KBDH: Faşizmi yenecek özgürlüğü kazanacağız

8 Mart'a ilişkin yazılı açıklama yapan KBDH Genel Konseyi, "Birleşik devrim güçlerine yönelik tasfiye stratejilerine, bu temelde direniş ile devrim mevzilerini yok etme planlarına, birleşik halk ve kadın direnişi ile özsavunmanın çeşitli zengin biçimleriyle karşı duracak ve geçit vermeyeceğiz. Faşizmi ve erkek egemenliğini yenecek, özgürlüğü kazanacağız" dedi.
Kadınların Birleşik Devrim Hareketi (KBDH) Genel Konseyi, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yazılı açıklama yaptı.
"Eşit ve özgür bir dünya için kölelik zincirlerini kıracağız" denilen açıklamada, 1857 yılında greve çıkan New Yorklu kadın işçiler anıldı. 1910'da toplanan II. Uluslararası Sosyalist Kadınlar Konferansı'nda Clara Zetkin'in önerisiyle 8 Mart'ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak belirlendiği hatırlatılan açıklamada, "Dünya genelinde birinci emperyalist paylaşım savaşının hazırlıkları hızla devam ediyordu. Hem savaşa karşı kadınların devrimci duruşunu örgütlemek, hem de eşit işe eşit ücret talebiyle kadına yönelik baskı ve şiddet politikalarına karşı kadın hareketini büyütmek amacıyla ortak bir kadın iradesi, cesaret ve emekle şekillendi" denildi.
‘HER GÜN 8 MART ANLAYIŞI İLE ALANLARA'
Birinci ve ikinci emperyalist paylaşım savaşlarındü Hitler, Franco ve Mussolini faşizmine karşı barikat savaşlarında ölümsüzleşen kadınların, Rusya, Doğu Almanya, Balkanlar, Küba, Çin, Vietnam ve Kuzey Kore'de devrimci direniş ve devrimlerde ön saflarda yer alan kadınların anıldığı açıklamada, 21. yüzyılda da 'her gün, 8 Mart' anlayışıyla Kadın Devrimi iddiasıyla kadın özgürlük mücadelesinin ilerlediği belirtildi.
Rojava kadın devriminin faşizmin ve erkek egemenliğinin karanlığına karşı kadın aydınlığıyla yol gösterdiğinin, İran'daki kadın ayaklanmasının umut dolu yeni bir eşiğe ilerlediğinin ifade edildiği açıklamada, devrimin güncelliğinin bölgesel ve küresel ölçekte sürdüğü kaydedildi.
‘ERKEK ŞİDDETİ HER ALANDA'
Türkiye ve Kürdistan'da kadın özgürlük mücadelesinin kayyum saldırganlığı, işgalci savaş saldırıları, kadın işçi ve emekçilere yoksulluk ve açlığın reva görülmesi, devrimci kadın öncülere ve direnişçilere gözaltı ve tutuklama saldırıları ile 8 Mart'a gidildiği belirtilen açıklamada, "Faşizmin ve sermayenin politikaları, devlet bürokrasisinde yozlaşma ve toplumsal çürümeyle içiçe ilerlerliyor, erkek şiddeti yaşamın her alanına siniyor" denildi.
‘KADIN DÜŞMANLIĞINA KARŞI EYLEM SÜREKLİLİĞİ'
AKP'nin 2025 yılını "Aile yılı" ilan ettiğini vurgulandığı açıklamada, "Saray rejimi, her evde bir diktatör erkek yaratmak ve her evi erkek egemenliğinin hapishanesine dönüştürmek için var gücüyle çalışıyor. 'Her çocuk asker doğar, her çocuk ucuz işçi doğar' anlayışıyla, evlendirme teşvik paketleri, doğurganlık oranlarını artırma politikaları ve kreş komşu aile uygulamaları gibi yeni planlamalar yapılıyor. Kadının eve hapsedilmesi ve ikinci cins konumu pekiştiriliyor" denildi.
AKP'nin tüm saldırganlığının kadın direnişi ile karşılaştığının kaydedildiği açıklamada, "Kadına yönelik şiddete karşı eylem sürekliliği, Türkiye ve Kürdistan'da kadınların ve ezilen cinsel kimliklerin eşitlik ve özgürlük arayışı, faşist rejimi fazlasıyla zorluyor" diye belirtildi.
‘EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK İÇİN MÜCADELEYE DEVAM'
Türk devletinin Tişrîn Barajına yönelik saldırılarına ve Rojava halkının direnişine vurgu yapılan açıklamada, saldırılarda ve direnişlerde ölümsüzleşen kadınlar anıldı. "Kürdistan ve Türkiye'de Kürt ulusal direnişini siyasal kazanımlara dönüştürmek isteyen ve onurlu bir barış için çetin mücadeleler veren Kürt kadın özgürlük hareketi ile çok daha güçlü bir birleşik mücadele yürütme zamanıdır" denilen açıklamada, şöyle devam edildi: "Kadınların fiili meşru mücadeledeki eylem ve direniş zenginlikleri, kadın özgürlük mücadelesine önemli katkılar sunan Öcalan yoldaşın özgür çalışma ve yaşam koşullarına kavuşmasını sağlamak, sosyal şovenizme, faşizme ve erkek egemenliğine karşı politik özgürlük mücadelesinin önünü açacak pratik çıkışlar yapmak açısından büyük önem taşımaktadır. Halkların kardeşliği ve Kürt sorununun demokratik çözümü için söz değil, eylem zamanıdır. 8 Mart'tan Newroz'a uzanan kadınların birleşik mücadelesi, sosyal şovenizme karşı adil barışın güçlü sesi olmalıdır."
‘FAŞİZMİ YENECEK ÖZGÜRLÜĞÜ KAZANACAĞIZ'
Kadın kitlelerinde savaşı durdurabilecek kararlılık inşa etme sorumluluğunun altı çizilen açıklamada, "Birleşik devrim güçlerine yönelik tasfiye stratejilerine, bu temelde direniş ile devrim mevzilerini yok etme planlarına, birleşik halk ve kadın direnişi ile özsavunmanın çeşitli zengin biçimleriyle karşı duracak ve geçit vermeyeceğiz. Faşizmi ve erkek egemenliğini yenecek, özgürlüğü kazanacağız" denildi.
"Kayyumlara karşı direnen kadınları, gözaltı ve tutuklama terörüne boyun eğmeyen devrimci, sosyalist ve antifaşist kadınları selamlıyoruz" denilen açıklamada, "Tüm kadınları kavganın farklı cephelerinde bulunmanın derin yoldaşlığıyla selamlıyor, ve 8 Martlarını kutluyoruz. Zindandaki yoldaşlarımıza sözümüzdür; devrimci tutsakların özgür kalmasını sağlayacak bir mücadelenin emekçisi olacağız" denildi.
Açıklamada, "Özgürlük ve eşitlik için faşizme karşı kadın direnişini hep beraber büyütelim. Kadın cinayetlerine, cinsel şiddete, işgale ve savaşa karşı kadın direnişini yükseltelim. Cinsiyetçiliğe, milliyetçiliğe, şovenizme ve varlık hakkımıza yönelik saldırılara karşı örgütlenelim, savaşalım. Kavgamız, zincirlerimizi kıra kıra özgür ve eşit bir dünya kurma kavgasıdır! 21. yüzyıl, coşkuyla yürüyen kadın devrimi için zafer yüzyılı olacaktır! Direnişi büyütecek, zaferi kazanacağız" denildi.