22 Haziran 2024 Cumartesi

Suruç ve Ankara'da ölümsüzleşenler mezarı başında anıldı

Suruç ve Ankara'da ölümsüzleşenler Ihlamurkuyu'daki mezarı başında anıldı. Devrim şehitlerinin niyetinin açık ve net olduğu kaydedilen anmalardan onların yolundan ilerleyerek, boyun eğmeyeceklerinin sözü yinelendi. 

Kurban Bayramı etkinlikleri kapsamında Suruç ve Ankara'da ölümsüzleşenler Ihlamurkuyu'da bulunan mezarı başında anıldı. 

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İstanbul Milletvekili Çiçek Otlu, DEM Partililer, Sosyalist Kadın Meclisi (SKM) Sözcüsü Tanya Kara, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üye ve yöneticileri, Ölümsüzlerin ve Tutsakların Sesi Platformu ve çok sayıda kişi katıldı. 

OTLU: 2015 AKP-MHP İKTİDARININ SAVAŞ İLAN ETTİĞİ YILDIR
Anma programı Ankara'da şehit düşenlerin mezarı başında saygı duruşuyla başladı. Ardından söz alan DEM Parti Milletvekili Çiçek Otlu, 2015 yılının AKP-MHP faşist iktidarının artık Kürt sorununu çözmek istemediği ve savaş siyasetine devam edeceğini ilan ettiği yıl olduğunu hatırlattı. Erdoğan'ın "düştü düşecek" dediği Kobanê'yi yeniden inşa için "beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" şiarıyla yola çıkıldığında 2015 yılının ilk katliamına Suruç'ta tanıklık ettiklerini söyleyen Otlu, "33 düş yolcusunu, 33 canımızı o gün katletti DAİŞ çeteleriyle birlikte. Bu ülkede onurlu ve adil bir barış isteyenler, savaş siyasetine hayır diyenler, Kürt sorununda emekçi çözüm isteyenler, Türkiye'de işçi sınıfının sömürüsü son bulsun diyenler, barışın sesini yükseltmek için Ankara'ya yola çıktı. Barışı da Ankara'da AKP-MHP iktidarı katletti" dedi. 

'BU YOL BARIŞ, ÖZGÜRLÜK YOLUDUR'
Yıllardır katliamlarla, gözaltılarla, tutuklamalarla bu ülkede politik özgürlük mücadelesi yürütenleri, Kürt özgürlük sorununda çözüm isteyenleri susturacağını zanneden AKP-MHP faşist iktidarının yanıldığının altını çizen Otlu, şöyle devam etti: "Asla boyun eğmedik, baş eğmedik. Kobanê davasında yüz yıllara varan cezalar verebilirsiniz. Değer verdiklerimizin cenazelerini bize getirerek daha büyük yaslar tutmamızı sağlayabilirsiniz ya da Suruç, Ankara katliamı davasında olduğu gibi DAİŞ çetelerine ceza vermeyerek bizi cezalandırdığınızı zannedebilirsiniz. Ama bu yol barış yoludur, bu yol özgürlük yoludur. Türkiye işçi sınıfının, Türkiye halklarının Kürt halkıyla buluşma yoludur. Şehitlerimizin önünde bir kere daha söz veriyoruz; bu ülkede halkların eşitliğini ve birliğini sağlayana kadar mücadelemiz sürecektir. Yaşasın özgürlük, şehit namırın."

ÖZCAN: ONLARIN İSTEDİĞİ FAŞİZMİN YENİLMESİDİR
Ardından Suruç şehitlerinin mezarı başına geçildi. Saygı duruşunun ardından SGDF MYK üyesi Adnan Özcan söz aldı. 20 Temmuz 2015'te "beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" şiarıyla Kuzey Kürdistan ve Türkiye'nin birçok yerinden yola çıkanların Amara Kültür Merkezi'nde DAİŞ'in canlı bomba saldırısına uğradığını hatırlattı. Kobanê'yi yeniden inşa etmek, Rojava devrimini topraklarında solumak isteyenlerin AKP-MHP faşist iktidarı ve aparatı DAİŞ tarafından engellenmeye çalışıldığını kaydetti. "Yoldaşlarımızın yapmaya çalıştığı basit bir oyuncak götürmek, basit bir park inşası değildir. Onların yapmak istediği şey çok açık ve nettir! Eğer halkların birliğinden bahsediyorsak, halkların eşit olması gerektiğini savunuyorsak, eğer biz IŞİD barbarları ve türevleriyle uzlaşmayacak, yenecek, özgürlüğümüzü kazanacağız diyorsak. Bizim yolumuz Suruç şehitlerinin, 10 Ekim şehitlerinin yoludur. Onların isteği halkların birliğinin kazanılması, halkların özgürleşmesi ve faşizmin yenilmesidir" diyen Özcan, şehitleri anmanın onların mücadelesini sürdürmek olduğunun altını çizdi. 

'BU GENÇLER FAŞİST İKTİDARIN, ÇETELERİN SONU OLACAK'
Şehitleri anmalarını, mücadelelerini yükseltmelerini engellemeye çalışanlara seslenen Özcan, şu uyarıda bulundu: "Biz şehitlerimizin yolundan gitmekten vazgeçmiyoruz. İstedikleri kadar buraya gelsinler. Bu mezarların başında her geldiklerinde bizleri görecekleri, yeni yüzleri görecekler. Ve bu gençler onların faşist iktidarının da çetelerinin de sonu olacaktır!"

Anmalar, zılgıtlar ve "şehit namırın" sloganı eşliğinde ölümsüzlerin mezarlarının çiçeklerle donatılmasının ardından son buldu.