Dilmeç: Birleşik emek cephesini örgütlemek için 1 Mayıs'ta Taksim'e
İkidarın işçi ve emekçilere dönük saldırılarına karşı 1 Mayıs'ta Taksim'de olmanın birleşik direnişi örgütlemek için güçlü bir zemin yaratabileceğine dikkat çeken Kaldıraç Hareketi temsilcisi Hakan Dilmeç, "Yağma, rant ve savaş ekonomisi üzerine kurulu bu saray rejimine karşı birleşik emek cephesini örgütlemek için bu düzenden rahatsız olan herkesi 1 Mayıs'ta hep birlikte Taksim'e yürümeye çağırıyoruz" dedi.
2024 1 Mayıs Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü'ne ilerlerken, çok sayıda devrimci örgüt, parti ve sendika 1 Mayıs'ta Taksim Meydanı'nda olma çağrılarını sürdürüyor. Kaldıraç Hareketi temsilcisi Hakan Dilmeç, bu yıl 1 Mayıs'a giderken işçi ve emekçilerin içinde bulunduğu güncel tabloyu, bu tablo içerisinde Taksim çağrısının anlam ve önemini ETHA'ya değerlendirdi.
MUAZZAM BİR YOKSULLAŞMA, GELECEKSİZLİK VE TOPLUMSAL ÇÜRÜME
2024 1 Mayıs'ına giderken işçi ve emekçiler nasıl bir tabloyla karşı karşıya?
Dünyada 2008'den beri başlayan bir ekonomik kriz var bu bir ekonomik bunalıma dönmüş durumda, aynı zamanda bir toplumsal bunalıma da işaret ediyor. Tüm dünyada da bu krizin yükü işçilere, emekçilere yıkılıyor, ülkemizde de benzer bir tablo söz konusu. Tüm dünyada da buna karşı işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin direnişi, eylemleri gerçekleşiyor, aynı şey bizim ülkemizde de oluyor.
Neyle karşı karşıya işçi, emekçiler? Muazzam, gittikçe artan bir düzeyde yoksullaşma, geleceksizlik ve aslında bunların yarattığı bir toplumsal çürüme ve bunalım yaşanıyor. Egemenler kendi bunalımlarını işçilere, emekçilere, ezilenlere yıkıyorlar, kendi çürümüşlüklerini toplumun geneline yaymaya çalışıyorlar, belli oranda da karşılık buluyor.
SAVAŞ POLİTİKALARININ İÇERİDE VE DIŞARIDA DERİNLEŞECEĞİ BİR DÖNEM
Bir taraftan da böyle bir tablo içerisinde muazzam bir öfke birikiyor. Bunu da tabiri caizse bıçak kemiğe dayandığında işçi direnişlerinde görüyoruz. Geçmişten beri işçi direnişlerinde de her yıl gittikçe katılan işçi sayısının arttığı, direniş sayısının da arttığı bir tablo var. Bunun dışında kadınların mücadelesi, doğasını, yaşamını savunanların mücadelesi, başta Kürt halkı olmak üzere halkların mücadelesi, öğrenci gençliğin mücadelesi sürüyor.
Önümüzdeki dönemse çok daha karanlık, özellikle ekonomik açıdan, baskılar açısından, baskı ve sömürünün daha da yoğunlaşacağı bir tabloyla karşı karşıyayız. 2023 Mayıs seçimlerinden sonra kurulan bir savaş hükümeti olarak tarif ediyoruz biz bunu, hem içeride, hem dışarıda savaş yürütecek bir hükümetin kurulduğundan bahsediyoruz. Öncesinde yok muydu? Elbette vardı ama bu savaş politikalarının içeride ve dışarıda derinleşeceği bir dönem yaşayacağız, öyle gözüküyor.
İŞÇİ VE EMEKÇİLERDEN SERMAYEYE DAHA FAZLA KAYNAK AKTARIMI GERÇEKLEŞECEK
2023 seçimlerinden sonra kurulan hükümette ekonomi tamamen uluslararası konsorsiyuma devredildi. Yani tamamen ekonomi bu ülkenin, Mehmet Şimşek'in deyimiyle söylersek "yerel" egemenlerinden çıktı, uluslararası güçlerin kontrolüne geçti. Modern bir Düyun-ı Umumiye diyebiliriz. Borçlarını almak üzere vergilerin artırıldığı, devletin gelirlerine el konulduğu bir ekonomik tablo var. Bunu yapabilmek için de işçilerden, emekçilerden, halktan sermayeye daha fazla kaynak aktarımı gerçekleşecek. Önümüzdeki dönem işçi sınıfı için daha fazla yoksulluk, sefalet ve açlık demek olacak.
TAKSİM MEYDANI 1 MAYIS ALANI OLARAK TARİHE KAZINMIŞTIR
2024 1 Mayıs'ının Taksim Meydanı'nında kutlanmasının nasıl bir güncel anlamı var?
Taksim, bilindiği gibi bu topraklarda 1977 1 Mayıs'ından beri tarihsel önemi olan bir yer. Aynı zamanda siyasal önemi olan bir yer. Şöyle diyebiliriz, 1980 öncesinde yükselen işçi sınıfının, halkın devrimci mücadelesine burjuvazinin 1977 1 Mayıs'ında verdiği bir yanıttır 1 Mayıs katliamı. Aslında sınıf savaşımının geldiği boyutu da gösterir. O açıdan da Taksim Meydanı 1 Mayıs alanı olarak tarihe kazınmıştır.
Her yıl oraya gidilmese bile Taksim 1 Mayıs alanıdır, bu artık tartışılacak bir konu değil. Ama bu sene öncesinde de zaman zaman başka yerlerde mitingler düzenlendi, niye bu sene 1 Mayıs'ın Taksim'de olması gerekti? Tam da bu biraz önce bahsettiğimiz tablo nedeniyle. Bu saldırılara, içerideki, dışarıdaki bu saldırgan, savaşçı politikalara karşı bir direniş hattının örgütlenmesi gerekir. Bu direniş hattının örgütleneceği yer, 1 Mayıs alanı olarak da baktığımızda Taksim Meydanı'dır.
TAKSİM, SALDIRILARA KARŞI BİRLEŞİK DİRENİŞİ ÖRGÜTLEMENİN ZEMİNİ OLACAKTIR
Çok kalabalık, ruhsuz 1 Mayıs'lar yerine izin verilmese bile, sayının biraz daha az olduğu ama direnişçi bir hatta bir 1 Mayıs'ın örgütlenmesi, önümüzdeki dönem gelecek saldırılara karşı güçlü bir birleşik direnişi, birleşik bir emek cephesini örgütlemenin bir zemini olacaktır diye düşünüyoruz. Taksim o yüzden bu sene çok daha özel bir anlam ifade ediyor.
HEP BİRLİKTE TAKSİM'E YÜRÜYELİM
Son olarak eklemek istedikleriniz, yapmak istediğiniz bir çağrı var mı?
Yağma, rant ve savaş ekonomisi üzerine kurulu, işçi sınıfı, emekçilere ve halklara saldırı üzerinden kendini organize etmiş bu saray rejimine karşı bir birleşik direniş hattını örgütlemek, birleşik emek cephesini örgütlemek için bu düzenden rahatsız olan herkesi; başta işçiler olmak üzere kadınları, öğrencileri, gençleri, doğasını savunanları, halkları bu 1 Mayıs'ta hep birlikte Taksim'e yürümeye çağırıyoruz.