Londra'da Kürtlere yönelik saldırı protesto edildi
Londra'da Kürt Toplum Merkezine yönelik saldırı protesto edildi. Çok sayıda kişi direnişin süreceğinin altını çizdi, "Kürtlerin organizeli bir şekilde kriminalize edilmesi ise kabul edilir değil ve bu şiddete bir son verilmelidir" dedi.
İngilitere'nin başkenti Londra'da Kürt hareketine yönelik saldırılar protesto edildi. 27 Kasım'da Kürt Toplum Merkezi (KCC) basılmış, 28 Kasım sabahı KCC önünde nöbet ve açlık grevi başlatılmıştı. AvEG-Kon'a bağlı GİK-Der üyelerinin de katıldığı nöbet eylemlerine halkın desteği de artarak sürüyor.
Demokratik Güç Birliği ve Britanya Alevi Federasyonu'nun çağrısı ile binlerce Kürdistanlı ve Kürt dostu, İngiliz polisini protesto etmek amacıyla Trafalgar Meydanında bir araya geldi. Yapılan konuşmaların ardından binlerce kişi alkış, slogan ve zılgıtlarla kortej halinde İngiltere Emniyet Müdürlüğüne (Scotland Yard) doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüş sırasında direniş şarkıları yankılandı ve sloganlar dinmedi. Scotland Yard önüne varıldığında kitle uzun süre alkış ve sloganlarla polisi protesto etti. Bu arada Kürt Halk Meclisi tarafından hazırlanan ve Kürt Toplum Merkezi'nin 32 yıllık tarihi ve projeleri, okul ve kültürel çalışmalarını anlatan ve Kürt aktivistlerin derhal serbest bırakılması talepli bir dosya Scotland Yard yetkililerine teslim edildi.
Dosya, Ali Poyraz'ın kızı Dicle Poyraz ve beraberindeki heyet tarafından teslim edildikten sonra kitle, bu kez Başbakanlık binasına doğru yürüyüşe geçti. Yürüyüşçüler, Parlamento binası ve çevresini sloganları ile inletirken çevreden yoğun destek geldi. Yürüyüş Downing Street'teki Başbakanlık binası önünde sona erdi. Ardından DGB adına İbrahim Avcil bir açıklama yaptı.
'ÖRTÜLÜ VE KİRLİ PAZARLIKLARINIZIN MALZEMESİ OLMAYACAĞIZ'
Avcil, 27 Kasım'da Londra'da Kürt Toplum Merkezi ve aktivistlerine yönelik operasyonunun demokratik değerlere aykırı bir saldırı olarak tarihe geçtiğini söyledi. Bu saldırıların zamanlamasının manidar olduğunu kaydeden Avcil, "Saldırının, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın Britanya Dışişleri Bakanlığı ile yaptığı görüşmeden iki hafta sonra gelmesi, Türkiye'nin ticari, askeri ve diplomatik anlaşmaların bir koşulu olarak Britanya'daki Kürt, ilerici ve demokratik örgütlenmelere saldırı şartını koyduğu anlaşılmaktadır. Bizler buradan bir kez daha haykırıyoruz; bu örtülü ve kirli pazarlıklarınızın malzemesi olmayacağız" dedi.
'KÜRT HALKINDAN ÖZÜR DİLENSİN'
DAİŞ gibi barbar gruplara karşı mücadele eden ve insanlığın onurunu temsil eden Kürt halkına yönelik bu saldırılar kabul edilemez olduğunun altını çizen Avcil, "Kürt halkı, tüm kurumları ile birlikte, dünya genelinde insanlık onuru ve özgürlük değerlerini savunmaktadır. Bu nedenle gözaltında bulunan siyasilerin ve yurtseverlerin derhal serbest bırakılmasını, ayrıca İngiliz polisinin Kürt halkından ve demokratik kamuoyundan özür dilemesini talep ediyoruz" diye kaydetti.
Avcil, Londra'da devam eden direnişi sahiplenmek amacıyla İngiltere'de yaşayan tüm halkları, dostları, devrimci ve demokrat herkesi seferber olmaya çağırarak, "Sokaklarımızı ve kurumlarımızı terk etmeyeceğiz" diye sonlandırdı. Açıklamanın ardından kitle alkış ve sloganlarla dağılırken, bir grup genç Kürdistanlı Trafalgar Meydanı'nda halaylarla protestolarını sürdürdü.
AÇLIK GREVİ VE NÖBET'E GÜNLÜK ZİYARETLER DEVAM EDİYOR
KCC önünde süren açlık grevi nöbet eylemine ise günlük ziyaretler devam ediyor. Açlık grevi direnişçisi Devrim Sara, "Bu kurum 35 yıldır burada Kürt halkına hizmet ediyor ve on binlerce Kürde ev sahipliği yaptı. Kürtlerin organizeli bir şekilde kriminalize edilmesi ise kabul edilir değil ve bu şiddete bir son verilmelidir" dedi. KCC binasındaki polis işgali bitene kadar eylemi sürdüreceklerini söyleyen Sara, "Bir halkı kriminalize etmek bir şiddettir. Devletlerin bize karşı bu şekilde yaklaşması kabul edilir değildir. IŞİD'i bu halk yendi. Fakat Türkiye bu örgütü destekledi. Bu halkı terörize etmek ahlaksızlıktır" diye kaydetti.
Young Struggle üyeleri de açlık grevi çadırını ziyaret ederek dayanışma mesajlarını ilettiler.