23 Aralık 2024 Pazartesi

Sağlık örgütleri: Şiddet son bulana dek mücadeleye devam

"Herkes Bilsin: Şiddet varsa hizmet yok!" şiarıyla Çapa Tıp Fakültesi önünde eylem yapan İstanbul Tabip Odası, acil servislere yapılan başvuruların nüfusun 2 katı olduğunu belirtti, bu yoğunluğun şiddeti tetikleyen etmenlerin başında geldiğini vurguladı.

İstanbul Tabip Odası, "Herkes Bilsin: Şiddet varsa hizmet yok!" şiarıyla Çapa Tıp Fakültesi önünde eylem yaptı.

Açıklamaya, İstanbul Eczacı Odası, İstanbul Diş Hekimleri Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İstanbul Şubeleri, Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev Sağlık-İş), Birlik Dayanışma Sendikası ile Tüm Radyoloji Teknisyenleri ve Teknikerleri Derneği (TÜMRAD-DER) ve Türk Tabipler Birliği (TTB) üyeleri de destek verdi.

"Şiddet son bulana dek mücadeleye devam", "Sağlıkta şiddet yasası çıkarılsın", "Sağlıkta yaşanan sorunların sorumlusu değiliz" dövizlerinin taşındığı eylemde, "Şiddet varsa hizmet yok! Sağlıkta şiddete karşı Beyaz Miting" pankartı açıldı.

'MESLEKİ DEĞERLERİMİZLE HASTALARA HİZMET ETMEK İSTİYORUZ'
Eylemde  konuşan İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Pınar Saip, sağlıkta şiddetin, sağlık çalışanlarının en önemli sorunu olduğunu vurgulayarak, "Şiddetin esas sorumlusu sağlık çalışanları değil, sağlık sisteminin kendisidir" diye belirtti.

Saip, performansa dayalı sistemin hastaların beklentilerine karşılık vermediğini ve hekimlerin mesleğini yapmasında en büyük engel olduğuna dikkat çekti. Sayıp, "Randevular uzun sürede veriliyorsa, ay sonunu nasıl getireceğiz diye düşünüyorsanız bunların sorumlusu bizler değiliz. Mesleki değerlerimizle hastalara hizmet etmek istiyoruz" şeklinde konuştu.

'14 MART'TA SAĞLIK SORUNLARI GÜNDEME GELİYOR
TTB Merkez Konsey üyesi Dr. Çetin Atasoy ise 14 Mart Tıp Bayramı'nın kutlama havasında geçmediğini vurgulayarak, "Sağlıkta yaşanan sorunların gündeme getirildiği bir gün olarak değerlendiriyoruz artık" dedi.

Tıbbi hizmetlerin giderek ticarileşmesi ve alt yapı eksikliği nedeniyle alt kesimden insanların sistem içerisinde ezildiğinin altını çizen Atasoy, "Performansa dayalı hizmet anlayışı mesleğimiz ve halkın sağlık hakkının geleceği için ciddi risk taşıyor" dedi.

'FAKÜLTELER DİŞ HEKİMLERİ ÜRETEN FABRİKALARA DÖNÜŞMÜŞTÜR'
İstanbul Diş Hekimleri Odası'ndan Dr. Cem Solmaz, sağlıkta şiddetin çeşitli boyutları olduğunu belirtti ve ekledi: "En büyük şiddet, hastayla beraber yaşadığımız ekonomik şiddettir. Buna bağlı olarak kadına şiddet, hayvana şiddet çeşitli şiddet biçimleri yaşıyoruz. En sonunda ise sağlık çalışanına şiddet olarak karşımıza gelmekte."

Eğitim şiddetine de dikkat çeken Solmaz, "Hekim olma yeteneği ayrıcalıktır, bu ayrıcalık 15 fakülteden 95 fakülteye kadar çıkarıldı. Fakülteler, diş hekimleri üreten fabrikalara dönüşmüştür" diye kaydetti.

'ŞİDDET SİYASİ SÖYLEMLERLE TEŞVİK EDİLİYOR'
İstanbul Eczacılar Odası Başkanı Cenap Sarıalioğlu, "Bugün ülkeyi yönetenler sağlık sisteminde hiçbir sorun olmadığını anlatıyor" dedi ve 7/24 ilaç hizmetini ulaştırırken çektikleri zorluklara dikkat çekti.

Şiddetin siyasi söylemlerle teşvik edildiğini dile getiren Sarıalioğlu, "Siyasetçiler dillerini düzeltmedikçe, 6 senedir bekletilen sağlıkta şiddet yasası meclisten geçmedikçe sorunlar çözülmeyecek" değerlendirmesinde bulundu.

'HEPİMİZ SAĞLIK İŞÇİSİYİZ VE ŞİDDETE KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE EDECEĞİZ'
Dev Sağlık-İş Yönetim Kurulu (YK) üyesi Mihriban Yıldırım ise sağlık sisteminde çalışma koşullarının şiddet yarattığını vurguladı ve "Son 5 yılda 10 sağlıkçıdan 1'i atandı. İşsizlik büyük bir sorun haline geldi. Güvenceli işin tek şart gibi sundukları kadro atamaları arkadaşlarımı daha çok keyfi uygulamalara maruz bıraktı" dedi.

Özel hastanelerin çalışma koşullarının da kötü olduğunu söyleyen Yıldırım, "Biz sağlıkta şiddete karşı sağlık emeğinin bütün olduğunu söylüyoruz. Veri giriş personeline kadar hepimiz sağlık işçisiyiz ve şiddete karşı hep birlikte mücadele edeceğiz" diye kaydetti.

'SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ HÜKÜMETTE'
SES Yönetim Kurulu üyesi Güneş Cengiz de KHK ile birçok arkadaşının ihraç edildiğini, güvenlik soruşturması nedeniyle de sağlık çalışanlarının iş yapamadığını söyledi. Cengiz, "Mutlu olduğumuz sürece hastalara mutlu hizmet edebiliriz, sorunları çözümü hükümette" dedi.

'SAĞLIK POLİTİKALARINDAN KAYNAKLI ŞİDDETE MARUZ KALIYORUZ'
TÜMRAD-DER Genel Başkanı Heybet Aslanoğlu ise tüm radyoloji bölümlerinin kamudan alınıp taşerona verildiğini belirterek, "3 kişilik işler böylece tek kişiye iniyor bu da hastaların hizmet almasını engelliyor. Sebebi olmadığımız halde sağlık politikalarından kaynaklı şiddete maruz kalıyoruz" diye konuştu.

'ŞİDDETE UĞRAMAKTAN BIKTIK'
Konuşmalardan sonra açıklamayı okuyan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Rukiye Eken Önenoğlu, hayata ve topluma adanmış bir mesleği yürüttüklerini belirtti.

Sürekli olarak hedef gösterilmekten, şiddete maruz kalmaktan mesleklerini yapamadıklarını belirten Önenoğlu, "Kışkırtılmış sağlık talebinin yarattığı kışkırtılmış şiddetin kurbanı olmaktan; sözlü, fiziksel saldırıya uğramaktan, darp edilmekten, yaralanmaktan, arkadaşlarımızı, meslektaşlarımızı kaybetmekten bıktık, usandık" dedi.

Şiddetsiz bir sağlık ortamı için alınması gereken tedbirleri sıralayan Önenoğlu, "Konuyla ilgili TTB'nin hazırladığı, sağlıkta şiddet uygulayan saldırganların cezalarını arttırmayı öngören düzenleme hızla yasalaştırılmalıdır" diye kaydetti.

'HASTAYA AYRILAN ZAMAN YETERSİZ'
Önenoğlu, "Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından kabul edilmiş olan 'İşyerinde Şiddet ve Tacizle Mücadele Sözleşmesi' mecliste onaylanmalıdır" dedi ve devam etti: "Sağlıkta şiddete zemin hazırlayan etmenlerin başında gelen nedenlerden biri sağlıkta kışkırtılmış talep sonucu oluşan polikliniklerdeki olağanüstü yığılmalardır. Beş dakikada bir hasta bakmaya zorlanan sağlık çalışanları bu hizmeti vermek için yeterli süre ayıramamakta; bu durum hasta-sağlık çalışanı ilişkisini fevkalade bozmakta, sonuçta da şiddet olarak geri dönmektedir. Poliklinik muayene randevuları sağlık çalışanlarının hastalarıyla sağlıklı iletişim kurabileceği, yeterince ilgilenebileceği ve nitelikli hizmet verebileceği şekilde düzenlenmelidir."

'ACİL SERVİS SİSTEMİ DÜZENLENSİN'
Türkiye'de, acil servislere yıllık başvuru sayısının ülke toplam nüfusunun üzerinde olduğunu aktaran Öneoğlu şöyle konuştu: "Acil servisler hızla sadece acil hastalara hizmet verecek şekilde düzenlenmelidir. Dünyada sevk zincirinin uygulandığı, iyi yapılandırılmış sağlık sistemlerinde hastalıkların yüzde 90'ı birinci basamak sağlık kurumlarında tedavi edilebilmektedir. Türkiye'de ise yıllık toplam hasta müracaatlarının yüzde 33'ü birinci basamak, yüzde 67'si ikinci ve üçüncü basamak sağlık kurumlarına yapılmaktadır. Birinci basamak sağlık hizmetleri, sağlık çalışanlarının çalışma koşulları ve özlük hakları iyileştirilerek güçlendirilmeli ve ardından sevk zinciri uygulamasına geçilmelidir."

Tedbirler hayata geçirilinceye, sağlıkta şiddet son buluncaya kadar mücadele edeceklerini söyleyen Önenoğlu, şiddete karşı her ayın 17'sinde bütün illerde açıklama yapacaklarını belirtti ve 15 Mart'a düzenlenecek Beyaz Mitinge katılım çağrısı yaptı.