21 Kasım 2024 Perşembe

Kadınlar erkek şiddetine ve cinayetlere karşı sokaklarda

Kadınlar pek çok kentte erkek şiddetine ve kadın cinayetlerine karşı sokağa çıkmaya devam ediyor.

İkbal Uzuner ve Ayşegül Halil'in Semih Çelik tarafından katledilmesinin ardından kadınlar pek çok kentte eylemlerini sürdürüyor.

ORDU
Ordu Kadın Platformunun çağrısıyla bir araya gelen kadınlar, gerçekleştirdikleri yürüyüşle taciz, tecavüz ve katliamlara tepki gösterdi, kadın dayanışması için çağrı yaptı.

19 Eylül Ortaokulu önünde toplanan kadınlar Sırrıpaşa ve Süleyman Felek Caddelerinden yürüyerek Köprübaşı Ceren Özdemir Meydanı'na geldiler. Basın açıklamasını okuyan Ordu Kadın Platformu sözcüsü Nilgün Yılmaz, faillerden ve iktidardan hesap soracaklarını vurguladı.

Yılmaz, "Her gün ölüyor, tacize ya da tecavüze uğruyoruz. Failler, cezasızlık politikaları ile ödüllendiriliyor. Kadın düşmanı iktidar her gün bizi ölüme, şiddete mahkum ediyor. Hayatlarımızı size teslim etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

ELAZIĞ
Elazığ Kadın Platformunun çağrısıyla yüzlerce kadın Postane Meydanında bir araya geldi. Buradan başlayan ve öğretmenevi önünde basın açıklaması ve oturma eylemiyle son bulan yürüyüşe genç kadınların katılımı dikkat çekti.

Elazığ Kadın Platformundan Fulya Yeğin, "4 Ekim'de bu ülkenin karşılaştığı en korkunç günlerden biri daha yaşandı: İki kadın göz göre göre vahşice katledildi. Semih Çelik isimli erkek, İstanbul'da yaklaşık 1 saat içinde iki kadını vahşice katletti. Daha 19 yaşındaki Ayşegül Halil ve İkbal Uzuner, sosyal medyasından açıkça katliam çağrısı yapan, suç kayıtlarına rağmen herhangi bir kovuşturma yapılmayan, yargılanmayan Semih Çelik tarafından katledildiler" dedi.

Yeğin, şöyle devam etti: "On gündür kayıp olan Rojin Kabaiş'ten hâlâ haber alınamadı. Gelişmiş onca teknik olanak söz konusuyken Rojin'den nasıl olur da bir haber alınmadı/alınamadı. Sadece intihar etmiş olma ihtimali üzerinde durulması ve buna dair çalışma yürütülmesi, etkin bir arama çalışmasının ve soruşturmanın yürütülmemesi, kamuoyunun şeffaf bir şekilde bilgilendirilmemesi her geçen saat Rojin'le ilgili endişelerimizi artırıyor. Bu olayların hiçbiri münferit olaylar değil, hepsi de kadına ve çocuklara karşı örgütlü nefretin ve şiddet politikalarının birer tezahürüdür. Bir kez daha, katilleri, tecavüzcüleri, tacizcileri koruyan, aklayan ve cezasızlık politikalarıyla ödüllendiren AKP-MHP iktidarına karşı yine sokaktayız ve hesap soruyoruz! Uygulanmayan yasalarla ve cezasızlık politikaları ile cesaret bulan failler, yaşamlarımıza göz dikmeye devam ederken binlerce suçluyu çıkardığı uyduruk aflarla sokağa salan iktidar ve işbirlikçilerine karşı yaşamlarımızı savunmaya devam ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe girmesi, 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması ve kadın cinayetlerinin son bulması için mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz!"

MUĞLA
Muğla'nın Menteşe İlçesindeki Sınırsızlık Meydanı'nda Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Kadın Dayanışma Komiteleri, İstanbul'daki İkbal ve Ayşenur cinayetini protesto etti.

Basın açıklaması sonrasında adliye binasına yürümek isteyen kadınlar polis tarafından engellenmeye çalışıldı, bir kişi gözaltına alındı. Kadınların direnişi sonucu polis geri çekilmek zorunda kaldı, kadınlar adliye binasına kadar sloganlarla yürüdü.

KUŞADASI
Kuşadası Kadın Platformu artan kadın cinayetlerine karşı bir araya gelerek, kadın cinayetlerine ve şiddete karşı mücadele vurgusu yaptı. İsmail Cem meydanında toplanan kadınlar sık sık "Kadın, yaşam, özgürlük", "Kadın cinayetleri politiktir", "Aklama, koruma, yargıla" sloganları attı.

Basın açıklamasını okuyan Bade Gül Şimşek, failleri cezalandırmayan, kadınları korumaktan aciz sistemin her gün daha fazla acıya neden olduğunu belirtti. Şimşek, "Kadına yönelik şiddetin bu kadar artması ve meşrulaştırılması bir tesadüf değildir. Kadın cinayetleri münferit olaylar değildir, politiktir" dedi. Kadına yönelik şiddetin önünü açan, önleyici mekanizmaların etkin çalışmasını engelleyen, kadınların kazanılmış haklarını hedefe koyan siyasi iktidara karşı mücadele vurgusu yapan Şimşek, "Mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

NARLIDERE
İzmir'de Narlıdere Demokrasi Platformu, yaşanan kadın cinayetleri ve kadına şiddete karşı basın açıklaması düzenlendi. Demokrasi Meydanı'nda yapılan açıklamada platform adına konuşan Gülay Serin, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in vahşice katledilmesine ve tüm Türkiye'de şiddete uğrayan kadınlara ve kadın cinayetlerine dikkat çekti.

