23 Mayıs 2025 Cuma

Hatimoğulları: Kayyum yasası lağvedilmeli, yerel yönetimler güçlendirilmeli

Demokratik Yerel Yönetimler Kadın toplantısının açılışında konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Bugün atılacak en temel adımlardan biri, kayyum yasasının bir an önce lağvedilmesi ve atanmış kayyumların geri çekilmesidir" ifadelerini kullandı.

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, iki gün sürecek ara dönem toplantısını Diyarbakır'da Çand Amed Kongre Merkezi'nde gerçekleştiriyor. Toplantının ilk gününde Demokratik Yerel Yönetimler Kadın toplantısı gerçekleştirildi.

Açılış konuşmasını yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bu toplantının bir yıllık belediyecilik pratiklerini, yapılanları ve yapılamayanları belirlemek olduğunu ifade etti.

Kayyum politikalarına, kayyum seçmenlere, antidemokratik seçim sistemine rağmen DEM Parti'yi tercih eden halklara karşı çok büyük görev ve sorumlulukları olduğunu dile getiren Hatimoğulları, "Kadın özgürlükçü belediyecilik anlayışımızla, bütün canlılara önem veren bir anlayışla, 'Bu dünya, bu kent sadece benim değil hepimizin' anlayışıyla bir yerel yönetim pratiği icra etmeye devam ediyoruz" ifadelerini kullandı. Sekiz yıllık kayyum gasbının ardından 78 belediyeyi kazandıklarını dile getiren Hatimoğulları, "Kazanan sadece DEM Parti değildir; kazanan kadınlardır, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyet sistemidir, onlarca yıldır mücadele veren kadınlardır" dedi.

'KAYYUMCU ANLAYIŞ SON BULMALIDIR'
Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Değerli kadınlar, erkek egemen yapının kuşattığı il genel meclislerinde kadınlar olarak var olmayı başardık. Buralarda da var olduk. Bu zorlu mücadelenin yarattığı elbette çok önemli sonuçlar var. Eşbaşkanlık modelimiz ve kadın özgürlükçü eşit temsiliyet perspektifimizle çalışma yürüttüğümüz Mardin'e, Van'a, Akdeniz'e ve birçok belediyemize bu dönemde göz dikildi ve kayyum atandı. Önceki iki seçimde de kazandığımız belediyelerimize kayyum atandı. Bilelim ki atanan bu kayyumlar bir yandan Kürt halkının seçme ve seçilme hakkını elinden almak isteyen anlayışın sonucudur, öte yandan da kadın temsiliyetine, eşbaşkanlık ve eşit temsiliyete karşı vurulmak istenen kocaman bir darbedir. Ama buna direndik, her kayyum atanmasından sonra hiçbir şekilde pes etmedik. Halk içerisinde çalışmalarımızı devam ettirdik. Her seçimde gücümüzü biraz daha katlayarak bütün baskılara rağmen yol aldık."

"Barış ve Demokratik Toplum Sürecinin konuşulduğu bir dönemde, kayyumcu anlayışın ve baskıcı rejimin gerçekten artık son bulması gerekiyor. Bugün atılacak en temel adımlardan biri, kayyum yasasının bir an önce lağvedilmesi ve atanmış kayyumların geri çekilmesidir" diyen Hatimoğulları, halkın seçtiği belediye eşbaşkanlarının görevlerinin başına getirilmesi çağrısı yaptı.

'SEÇİLMİŞİ HAPSE KOYAMAZSINIZ'
Kayyum zihniyetinin hızla batıya yayıldığına işaret eden Hatimoğulları, "Sadece belediyelere değil İstanbul Barosuna, TTB'ye, üniversitelere ve birçok işletmeye kayyum atandığını biliyoruz. Bunu asla kabul etmiyoruz. Yine 19 Mart'ta İstanbul Büyükşehir Belediyesine dönük gerçekleşen operasyonu da asla doğru bulmadığımızın bir kez daha altını çiziyoruz. Seçilmişi hapse koyamazsınız. Bu operasyonun dördüncü dalgasının yapıldığının haberiyle uyandık bugün. Bunları kabul etmek mümkün değildir. Siyaseten mücadele edemediklerinizi tutuklayan kayyumcu zihniyetinizi kabul etmek mümkün değil. Bütün bu antidemokratik uygulamalara son verilmesi çağrımızı yineliyoruz" ifadelerini kullandı.

