16 Eylül 2024 Pazartesi

Gençlik örgütleri: Suruç için adalet herkes için adalet

Suruç Katliamı'nın yıl dönümü yaklaşırken SGDF üyesi Helin Yılmaz, Suruç'ta katledilen gençlerin Gezi'nin çocukları olduğunu söyleyerek "Gezi'nin çocukları Kobanê'ye Berkin'in adını götürmek istedi" dedi. Dev-Güç üyesi Ulaş Bedri Çelik ise Suruç için gerçek adaletin ancak gençliğin mücadelesi ile geleceğini belirtti.
Kobanê'ye oyuncak götürürken katledilen 33 düş yolcusunun ölümsüzleşmesinin üzerinden 3 yıl geçti. "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" şiarı ile yola çıkan sosyalist gençler, savaşın yıktığı bir kente umut götürmek için yola çıkmıştı. 20 Temmuz'da Amara Kültür Merkezi'nde yarım kalan düşleri ve sloganlarını adalet arayışı ile tamamlamak isteyen arkadaşları bugünde "Suruç için adalet herkes için adalet" demeye devam ediyor.
 
Gençlik örgütleri Suruç Katliamı'nın yıl dönümünde yapılacak anma etkinliklerini birlikte örgütlerken aradan geçen üç yılı ve adalet arayışını SGDF üyesi Helin Yılmaz ve Dev-Güç üyesi Ulaş Bedri Çelik ile konuştuk.
 
Helin Yılmaz ve Ulaş Bedri Çelik'in ETHA'nın sorularına verdiği cevaplar şöyle:
 
SAVUNDUĞUMUZ DEVRİMİ İNŞA ETMEYE GİTMEK İSTEDİK
 
Gençleri Suruç'a gitmeye çeken neydi?
 
Helin Yılmaz: IŞİD'e karşı Kobanê'nin savunulmasında gençliğin büyük bir iradesi vardı. Gençler akın akın Kobanê'ye savaşmaya gitmişlerdi. Savunduğumuz devrimi ve kenti, kendimiz inşa etmek istedik. Devrimin 1. yılında Kobane'ye geçmek üzere SGDF olarak "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" kampanyası yürüttük.
 
Ulaş Bedri Çelik: AKP Ortadoğu'da ve ülke içinde yaşadığı sıkışmışlığı aşmak için savaş ve saldırı politikası başlatmıştı. Bu kapsamda ilk olarak "Kobanê düştü, düşecek" sözü ile Rojava'ya saldırdı. Türkiye'den birçok genç enternasyonal ruhla direnişi ve mücadeleyi Rojava'da sürdürdü. "Beraber savunduk beraber inşa edeceğiz" kampanyası da bu ruhun devamıydı.
 
DEVRİMİN BU TOPRAKLARA TAŞIMASINI ENGELLEMEK İSTEDİLER
 
Kobanê'ye başkaca giden ve destek verenler de vardı. Neden gençler katledildi?
 
Ulaş B.Ç: AKP, 7 Haziran'da istediği sonucu alamaması nedeniyle başlattığı savaş politikası ile direnişi örgütleyen ve sokağı tutan gençlik örgütlerini hedef aldı. Enternasyonal devrimciliği benimseyen, mücadeleyi birleştiren gençliğin önünü kesmek ve sokağın sesini bastırmak için 20 Temmuz'da Suruç katliamı ile ülke içinde saldırı süreci başlattı. O zamana kadar giden heyetleri 'zararsız ve gözlemci' olarak gören AKP, devrimci gençlerin savunduğu topraklara gitmesini tehlikeli gördü. Çünkü Suruç'ta katledilenler o devrimin özneleriydi.
 
Helin. Y: Kobanê'ye birçok heyet gitse de AKP, Kobanê'de savaşanların yoldaşlarının o topraklara gitmesini hazmedemedi. Amara Kültür Merkezi'nin bahçesinde o gün Kobanê'de savaşanların aileleri, arkadaşları ve yoldaşları kısaca Kobanê'yi savunanların yakınları toplanmıştı. Kobanê'de yenilen AKP ve IŞİD, polisin sosyalistleri adım adım izlediği bir alana elini kolunu sallayarak gelen bombacı ile katliam yaptı. Çünkü gençlik Rojava devrimine dair sözünü sadece o topraklarda değil ülke içinde de söylemeye başlamıştı, Kobanê'de barbarlığa karşı verilen mücadeleyi Türkiye'ye taşımaya başlamıştı. Gençler Kobanê'ye savaşmaya giderken de inşa etmeye giderken de dayanışma amacıyla gitmedi. Kobanê'nin ve Rojava'nın kendi toprakları olduğu bilinci ile gittiler. Kobanê'yi inşa kampanyası başlatan SGDF'de kampanyaya destek veren gençler de Kobanê'yi kendi şehirleri ve Ortadoğu'da nefes alabilecekleri kendi devrimleri olarak görüyordu. Bu nedenle AKP, Suruç katliamı ile birlikte Rojava devriminin yeşerttiği umudu ve direnişi kırmak istedi. Devrime dokunmanın devrim ruhunu bu topraklara taşacağını bilen AKP, buna engel olmak istedi.
 
BİZİM DEVRİMİMİZ SİZİN ÇİZDİĞİNİZ SINIRLARA SIĞMAZ
 
Bugünden geriye baktığımızda Suruç gençlik için ne ifade ediyor?
 
Ulaş B.Ç: Suruç Katliamı gençliği susturma ve sindirme politikasının en kanlısıydı. Suruç'la beraber başlayan katliamlar süreci Ankara ve Antep'le devam etti. Beraberinde gençliğe yönelik tutuklama ve gözaltı saldırısı arttı.
 
Helin Y: Suruç'ta katledilen gençlerin çoğu Gezi direnişi'nin içindeydi. Rojava devrimi ile birlikte gençlik, mücadeleyi ve yeni bir yaşam umudunu tazeledi. Örneğin katledilen gençler Kobanê'de 'Berkin Elvan Çocuk Parkı' yapmak istiyordu ve günlerce salıncak ve kaydırak bulmak için belediye belediye gezdiler. Gezi'nin çocukları Kobanê'ye Berkin'in adını götürmek istedi. Aylarca inşaatlarda çalışarak, dayanışma örgütleyerek topladıkları malzemeler ile yapay sınırların gençliği engelleyemeyeceğini göstermek istediler. Böylece halklar arasına çizilen yapay sınırları ortadan kaldırmak ve "Bizim devrimimiz sizin çizdiğiniz sınırlara sığmaz" demek için Kobanê'ye gitmek istedik. Öyle ki Suruç'un iki adım ötesi Kobanê'dir zaten. "Arin'den Sibel'e yürüyoruz zafere" sözü bundan dolayı yarım bırakıldı ve arkadaşlarımız bu sloganı atarken katledildi.
 
SURUÇ KATLİAMI TÜM GENÇLİĞE DÖNÜK BİR SALDIRIYDI
 
Suruç katliamından sonra gençlik örgütleri yan yana gelerek adalet mücadelesini birlikte yürüttü. Bugün bu birliktelik mücadele ve dayanışma pratiği nasıl sürüyor?
 
Helin Y: "Suruç için Adalet" kampanyası SGDF'nin Suruç katliamı için başlattığı bir kampanya olsa da tüm gençlerin ortak talebiydi. Bu nedenle Suruç Katliamı'nın 1. yılında "Suruç için adalet Herkes için adalet" çağrısının yükseltildiği 33 noktada eylemler yapıldı. Gençliğin sokaktaki adalet arayışı toplumda yankı buldu ve CHP "Herkes için adalet" sloganı ile uzun yürüyüşler yaptı. Bu yıl ise 20 Temmuz'a kadar tüm gençlik örgütleri adalet talebini dillendiren eylem ve etkinliklerle onların mücadele ettiği sokaklarda olmaya devam edecek. 20 Temmuz'da ise gençlik örgütleri ile birlikte 33 genç olarak Amara Kültür Merkezi'nde anma yapılacak. 20 Temmuz sabahı tüm kentlerde Suruç’ta ölümsüzleşenler mezarları başında aileleri, dostları, yoldaşları tarafından anılacak. Her ayın 20'sinde olduğu gibi 18:00 da Halitağa caddesinde Suruç Ailelerinin oturma eylemi gerçekleştirilecek ve ardından gençlik örgütleri ile birlikte 19:00 da Süreyya Operası önünden  Mehmet Ayvalıtaş Parkı’na yürüyüş yapılacak. İstanbul, İzmir, Ankara başta olmak üzere bir çok  kentte basın açıklamaları ve anma programları yapılacak.
 
Ulaş B.Ç: Suruç Katliamı özelde SGDF'ye karşı yapılmış olsa da genel olarak devrimci gençliğe karşı bir saldırıydı. Birlikte mücadele ettiğimiz ve hayatı paylaştığımız yoldaşlarımıza karşı yapılan bu katliamı kendimize yapılmış sayıyoruz. Dolayısıyla Suruç katliamına karşı mücadele etmek bizim temel görevlerimizden biri. Geçmişte yaşanan katliamlar aydınlatılmadığı için yeni acılar yaşandı ve biz Suruç Katliamı için gerçekten adalet sağlanıncaya kadar mücadele etmeliyiz.
 
MAHKEME İLE DEĞİL MÜCADELE İLE ADALET GELECEK
 
Suruç davasını izliyorsunuz, adil bir yargı süreci işliyor mu?
 
Ulaş B.Ç: Suruç katliamı tek bir bombacının kendi plan ile yaptığı değil AKP-IŞİD eliyle yapılan bir katliamdı. Dolayısıyla sorumluların yargılanmaması üzerine kurulu bir mahkeme süreci yaşanıyor. Sanıkların mahkemeye getirilmemesi, sanık avukatlarının Suruç ailelerini ve gazilerini mahkemede tehdit ederken Suruç avukatlarının ve gazilerinin tutuklanması yargılamanın kim için yapıldığını gösteriyor. Ayrıca bu tutum genel bir politikanın parçası çünkü IŞİD'e karşı savaşmış devrimcilerin ülke topraklarına getirilmesine izin verilmeyip defnedilme hakkının engellenmesine rağmen IŞİD'lilerin korunup kollanması buna örnektir. Buna karşı biz gerçek adaletin sağlanması için mücadele etmeye devam edeceğiz.
 
Helin Y: Sanığa avukatların soru sormasına izin verilmeyen, Suruç yaralıları ve avukatlarının tutuklu olduğu bir diğer mahkeme 28 Ağustos'ta. Biz bu mahkemelerden adalet ve gerçek bir yargılama çıkmayacağını biliyoruz. Çünkü bir önceki mahkemede Suruç Emniyet Müdürü'ne 7.500 TL para bir ceza çıktı üstelik 12 taksitle ödeme kolaylığı ile. Dolayısıyla biz mahkeme ile değil yürüttüğümüz mücadele ile adaletin sağlanacağını biliyoruz. Ancak Suruç'u unutmadığımızı göstermek için mahkemelere toplu katılmak da önemli. Bundan sonra gerçekleştirmek isteyecekleri katliamlara karşı peşlerini bırakmayacağımızı ve adalet istemekten vazgeçmeyeceğimizi göstermek için her mahkemede orada olmaya devam edeceğiz.