilioğlu'nun ardından söz alan Max'ın babası oğlunun gözaltı ve tutuklanma sürecinde hissettiklerini anlattı. Max'ın özgürlüğü için elinden geleni yapacağını ifade ederken, Max özgürlüğüne kavuştuktan sonra da tutsak olan diğer insanlar için mücadeleye devam edeceğini söyledi.
 
Etkinlikte Max'ın gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklandığı belirtilirken, yaşanan hukuksuzluklara da dikkat çekildi. Savcılık tarafından hazırlanan iddianamenin davaya bakan hakim tarafından geri çevrildiği bilgisi verilirken, dosya üstünde süren gizlilik kararının kabul edilemez olduğu belirtildi. Max'ın, 18 Aralık Salı günü, geçtiğimiz sene Meşale Tolu'ya verilen bu sene de Max'a verilecek Dr. Karl-Renner Dayanışma ödülüne yazdığı mektubun hapishane komisyonundan geçmediği hatırlatılarak, içeride ve dışarıda sansürün devam ettiğinin altı çizildi.
 
Ardından söz alan Yeşiller eski milletvekili Berivan Aslan Türkiye'de Türkiye ve Kürdistan kökenli beş Avusturya vatandaşının tutsak olduğunu söyledi. Ancak bunlara olan ilginin az olmasını eleştirirken, Erdoğan'ı eleştiren herkesin potansiyel tutsak olduğunu belirtti.
 
Avusturya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fred Turnheim baskıcı rejimlerin hüküm sürdüğü ülkelerde ilk hedefin gazeteciler ve entellektüeller olduğuna dikkat çekti. AKP ve Erdoğan'ın Avusturya'ya baskı uygulamak için Avusturya vatandaşlarını rehin aldığını ifade eden Turnheim, FPÖ-ÖVP hükümetinin bu konuya karşı ciddi bir tepki göstermemesinin de düşündürücü olduğunu belirtti.
 
Sınır Tanımayan Gazeteciler sözcüsü Rubina Möhring Türkiye'deki koşulların kaygı verici olduğunu, basın özgürlüğünün kalmadığı ve Türkiye'nin otoriter bir devlet olduğunu ifade etti. Avukatların dahi savunma yapma koşullarının ortadan kalktığını belirtirken, yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti ve Max'ın derhal serbest bırakılmasının çağrısını yaptı.
 
Etkinlikte söz alan diğer bir konuşmacı ise ceza hukukçusu ve aynı zamanda ceza mahkemeleri başkanı Friedrich Forsthuber oldu. Forsthuber Max'ın tutuklanması ile ilgili sürecin hukuki değerlendirmesini yaptı. Türkiye'nin hukuk devleti ilkelerini tanımadığının açık olduğunu ifade ederken, Max'ın somut tek bir kanıt olmadan tutuklanmasının skandal bir karar olduğunu söyledi. Sadece gazetecilerin değil aynı zamanda binlerce hakim ve savcının da hapiste olduğunu belirten Forsthuber, OHAL kalkmış olsa da keyfi uygulamaların devam ettiğini belirtti.
 
Etkinliğin sonunda tekrar söz alan Berivan Aslan FPÖ'lü dışişleri bakanının Türkiye'deki adil yargılama koşullarının olduğu açıklamasını sert bir biçimde eleştirirken, Erdoğan'ın AİHM kararlarını dahi kabul etmediğini Selahattin Demirtaş'ın sürecinde gördüklerini ekledi. Aslan haklı bir mücadelenin parçası olduklarını ve Max ile birlikte bütün politik tutsaklar serbest kalana kadar mücadelenin süreceğini ifade etti.