TMMOB Adana İKK: Bina dikmek yetmez, yaşanabilir kentler inşa etmek gerekir

TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu, TOKİ afet konutlarında altyapı ve planlama eksikliklerine dikkat çekti, "Yalnızca bina dikmek yetmez, bu alanlarda yaşamın sürdürülebilirliği sağlanmalı"dedi.
TMMOB Adana İl Koordinasyon Kurulu, İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Adana Şubesi'nde basın toplantısı düzenledi. TMMOB Adana İKK Sekreteri Kerem Şahin, kent ile ilgili kararlarda öngörülü, planlı, yerel dinamiklerle koordineli, geleceğin ihtiyaçlarını da göz önünde bulunduran bir planlama yapılmasının önemini vurguladı, TOKİ konutlarındaki sorunları detaylarıyla aktardı.
Şubat deprem katliamının ardından afet bölgelerinde konut üretiminin hızla başlatılan inşaatların altyapı ve yaşam koşulları gözetilmeden tamamlanmasının yeni sorunları beraberinde getireceğini söyleyen Şahin, "Verilen hedeflere hala ulaşılamadı. Üstelik tamamlanan birçok konutta da su, elektrik, kanalizasyon gibi temel altyapı hizmetlerinde ciddi eksiklikler yaşanıyor. Sosyal donatı alanları, ulaşım bağlantıları ve kamu hizmetleri yetersiz kalıyor" dedi.
6 BİN 17 TOKİ AFET KONUTU
Adana'da büyük kısmı tamamlanmak üzere olan 6 bin 17 TOKİ afet konutunun bulunduğunu aktaran Şahin, konutların dağılımını şu şekilde paylaştı: Çukurova ilçesi Şambayadı Mahallesi: 1544 konut. Çukurova ilçesi Söğütlü Mahallesi: 2790 konut. Seyhan ilçesi Karakuyu Mahallesi: 1683 konut."
Bu kadar yoğun bir nüfusu barındıracak alanlarda sadece barınma değil, ulaşım, enerji, kanalizasyon, doğal gaz altyapısı, sosyal donatılar, eğitim ve sağlık hizmetleri gibi unsurların da eş zamanlı planlanması gerektiğini belirten Şahin, şu soruları yöneltti: "Yer seçimi hangi kriterlere göre yapıldı? Kentin planlı büyümesi mi, yoksa mülkiyet durumu mu dikkate alındı? Yerel yönetimlerle koordinasyon sağlandı mı? Bu denli yoğun konutlaşma için altyapı ve ulaşım planlaması hazır mı? Bu projelerin gelecekte yaratacağı sorunlar yine yerele mi havale edilecek?"
'ZEMİN ETÜDÜYLE ŞEHİR PLANLANMAZ'
Şahin, 24 Şubat 2023 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesine de atıf yaparak, plan ve imar uygulamaları beklenmeden yalnızca jeolojik etüt raporlarına dayanarak yapılan yer seçimlerinin şehircilik açısından büyük risk taşıdığına dikkat çekti. "Elbette afet konutu üretmek gerekir. Ancak şehirleri sadece zemin raporları üzerinden, inşaat odaklı şekilde büyütürsek; ulaşım, sağlık, eğitim, sosyal alan gibi birçok sorunla karşı karşıya kalırız. Bu riskleri öngörmek zor değil. Asıl soru şu, bu sorunların çözümü kimin sorumluluğunda olacak ve hangi kaynaklarla sağlanacak?"
Kent planlamasının bütüncül bir yaklaşımla ele alınması gerektiğini vurgulayan Şahin, "Doğamızı, çevremizi, kentimizi gözümüz gibi korumalıyız. Gelecek kuşaklara sorunlu değil, yaşanabilir bir kent bırakmak hepimizin ortak sorumluluğudur" dedi.
Şahin, toplantı sonunda ayrıca, Hiroşima'ya atılan atom bombasının 80. yıl dönümünü anarak, saldırıda yaşamını yitirenleri saygıyla andıklarını ifade etti.