DEM Parti 2024 yılı hak ihlallerini açıkladı
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüleri Özbingöl ve Türkdoğan, 2024 yılı hak ihlalleri raporunu açıkladı. Açıklamada, Türk devletine kendi hukukuna ve AİHM kararlarına uyma çağrısı yapıldı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Eş Sözcüleri Sevda Çelik Özbingöl ve Öztürk Türkdoğan, İnsan Hakları Haftası'nda parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
ÖZBİNGÖL: EN AZ 948 GÖZALTI VE 632 TUTUKLAMA
Basın toplantısında söz alan Sevda Çelik Özbingöl, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü vesilesiyle, hazırladıkları 2024 yılı insan hakları ihlalleri raporunda, DEM Parti il ve ilçe eşbaşkanları ile seçilmişlere yönelik haksız gözaltı, tutuklama ve yargı tacizi, Kürt illerinde kesintisiz bir biçimde uygulanan yasaklar yaşandığını söyledi. Özbingöl, 2024 yılında hak ihlallerinde en az yüzde 50 artış yaşandığını vurguladı.
Bu sabah yaşanan gözaltı saldırısına değinen Özbingöl, "Aralık 2023'ten bugüne, partimiz bileşenlerine ve toplumsal muhalefete yönelik gerçekleştirilen siyasi soykırım operasyonları neticesinde tespit edilen rakamların gerçek veriler olmadığını, gerçek sayıdan az olduğunu da söylememiz gerekiyor. En az 948 kişi gözaltına alınmış, 632 kişinin de tutuklanmasına karar verilmiştir. Aralık 2023 ve 10 Aralık 2024 tarihleri arasında, partimizin her kademe yöneticisinin içinde bulunduğu 256 kişi gözaltına alınmış, çalışanlarımızın ve yöneticilerimizin 50'sinin tutuklanmasına karar verilmiştir. Bu tarihler arasında partimizin organize ettiği eylem ve etkinliklere katılan üyeler, seçilmişler ve çalışanlarımıza yönelik 3 bin 128 gözaltı gerçekleşmiş, 409 kişinin tutuklanmasına karar verilmiştir. Yine bu tarihler arasında toplumsal muhalefetin partimizle birlikte katıldığı belirli günlerdeki kutlama ve anma gibi etkinlikler ile protesto gösterilerine yönelik 564 gözaltı ve 173 tutuklama kararı verilmiştir" dedi.
'PARTİMİZE 9 FİZİKİ SALDIRI GERÇEKLEŞTİRİLDİ'
31 Mart 2024'te gerçekleşen yerel seçimlerin ardından, seçilmiş bir belediye eşbaşkanının tutuklandığı; 6'sı DEM Partili, 2'si CHP'li olmak üzere toplam 8 belediyeye kayyum darbesi yapıldığını hatırlatan Özbingöl, bu sayının giderek arttığını söyleyerek şunları ekledi: "2024 yılında, genel merkezimiz de dahil olmak üzere partimize 9 fiziki saldırı gerçekleştirilmiştir. Dört fiziki saldırı da kolluk aramaları ve haksız müdahaleleriyle yapılmıştır. TBMM kürsüsünde milletvekillerimiz iki kez fiziki ve fiili saldırıyla karşı karşıya kalmıştır. Kürtçe konuştukları için defalarca mikrofonları kapatılmış, birçok başka haksız müdahale de bütün kamuoyunun gözü önünde gerçekleşmiştir."
358 EYLEM VE ETKİNLİĞE SALDIRI
Saldırıların ardından pek çok kentte valilik kararıyla eylem ve etkinliklerin yasaklandığını hatırlatan Özbingöl, "Van'da 2016 yılından beri kesintisiz bir şekilde valiliğin idari kararıyla devam eden bir yasak mevcutken, 2024 yılı içerisinde 94 kez eylem ve etkinlik yasağı kararı verilmiştir. İHD verilerine göre, bu kararlar kapsamında 358 tane barışçıl eylem ve etkinliğe müdahale edilmiş ve yasaklama kararları verilmiştir" dedi.
'ÖZGÜRLÜK YÜRÜYÜŞÜ GEREKÇESİYLE 81 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI'
13 Ekim'de Diyarbakır'da gerçekleştirilen tecrit karşıtı mitingin yasaklandığını, 1 Şubat 2024'te başlayan Büyük Özgürlük Yürüyüşüne Van, Kars ve Urfa'da polis saldırısı yaşandığını kaydeden Özbingöl, 8 saldırıda en az 81 kişinin gözaltına alındığı bilgisini paylaştı.
2024 yılında yapılan yerel seçimleri süresince DEM Parti seçim bürolarına saldırılar düzenlendiğini, aday, parti yöneticisi ve çalışanlarının gözaltına alındığını, broşür ve afişlerinin yasaklanarak toplatıldığını söyleyen Özbingöl, Kürt kentlerine seçmen kaydırılması, seçim günü sandıklara ve DEM Parti görevlilerine yönelik fiziki saldırılar yaşandığını hatırlattı.
