9 Mayıs 2024 Perşembe

Krizin sahibi Erdoğan istifa

Erdoğan ve lideri/sahibi olduğu kapitalizminin kriziyle yarattığı ve büyüyecek felaketten kurtuluş için "Erdoğan istifa" şiarı, diğer ekonomik ve siyasi şiarlarla birlikte yükseltilmelidir. Emekçi ve halkçı bu mücadele yürüyüşüyle, krizin yükü sahiplerine yüklenebilir, işçi sınıfı ve halkların kurtuluşu yolunda ilerlenebilir, doğacak geniş çaplı kitle hareketi örgütlerinin, halk(lar) meclislerinin iktidarının yolu açılabilir.
Diktatör Erdoğan, Türkiye kapitalizminin 16 yıldır liderliğini yaptığını küstahça unutturmaya çalışıyor. Türk sermaye oligarşisi, büyük burjuvazisi ile dünya tekellerinin büyük çaplı artı değer ve kar kütlesi elde ettikleri Türkiye kapitalizmine, Erdoğan yalnızca siyasi liderlik yapmakla kalmadı. En gözü dönük neoliberalist saldırgan olarak, "ben tüccarım" övüncüyle Türk burjuvalarının içeride ve dışarıda hızlı büyümelerinin liderliğini yaptı. Dahası klientalist yöntemle, yolsuzlukla ve kent rantıyla, ailesini ve partidaşı burjuvaları zenginlerin üst seviyelerine uçurdu.
 
Diktatör Erdoğan'ın büyüttüğü kapitalizm, dünya kapitalizminin bir parçası olarak bugün derin bir krizin başlangıcında. Krizi, sökün eden toplumsal felaketleri yaratan iktisadi düzenin son uzun dönem lideri Erdoğan'dır.
 
Erdoğan, faşist rejiminin tek karar vericisi olarak krizin düzenine liderlik ederken, yalan imparatorluğuyla halkları ve işçi sınıfını aldatmaya çalışıyor. Krizin yükünü işçilere ve diğer ezilenlere yıkmaya hazırlanırken "aynı gemideyiz", "borç 81 milyonundur", "dış mihrakların oyunu", "döviz kuru darbecilerine karşı kurtuluş savaşı" yalanlarıyla halkların öfkesini saptırmaya, kendi desteği olarak tutmaya çalışıyor. Yeniden büyük fedakarlıkların altına onları sürmek istiyor.
 
Erdoğan faşizminin bu oyununu bozmak, başında olduğu kapitalizmin krizinin yükünü onlara yıkmak için hem ekonomik/sosyal, hem de siyasi taleplerle mücadeleyi yükseltmek gerekiyor.
 
Ekonomik talepler, "İşçi çıkarmak yasaklansın", "yerli ve emperyalist tekellerin borçlarını ödemeye hayır", "İşsizlik sigortası fonu işçilerin yönetimine verilsin", "temel gıda ve ev tüketim maddeleri için temel gelir yasalaşsın", "toplu taşıma parasızlaştırılsın", "servet, mali sermaye vergilendirilsin, sermayeye artan oranda vergi konsun" vb. yönünde olacaktır.
 
Ekonomik/sosyal taleplere "Kürde savaşa, Rojava'ya işgale son, demokratik barış sağlansın, savaşa değil işçilere ve yoksullara bütçe", "Başta Erdoğan yolsuzluk yapanlar yargılansın", "Erdoğan istifa" gibi talepler siyasi alanda eşlik etmeli.
 
Abstrakt dergi editörlerinin yayınladığı Krizden Halkçı Çıkış Programı, bu iki yönden taleplere önem verdiği için değerli ve önemlidir(bknz. www.absractdergi.net).
 
Diktatör Erdoğan'ın "yerlici ve millici yalanlar"la halklarımızı yanıltmasına karşı doğrudan krizin nedeni olan Erdoğan ve faşist suçları hedef alınmalı.
 
Bu isabetli hedefi saptıran "yerlici ve millici" yalanlara gelince.
 
Aynı gemide değiliz!
 
Erdoğan'ın, yerli ve emperyalist sermayenin gemisi, sermaye sahibi olarak kârları götürdü. Şimdi borç krizi koşullarında ayakta kalacak olanlar, halkın gelecekteki üreteceği değerlerle Erdoğan tarafından kurtarılacak olanlar, iflas edeceklerin kasalarındakileri de alacak ve daha da büyümenin yolunu Erdoğan eliyle tutacaklar.
 
Aynı gemideyiz yalanı bu gerçeği gizlemenin arsızca bir yalanıdır.
 
İşçilerin ve yoksul halkların gemisini ise, Erdoğan liderliğinde yerli ve emperyalist tekeller, yarattıkları felaketler denizinde alta doğru ittiler ve batırıyorlar. Bizim kurtuluşumuz için onların gemisini batırmamız, onların mahkum ettiği felaket denizinden çıkmamız, halkçı önlemlerin başlangıç olacağı toplumsal bir düzen kurmamız gerekir.
 
Kriz ve dolar krizi, "dış mihrakların komplosu" değil. Trump'a övgüler dizmiş, öncellerinin "dostu" olmuş Erdoğan ve tetikçileri, korudukları mekanizmayla hem kârları vurdular hem de krize neden oldular. Trump'ın, Merkel'in temsil ettiği uluslararası bankalardan ucuz Dolar, Euro alıp TL'yle yaptıkları büyük kârlarla kasalarını ve borçları şişirdiler. Bunun manivelalarından biri de özelleştirmenin tırmandırılmasıydı. Şimdi borçları ve krizin yükünü "cami avlusuna bırakıp halkın yüklenmesini" istiyor, borçları ve iflasları toplumsallaştırıyorlar.
 
Trump'ın iki metaya yeni getirdiği ve nedeni de yerli kabadayının sahte şovu olan, gümrük duvarını krize neden göstererek millici faşist oyun oynuyorlar. Erdoğan ve tetikçileri dün "dış mihrak"lardan sayıp "Nazi'likle suçlama" gösterisi yaptıkları Merkel'i bugün "dost" ilan ederek yeni ve yüksek faizli borç mekanizmasını işletmeye çalışarak, "dış mihrakların komplosu"nun sahtekarlığını kendileri ele veriyorlar.
 
Erdoğan ve tetikçileri, yerli ve emperyalist tekellerin, borçlarının, işletmelerinin, bankalarının kurtarılmasını üstleniyor, gelecekteki emek ürünlerini bu uğurda bugün harcamaya, sermayenin gözü dönük neoliberalist acımasız saldırganlığını yeniden yüksek düzeyde pratikleştirmeye çalışıyorlar. "Yeni kurtuluş savaşı" yalanı bu acımasızlığı gizleyen küstahça bir yalandır.
 
Erdoğan'ın, yerli ve emperyalist sermayenin kurtuluş savaşı, işçi sınıfına ve halklarımıza karşı, işsizlik, borç yükü, yoksulluk ve daha uzun süreli düşük ücretli çalışma cehennemi yaratmak, savaşlarla ganimet ve yeni soygun pazarları elde ederek düze çıkmak içindir.
 
Erdoğan ve tetikçilerini, bu burjuva çıkarcı kurtuluş saldırganlığında, "yerlici ve millici gözyaşları" dökerek destekleyen burjuva muhalefet de onun suçuna ortak olmaktan başka birşey yapmıyor.
 
Erdoğan ve lideri/sahibi olduğu kapitalizminin kriziyle yarattığı ve büyüyecek felaketten kurtuluş için "Erdoğan istifa" şiarı, diğer ekonomik ve siyasi şiarlarla birlikte yükseltilmelidir. Emekçi ve halkçı bu mücadele yürüyüşüyle, krizin yükü sahiplerine yüklenebilir, işçi sınıfı ve halkların kurtuluşu yolunda ilerlenebilir, doğacak geniş çaplı kitle hareketi örgütlerinin, halk(lar) meclislerinin iktidarının yolu açılabilir.