Kayyum atandığında ilk saldırıların kadın kurumlarına yapıldığını vurgulayan Hatimoğulları, "Kadın danışma merkezlerimize, kadın yaşam merkezlerimize, dinlenme evlerimize, emzirme evlerimize, kadın emek pazarına, çok dilli eğitim veren zarokistanlara yapıldığını biliyoruz. Bunlar binlerce kadının hayatına değdi, her birimizin hayatına değdi. Ancak ne yazık ki bunlara oldukça sert müdahaleler oldu" dedi.

'KADIN YOKSULLUĞUYLA MÜCADELE ÇOK ÖNEMLİ'
Kadınların toplumun en yoksul insanları olduğuna işaret eden Hatimoğulları, "Sadece Türkiye ya da bölgemizde değil, dünya ölçeğinde küresel sermayenin yüzde 1'inden azı kadınlara ait, yüzde 99'undan fazlası erkeklere ait. İşte o erkek anlayış da savaşları çıkaran anlayıştır. O erkek ataerkil zihniyet aynı zamanda emek sömürüsünü bina eden anlayışın ta kendisidir. Bizler yürüttüğümüz yerel yönetimler çalışmamızda kadın yoksulluğuyla mücadele etmeyi çok önemli buluyoruz. Ağaların, beylerin, siyasal İslam'ın, feodalizmin, erkek egemen sistemin hayatlarımızı belirlemesine asla müsaade etmedik, etmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.

DEM Partili belediyelerin erkek egemen ve kayyumcu zihniyete karşı çok önemli işlere imza attığını ifade eden Hatimoğulları, "Kadınlar kente dokundu, kentin rengini ve yapısını kadınlar ve bütün dezavantajlı gruplar için pozitif hale getirmeyi hedefledi. Bu dokunuşlarla çok ciddi yol kat ediyoruz. Bu nedenle belediye bütçesini planlarken cinsiyete duyarlı bir bütçeleme sistemi önemlidir" dedi.

'DEMOKRATİK TOPLUMA GİDEN YOL YEREL YÖNETİMLERDEN GEÇER'
PKK lideri Abdullah Öcalan'ın yaptığı Barış ve Demokratik Toplum Çağrısına da dikkat çeken Hatimoğulları, "Ortadoğu'da silahların konuştuğu, kadınların katledildiği; Alevi, Dürzi, Ezidi kadınların kaçırılıp köle pazarında satıldığı bir yerde barışa ne kadar ihtiyacımız olduğunu sanırım en iyi biz kadınlar biliyoruz. Bu anlamıyla da yerel yönetim anlayışımızda toplumun demokratikleşmesi konusunda yapabileceğimiz çok şey var. Özellikle kamucu anlayışı geliştirmek, barış anlayışını geliştirmek ve demokrasinin tohumlarını büyütmek gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız" vurgusu yaptı.

Demokratik toplumla kastettiklerinin yerinden yönetim, ademi merkeziyetçi yönetim, güçlendirilmiş yerel yönetimler olduğunu dile getiren Hatimoğulları, "Barışı konuşurken bunları da konuşmaya ihtiyacımız var. Barışın toplumsallaşması için başta yerellerimizde olmak üzere çalışmalarımızı halka halka her yere ulaştırmalıyız. Evleri dolaşıyoruz barışı konuşmak ve demokratikleşmeyi konuşmak için ama aynı zamanda parlamentoya düşen çok önemli görev ve sorumluluklar da var. Bunların en başında kayyumun ortadan kaldırılmasıyla ilgili yasanın acilen çıkarılması geliyor. Bununla beraber yerel yönetimlerin daha fazla güçlendirilmesi geliyor. Demokratik topluma giden yol buradan geçer" dedi.