30 Nisan 2024 Salı

Trabzon'un Hrant Dink'e borcu

Katilin devlet olduğu gerçeğine rağmen başta Trabzon olmak üzere bütün Karadeniz (Pontos) Hrant Dink'e ve Ermenilere borçludur.

Bazı Trabzonlular nereli olduklarını utana sıkıla söyleyebildikleri o günlerde öykünürlerdi haksızlıklara, zulümlere karşı duyarlı olması ile nam salmış kimi şehirlerin kimi insanlarına.

Onları utandıran doğup büyüdükleri şehrin Türk ırkçılığı ile anılıyor ve hak, adalet, özgürlük mücadelesi veren kesimlere karşı saldırgan organizasyonlara ev sahipliği yapıyor olması idi.

Acı veren ve utançlarını büyütenlerden birisi de 19 Ocak 2007'de Şişli'de Agos gazetesi önünde işlenen cinayet idi. O gün katledilen Hrant Dink, Ermeni bir gazeteci idi. Hakkında Türk Ceza Kanununun 301. maddesini ihlal etmekten birçok dava açılmıştı, sürekli ölüm tehditleri alıyordu. Cinayet, devletin resmi görevlilerinin de içinde olduğu Karadeniz (Pontos) şehirlerindeki sivil faşist örgütlenmeler içinde yer alan insanlar kullanılarak organize edilmişti. Tetiği çeken katil ise Trabzonlu ve 19 yaşında idi.

Hrant Dink'in cenazesine İstanbul'da yüz binin üzerinde insan katıldı. Türkçe, Ermenice, Kürtçe 'Hepimiz Hrant Dink'iz, hepimiz Ermeni'yiz' ve 'Katil 301' yazılı dövizler taşındı.

Bir gazeteci öldürülmüş ve susturulmuştu. 1909 yılından beri bu topraklarda cinayete kurban giden 62. gazeteciydi (1) Hrant Dink. Ama o aynı zamanda bir Ermeni idi ve Ermeni soykırımına dair yazılarının yanı sıra birçok konferansta konuşmalar yapmıştı.

14 Temmuz 2006'da Reuters Ajansına verdiği röportajda:

"Elbette bir soykırımdır diyorum. Çünkü sonuç kendini zaten tanımlıyor. 4 bin yıldır bu topraklarda yaşayan bir halkın, bu olaylarla birlikte artık orada yok olduğunu görüyorsunuz" (2) demişti.

Hrant Dink'in canına kast edenlerin derdi O'nun Ermeni Soykırımı ile dile getirdikleridir. Soykırımı inkar eden ya da kısmi kabullenen anlayış, Ermeni ve Rumları emperyalist işbirlikçisi olarak değerlendirerek katledilmelerini meşru görmüştü. Resmi tarihin ve resmi devlet görüşünün yalanlarıyla 90 yıl kamuoyundan gizlenen bu gerçek Hrant Dink ile kamuoyunun gündemine gelmiş ve devlet soykırım gerçekliği ile yüzleşmek yerine bu gerçekliği dile getiren Hrant Dink'i katletmeyi tercih etmişti.

Hrant Dink cinayeti ve ardından cenazesi sırasında ortaya çıkan duyarlılık karşısında devlet Karadeniz'de (Pontos) yeni provokasyonlar peşindeydi. Samsun ve Trabzon'da özellikle futbol tribünlerinde beyaz başlık giymiş seyircilerin tezahüratları ve bu şehirlerde görevli polis memurlarının bir kısmının beyaz başlıklar giyerek dolaşması tesadüf değildi. Hrant Dink'i katleden kişinin basına yansıyan ilk görüntülerinde beyaz bir başlık giymesine göndermeydi bu yapılanlar. Cenaze sırasında taşınan dövizlere tahammül edilememiş ve bu cinayetin savunulması devlet tarafından teşvik edilmişti. Ki aynı günlerde basına yansıyan katilin yakalanma görüntülerinde kendisi ile Türk fotoğrafı eşliğinde fotoğraf çektiren asker ve polis görevlileri vardı.

Trabzon üç bin yıldır Helen/Rum Kültürünün merkezi şehirlerden biridir. Bu üç bin yıllık tarihinde nice işgallere, zalimliklere tanıktır. Kimi zaman Roma orduları, kimi zaman Osmanlı ordularının talanı yaşamış yüz yıl önce ise önce 1915'te komşuları Ermenilerin katledilmesine ardından 19 Mayıs 1919 ile birlikte binlerce yıldır o topraklarda yaşayan Hristiyan Rumların öldürülmelerine ve 1923'ten sürgün edilişlerine tanık olmuştur. Geride kalanların büyük çoğunluğu da 1461'deki Osmanlı işgalinden bugüne zaman içerisinde İslamlaştırılmış Rumlardır.

Cumhuriyetin kurulması ile birlikte özellikle asimilasyona tabi tutulan, kontrgerilla örgütlenmelerinin önemli çalışma alanı olan Pontos ve tabi ki Trabzon böyle bir geçmişten dolayı devlet açısından çok önemlidir.

Hrant Dink cinayetinin bu coğrafya üzerine planlanması ve hayata geçirilmesi iki soykırım mağduru toplumun bir anlamda karşı karşıya getirilmesinde nasıl da başarılı olunduğunu göstermektedir.

İşte bundadır bazı Trabzonluların utanç duymaları.

Bu utancın sebebi yüz yıldır sürdürülen inkar ve yalanlara karşın gerçeklerin dile getirilememiş olması ve devletin Rumlara, Ermenilere ve Kürtlere karşı geliştirdiği saldırı politikaları karşısında başta Trabzon olmak üzere tüm Pontos'ta karşı bir duruş sergilenememesidir.

Hrant Dink cinayeti ortadadır.

Katilin devlet olduğu gerçeğine rağmen başta Trabzon olmak üzere bütün Karadeniz (Pontos) Hrant Dink'e ve Ermenilere borçludur.

1 Milliyet gazetesi, 19 Ocak 2007, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin verdiği listeye göre, 1909 yılında öldürülen Hasan Fehmi Bey'den beri 61 gazeteci cinayeti işlenmişti. Hrant Dink listeye eklenen 62. gazeteci oldu.
2 Köşe yazıları, 2000-2011, Gündoğdu Gencer, 2011, Sayfa 380