Serin, şu ifadeleri kullandı: "Onlarca kadın arkadaşımız katledilirken iktidar cenahından ses çıkmıyor ya da kulaktan dolma açıklamalar yapılıyor. Kadına şiddete sıfır toleranslı olduklarını söylüyorlar ancak bu gerçek değil. Bu erkek düzenini kabul etmiyoruz. Faillerin hepsinin şiddet geçmişi varken ve devlet bunu biliyorken maalesef kadınları bile isteye korumadılar. Kadın bedenini hiçleştiren ve objeye dönüştürülen bir siyaset güdülüyor. Bize politik slogan atmayın diyorlar, bedenimiz politikanın malzemesi haline getirilmişken tabii ki de bu izlenilen politikayı ve politikacıları sorumlu tutacağız. Gücümüz örgütlenmemizdedir" dedi.

Eylemde, "Kadın cinayetleri politiktir", "İstanbul sözleşmesinden vazgeçmiyoruz" sloganları atıldı.

BORNOVA
İkbal Uzuner, Aynur Halil'in ardından kadınlar, Çiğli'de sokak ortasında vurulan Özge Polat için sokağa çıktı. Bornova Kadın Dayanışma Derneği ve Ekmek ve Gül'ün çağrısıyla Bornova Eski Çarşı girişinde bir araya gelen kadınlar, "Eşit, özgür bir hayat için birlikte mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz" dedi.

Açıklamayı okuyan Reyhan Kaygısız, katledilen ve şiddete uğrayan tüm kadınlar için meydanlara çıktıklarını söyleyerek, "Her gün bu ülkede kadınların, kız çocuklarının evde, sokakta, okulda hayatın her alanında şiddete, tacize, istismara uğradığı, vahşice katledildiği haberlerine uyanıyoruz. Her yer suç mahalline dönüşürken vahşice işlenen kadın cinayeti haberleri sonrasında katiller 'psikopat, madde bağımlısı, cani' olarak tanımlanıyor, şiddet münferit bir olaymış gibi gösteriliyor. Magazinleştirilerek sunulan haberlerde bu vahşetin gerçek sebepleri gizleniyor. Vahşi katiller tartışılıyor da bu katilleri yaratanlar, engellemeyenler tartışılmıyor! Bizler kadına yönelik şiddetin münferit değil politik olduğunu biliyoruz" dedi.

Kadın cinayetlerinin ve kadına yönelik şiddetin hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Kaygısız, "Çiğli'de belediye işçisi Özge Polat, işe gitmek için beklediği durakta boşandığı erkek tarafından silahla vuruldu. Bu ülkede her gün katledilen, kaybolan ve akıbeti belli olmayan kadınlar varken yayın yasağı getirilerek katliamların üstü kapatılmak isteniyor. Bu katliamlarda payı olan politika yapıcıların, devleti yönetenlerin sorumlulukları gizlenmek isteniyor" ifadelerini kullandı.

GEBZE
Gebze Kadın Platformunun çağrısıyla ile bir araya gelen kadınlar, Gebze Eski Çarşı Tarihi Çeşme'den, Gebze Kent Meydanı'na yürüdü. Sık sık, "Kadın cinayetleri politiktir, "Aklama, koruma, katilleri yargıla" sloganları atıldı.

Basın açıklamasını, Gebze Kadın Platformu adına Alev Çalımbay okudu. Çalımbay, "Şiddetin her türlüsüne karşı etkin şekilde önleme ve koruma mekanizmalarının işletilmesi, gerçek bir eşitlik ve adalet sağlanması için harekete geçmeliyiz. Tüm kadınları ve kız kardeşlerimizi, yan yana olmaya, dayanışmayı, bu mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz" çağrısı yaptı.

BOLU
Bolu'da Emek ve Demokrasi Güçleri yaptığı açıklamada kadınlara ve çocuklara şiddeti protesto etti, "bu ülkenin meclisinde yasama sorumluluğu taşıyan kişilerin, şiddet çağrısında bulunan, tehdit eden ve hedef gösteren dilini ibret verici bulduğumuzu belirterek tüm toplumsal kesimleri, demokratik ve hukuk kuralları çerçevesinde sorumlu davranmaya davet ediyoruz" dedi.

Öte yandan, 6 Ekim'de yapılan basın açıklamasında "jin, jiyan, azadi" sloganı atan kadınların yerel basın tarafından hedef göstermesine de tepki gösterildi. Açıklamada "Kadınların yaşam haklarının savunulduğu bir eylemde, bir milletvekilinin eylemcilere 'Bolu'da barınmalarına imkan yoktur' demesi, yalnızca bir tehdit değil, aynı zamanda faillerin zihniyetini yeniden üreten bir suçtur. Ülkemizde yaşayan yurttaşların dilini ve kimliğini kriminalize eden bu anlayışı kınıyoruz. Yaşadığımız şehirde şovenist bakışı yücelten tüm açıklamalara, milliyetçilik yarışı ile toplumu ayrıştırma çabalarına karşı duruyoruz" denildi.