Kobanê yolunda ölümsüzleşen iki Çerkes: Ferdane ve Nartan

Ferdane ve Nartan'ın Suruç'ta olmasına da Kobanê'ye gitmek istemesine de kimse şaşırmadı, çünkü onları tanıyan herkes ezilen bir halkın acılarına, dayanışma ihtiyacına karşı koyamayacaklarını biliyordu. Bu sorumluluk Ferdane ve Nartan'ın hayatının doğal akışıydı. Ferdane ve Nartan... Çerkes halkının yüreği; dayanışma, mücadele, yardımlaşma ve bir devrime tanıklık etme sorumluluğuyla çarpan iki yiğit insanı...
Çerkes halkından iki düş yolcusu Ferdane ve Nartan Kılıç. Ferdane, oğlu Nartan ile yıkılmış bir kenti yeniden inşa etmek için Suruç yollarına düştüğünde yüreğinde halkının tarihsel acılarının izi, bilincinde halkların kardeşliğinin sorumluluğu vardı.
1960 yılında Bursa'da doğan Ferdane, gençlik yıllarında Çerkes derneklerinde faaliyet göstermeye başladı. Türk devletinin asimilasyon politikalarına karşı Çerkes geleneklerine göre yaşamaya gayret etti. Sosyalist bir kadın olarak Çerkes derneklerinde kadın komisyonu ve yönetim kurullarında yer aldı. Uzun yıllar Emekçi Kadınlar Derneği (EKD) çalışması yürüttü ve Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) kuruluş çalışmalarında yer aldı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Halkların Demokratik Kongresi (HDK) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) kuruluş süreçlerinde yer aldı.
Çocukları Nartan ve Sinem'i Çerkes geleneklerine göre yetiştirirken, aynı zamanda politikayla ilgilenmelerini de destekledi. Nitekim Amara Kültür Merkezinde Ferdane, Nartan ve Sinem bir aradaydı. Hem Çerkes halkını temsilen hem de sosyalist olmanın sorumluluğuyla oradaydılar.
Nartan, 1991 yılında Bursa'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Bursa'da tamamladıktan sonra üniversite eğitimi için Nalçik'e gitti. Kabardey-Balkar Devlet Üniversitesi'nde İnşaat Mühendisliği Fakültesi'nde okudu. Ulusal bilinci oldukça gelişkindi. Çok okuyan ve araştıran biri olarak sosyalizm deneylerini inceliyordu. Anne ve babasının Çerkes derneklerinde yürüttüğü mücadele çocukluğundan itibaren dernek faaliyeti içinde bulunmasını sağladı. Bursa Çerkes Derneği'nin folklor ekibinde yer aldı, sosyal etkinliklerine destek verdi.
Nartan, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu'nun (SGDF) yaz döneminde düzenlediği kamplara katıldı. SGDF'nin Kobanê'nin yeniden birlikte inşa edilmesi çağrısına kayıtsız kalmadı, orada olması gerektiğine inanıyordu, tereddüt etmeden Kobanê yolculuğuna çıktı.
Ferdane'yi tanıyanlar naif ve yalın olarak tarif ediyor onu. İlkokul mezunu olmasına rağmen okumaktan, araştırmaktan geri durmadı. Okuduğu dergiler, gazeteler, kitaplarla birlikte sosyalizmle tanıştı ve her geçen gün politikada daha da aktif çalışma yürüttü.
Ferdane ve Nartan'ın Suruç'ta olmasına da Kobanê'ye gitmek istemesine de kimse şaşırmadı, çünkü onları tanıyan herkes ezilen bir halkın acılarına, dayanışma ihtiyacına karşı koyamayacaklarını biliyordu. Bu sorumluluk Ferdane ve Nartan'ın hayatının doğal akışıydı.
Cesurdu Ferdane, 7 Haziran seçim çalışmalarında ülkücülerin yoğun olarak yaşadığı bir bölgeye seçim çalışması yapmaya gittiler, yolda araçları taşlandı ve yaralandı Ferdane. Ama buna rağmen yılmadı, önce korkan şoförü ikna etti yeniden yola koyuldu, ardından da kararlı ve cesur duruşuyla yapıldı o gün çalışma.
Nartan, ilk kez ortaokulda gitti anavatanına. Üniversite eğitimini Kafkasya'da alma kararını söyle anlatıyordu: "Anavatanda dünyaya gelmesem de, orada yaşayarak, işte bu da onlardan biri, demelerini istiyorum. Anadilimi bilmesem de, anavatanıma gelerek dilimi öğrenmek istiyorum." Nalçik'te anavatanında olmak, doğayla iç içe huzur bulmak onu mutlu ediyor, diğer taraftan da Türkiye'deki hareketli siyasi atmosferden uzak kaldığı için de yakınıyordu. Gençti, dinamikti, politikti ve yaşamı sadece kendi beğenilerinden ibaret görmüyordu. Abhazya savaşında anne ve babalarını kaybetmiş çocukların yaşadığı yetimler yurdunu sessizce, sık sık ziyaret ederdi. Suriye'deki savaşta anne ve babasını kaybetmiş çocuklarla ilgili yapılması gerekenlere ilişkin yazılar yazardı.
"Dünyadaki olumsuzlukların düzeltilmesi gerektiğini düşünen ve bunun için mücadele eden bir insandı" diyor arkadaşları, "Siyasi fikirleri çok netti. Kobanê'deki devrim havasını solumak istediğini hep söylerdi. Orada etkin bir görev almak istiyordu" diye ekliyorlar. Nartan, Sovyet zamanını görmüş insanlarla sohbet etmeyi, onların fotoğraflarını çekmeyi, hikayelerini dinlemeyi seviyordu. Devrimi merak ediyordu, Rojava devrimini de görmek istiyordu.
Ferdane ve Nartan... Çerkes halkının yüreği; dayanışma, mücadele, yardımlaşma ve bir devrime tanıklık etme sorumluluğuyla çarpan iki yiğit insanı...
*Portre dizimiz yarın Koray Çapoğlu ile devam edecek...
Kaynakça:
*Kobanê'ye Gitmek
*Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak