23 Aralık 2024 Pazartesi

DİSK 16. Genel Kurulu: Demokrasi işçinin ekmeğidir

DİSK'in üç gün sürecek olan 16. Olağan Genel Kurulu başladı. Kurulda yapılan konuşmalarda neoliberalizmin ülkede 50'li yılardan beri baskını oluşturduğu vurgulanırken, bu ortamdan kurtuluşun işçi sınıfının ellerinde olduğu belirtildi.

Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK), üç gün sürecek 16. Olağan Genel Kurulu "2020'lerin DİSK'i emeğin Türkiye'si" şiarıyla Haliç Kongre Merkezi'nde başladı.

Kurula Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli ve HDP milletvekilleri, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Şahin Tümüklü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik'in yanı sıra çok sayıda kişi ile uluslararası sendika temsilcileri katıldı.

"Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz", "Susma sustukça sıra sana gelecek", "İşçilerin birliği patronları yenecek", "İnadına sendika inadına DİSK", "Birleşe, birleşe kazanacağız" sloganlarının işçiler tarafından atıldığı etkinlikte, "2020'lerin DİSK'i emeğin Türkiye'si" pankartı açıldı.

'TÜRKİYE İŞÇİ SINIFI OLARAK DİSK ÖNCÜLÜĞÜNDE DİRENMEMİZ GEREKTİĞİNE İNANIYORUM'
DİSK Korosu'nun müzik dinletisi ile sendikanın tarihini anlatan sinevizyon gösteriminin ardından başlayan etkinlikte, açılış konuşmasını DİSK Genel Sekreteri Cafer Konca yaptı. 

Konca, ülkenin içinde bulunduğu kaotik ortama değindi ve "Deli gömleğini Türkiye halklarına giydirmeye çalışanlara karşı bu kongreyi yapıyoruz" dedi.

İktidar anlayışının antidemokratik yasalarla işçi kazanımlarını yok ettiğini, adalet mekanizmasını tıkandığını ve açlığın zirve yaptığı bir süreçle karşı karşıya olduklarını ifade eden Konca, "Bunun adı faşizm değildir de nedir? İşçinin alın terine bile el koydular" şeklinde konuştu.

"Türkiye işçi sınıfı olarak DİSK öncülüğünde bu anlayışa direnmemiz gerektiğine inanıyorum" diyen Konca, ülkeyi karanlıktan çıkaracak gücün işçi sınıfı olduğunun altını çizdi.

'DEMOKRASİ İŞÇİNİN EKMEĞİDİR'
Saygı duruşunun ardından konuşma yapan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, dünyanın bir yol ayrımında olduğuna işaret etti ve "Tarihin sonu olarak sunulan neo liberal sistem en derin krizini yaşıyor" dedi. Sistemin sınıfsal eşitsizliğini arttırdığını vurgulayan Çerkezoğlu, konuşmasında şunları belirtti: "Sistem öte yandan demokrasiyi tahrip etti. Son 40 yılda milyarca insan işçi haline getirilirken, ücretler dünyada düştü. Kapitalizmin kadim çelişkisi bugün her zamankinden daha belirgin. Savaşların arttığı, göçmenliğin insanlık krizi haline geldiği zamanlarda yaşıyoruz. Ekolojik felaketler dünyayı yok oluşa sürükledi. Devlet haklarımızı engellemek için baskı aygıtına dönüştü. Yollardır özelleştirme diyenler zararı bize yıktı. Asgari ücretin yarısı vergi ve kesintiye gidiyor. Grev yasaklarını yerli ve yabancı sermaye temsilcilerine övünerek anlatan tek adamla yönetiliyor bu ülkede."

DİSK Genel Kurulu'nu yaşanan olumsuz şartlarda "tek adam rejiminin" 80 milyonun kaderini belirlemeye çalıştığı bir dönemde topladıklarına işaret eden Çerkezoğlu, DİSK'in adındaki "devrimci" tanımlamışının boşa olmadığını söyledi ve devam etti: "Devrimcilik sadece var olana karşı çıkmayı değil, kurucu iradeyi de tanımlar. Bizler 2020'lerin DİSK'i emeğin Türkiye'si derken bu ortak akıl ve iradeyle buradayız. İrademizin köklerin bu topraklarda 100 yılı aşkın süren sınıf mücadelesinde ve yaşasın tam bağımsız Türkiye diyerek emperyalizme karşı koyan Denizlerin yüreğindedir."

Demokrasinin işçinin ekmeği olduğunun altını çizen Çerkezoğlu, "Demokrasinin olmadığı yerde emeğin hakları olmaz. Emek ve demokrasinin bütünlüğü tarihsel olarak hiç olmadığı kadar  şu anda ihtiyaçtır. Ekmek mücadelemizin ihtiyacı olarak, korunacak değil kurulacak demokrasiden söz ediyoruz" diye kaydetti.

'ORTAK AKILLA MESAJ OLUŞTURMA MECBURİYETİMİZ VAR'
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, DİSK'in toplumsal tabanda mücadele eden en önemli kurumlardan birisi olduğunu dile getirdi ve "Ülkede yaşamanın formülü çok basit, insanlarımızın emeğinin karşılığını alabilmesi" dedi.

"İşsizlik bu ülkenin başına gelebilecek en büyük belalardan birisi" diyen İmamoğlu, her kesimden insanın iş bulma mücadelesi içerisinde bulunduğunu söyledi ve "Ortak akılla mesaj oluşturma mecburiyetimiz var" dedi.

İmamoğlu, örgütlü işçilerin Türkiye'nin toplumsal birliğinin çimentosu olduğuna dikkat çekti ve sosyal barışın bir güvencesinin DİSK olduğunu ifade etti.

İmamoğlu'nun konuşmasından sonra Korkut Boratav, Nurettin Çavdarlıgil, Prof. Dr. Kuvvet Doroğlu, Av. Alp Selek, Turgut Kazan ve Ercümant Tahiroğlu'na DİSK Emek ve Onur ödülleri verildi.

TEMELLİ: NEOLİBERALİZMİ HER YERDE ÖLDÜRELİM
Ödül töreninin ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, güvencesiz bir dünyayı var etmek için de daha fazla şiddet, daha fazla savaş gerektiğini vurguladı. Köhne düzenin yıkılma zamanı olduğunu belirten Temelli, "Gelin neoliberalizmi her yerde öldürelim. Dünyanın her yerinde halklar, emekçiler, gençler, kadınlar, işçiler meydanlarda Bağdat'tan Beyrut'a, Ekvator'dan, Cezayir'e, Şili'ye kadar. Şili'de kadınlar, emekçiler bağırıyor. Neo liberalizm Şili'de doğdu, Şili'de öldüreceğiz diyorlar. İnanıyorum ki Türkiye'de yükselecek emek ve demokrasi mücadelesi bu köhne düzenin sonunu hızlandıracaktır" dedi.

Emek, demokrasi mücadelesini ortaklaştırmanın gerektiğine vurgu yapan Temelli, toplumsal emek zemininde bir sınıf mücadelesi anlayışıyla toplumsal örgütlülüğü hep birlikte var edilmesi çağrısı yaptı. 

"Saray'da var ettikleri kara delik bütün haklarımız yutmaya devam ediyor" diyen Temelli, konuşması şöyle sürdürdü: 

"Bu ülkenin bütün zenginlikleri ortak zenginliklerimiz, yani hakkımız bu şekilde gasp ediliyor. O Saray'ın kara deliklerine taşınıyor. Yetmiyor, müteahhitlerine, damatlarına, yandaşlarına, silah tüccarlarına. Her seferinde daha fazla kaynak, daha fazla sömürü, daha fazla yoksulluk ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu düzeni sürdürmenin yegane yolu olarak da şiddet ve savaştan başka bir şey yok ellerinde."

KADIN İSTİHDAMI YÜZDE 30
Türkiye'de 2 milyon çocuk işçi olduğuna dikkat çeken Temelli, 4 + 4+ 4 eğitim sisteminin çocuk işçiliğini genelleştirirken bir taraftan da çocuk evlilikleriyle topluma başka bir zulmü dayattığını ifade etti. 

Kadın istihdamına katılım oranının yüzde 30 olduğunu söyleyen Temelli, "İstihdama katılan kadınlar ise ciddi bir sömürüye maruz kalıyor. Büyük bir adaletsizlik vardır. Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri sokaklarda kol gezerken kadına dair sömürü fabrikalarda, iş yerlerinde aşırı boyutlara ulaşmıştır. Sadece geçen yıl 474 kadın öldürülmüştür" ifadelerini kullandı.

"Kayyımla bir yandan siyasi irademizi bir yandan özlük haklarımızı gasp ettiler" diyen Temelli, "Bu düzeni ayakta tutmanın yolu da şiddet, savaş, Kürt düşmanlığı kayyım rejimi. O yüzden bir yerde kayyım varsa bilin ki orası Kayyım Cumhuriyetidir. Bu Kayyım Cumhuriyetinden hep birlikte kurtulmalıyız. Bizim belediyelerimize kayyım atandıklarında ilk yaptıkları şey çalışanları işten atmak oldu. Kayyımın ilk yaptığı şey özlük haklarını yok etmek, insanların hakkını gasp etmek oldu. Bir yandan siyasi irademiz gasp edilirken bir yandan da özlük halklarımız gasp edildi. Kürt halkıyla Türk halkıyla Türkiye'de yaşayan 72 millet bir arada bu savaş politikalarına karşı yan yana barış siyasetini üretecektir. Bunu hayat geçirmek zorundayız. emek ve demokrasi mücadelesini birlikte var etme zamanı gelmiştir" diye belirtti.

'TÜRKİYE'NİN İHTİYACI BU İKTİDARDAN KURTULMAKTIR'
"Yan yana bir mücadeleyi örme zamanı gelmiştir. Bugün Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu şey bir an önce bu iktidardan kurtulmaktır" diyen Temelli, şöyle devam etti: 

"Bunu başarabiliriz. farklı farklı mücadele alanlarından bütün farklılarımızla tüm dünyada olduğu gibi bir mücadele yükseliyor, bunu eymeleliklerle hayata geçirmeliyiz. Umut büyüktük şimdi bu umutlu iktidarı inşa etme zamanıdır. Üreten bizsek yöneten de biz olmalıyız. ne yapmalı sorusunu yanıtını hep birlikte düşünmeliyiz Toplumsal emeği sokak sokak iş yeri işyeri örgütlemeliyiz. Hepimizin yolu açık olsun."

KILIÇDAROĞLU: ÇIKIŞ YOLU DEMOKRASİDİR
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise sorunların çok sayıda olduğunu vurgulayarak "Genel olarak gelişmiş, gelişmekte ve az gelişmiş ülkeler tanımı var. Biz 4'üncüsünü yaşıyoruz, ekonomide geriye giden ülkeler" dedi.

"Herhangi bir kişi 80 milyondan ötekileştirilirse buna hep beraber isyan etmeliyiz" diyen Kılıçdaroğlu, konuşmasında şunları belirtti: "Siyaseti insan merkezli yapmalıyız. Bu yapılmadığı için ayrıştık ve bölüştük. İnancı kullanan siyasal iktidar bundan yararlandı, bundan çıkış yolu demokrasidir. Türkiye'ye gerçek bir demokrasiyi getirmek zorundayız. Bizim ülkemiz neden baskıcı bir yönetimle yönetiliyor? Yargı bağımsızlığı, medya özgürlüğünü, kadın-erkek eşitliğini kastediyorum. Darbe hukukundan arınmış parlamentodan bahsediyorum."

Bütün insani değerlerin demokrasi kümesinin içerisinde olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, "Marx'ın "tüm dünyanın işçileri birleşin' dediği gibi tüm demokratların birleşmek zorunda" dedi.

Kurul, konuşmalarla devam ediyor.