Sandıklara önceden hazırlanmış oy pusulalarının atılması, sandık görevlilerinin darp edilmesi, adaylarına yönelik polis saldırısı, seçim zaferi kutlamalarına yönelik polisin gaz bombalı saldırılarını hatırlatan Özbingöl, Van Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı seçilen Abdullah Zeydan'ın memnu haklarının iadesi kararının geri alınarak mazbatasının verilmek istenmemesinin ardından yapılan eylemlere polisin sert saldırısına da değindi. Özbingöl bu saldırılarda 667 kişinin gözaltına alındığını ve tutuklamalar yaşandığını hatırlattı.
2024 yılında Kobanê kumpas davasında aralarında önceki dönem HDP Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MYK üyelerinin de bulunduğu çok sayıda kişiye ceza verildiğini anımsattı.
'KAYYUM SALDIRILARINA KARŞI EYLEMLERDE 68 KİŞİ TUTUKLANDI'
3 Haziran 2024 tarihinden başlayarak bugüne kadar Hakkari, Esenyurt, Mardin, Halfeti, Batman, Ovacık, Dersim, Bahçesaray belediyelerine kayyum saldırısı yapıldığını belirten Özbingöl, Zeydan'ın memnu haklarının bir kez daha mahkeme kararıyla gasp edildiğini belirtti. Özbingöl kayyum saldırılarına karşı yapılan eylemlerde aralarında çocuklar ve gazetecilerin de bulunduğu 289 kişinin gözaltına alındığını, 68 kişinin tutuklandığını söyledi.
HAPİSHANELER
2024 yılındaki hak ihlallerinin en fazla yaşandığı yerlerden birinin de hapishaneler olduğunu söyleyen Özbingöl, birçok veriye ulaşamadıklarını kaydetti. DEM Parti Hukuk Komisyonuna ve Meclis Grubuna ulaşan veriler, 100'ü aşkın hapishaneye yaptıkları ziyaretlerle tespit ettikleri hak ihlallerini sıralayan Özbingöl, "Sağlık hakkı ihlalleri, şartlı tahliye hakkının engellenmesi, sevk taleplerinin reddi ve özellikle cezaevi idareleri ile gözlem kurullarının keyfi tutum ve davranışları nedeniyle gerçekleşen birçok ihlale tanıklık ettik" dedi.
'İHLALLERİN TAKİPÇİSİYİZ'
Bu süreçte, 794 soru ve araştırma önergesi verdiklerini, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Kurumuna başvuru yaptıklarını, 300'e yakın tutsağı ziyaret ettiklerini, hapishane idareleriyle yüz yüze ve telefon aracılığıyla görüşmeler yaptıklarını aktaran Özbingöl şöyle konuştu: "Komisyonumuz bu yıl cezaevlerine ilişkin 2 defa raporlama yapmış, hala da çalışmalarına devam etmektedir. Hasta tutsaklardan keyfi disiplin cezalarına, infaz yakmalardan çıplak aramalara ve sağlık hakkının engellenmesine kadar cezaevleri, yakından takibi gereken bir ihlal alanı olmaya devam etmektedir. Hapishanelere ilişkin yaptığımız raporlamalardan bir tanesi de İmralı'da devam eden tecrit sürecine ilişkindi. Hak ihlalleri, cezaevleri ve önemli sorunlarımızdan bir tanesi olan tecridin giderilmesi konusunda DEM Parti Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu olarak sürecin takipçisiyiz. Özellikle hak ihlallerinin bu kadar yoğunlaştığı bir dönemde, ülkemizin demokratik geleceği için demokratik bir ittifak ve demokratik bir mücadelenin de önemini belirtmek istiyorum."
TÜRKDOĞAN: TÜRKİYE GİDEREK OTORİTERLEŞİYOR
DEM Parti Hukuk Komisyonu Eş Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, Türk devletinin resmi ideolojide ısrar ettiğini vurgulayarak konuşmasına başladı. "Türkiye giderek otoriterleşiyor" diyen Türkdoğan, ikili hukuk, ayrımcılık olduğunu belirterek, Terörle Mücadele Kanunu ve ilgili mevzuat ile Kürtler başta olmak üzere rejim muhaliflerine ikili hukuk ve ayrımcılık dayatıldığını vurguladı.
Türkiye'nin dünyada kendi halkını en fazla "terör" ile suçlayan ülkelerin başında geldiğini söyleyen Türkdoğan, halkını "terörist" ilan eden Türk devletinin dünyada terör örgütü olarak bilinen örgütlerle görüştüğünü belirterek, dün gerçekleşen MİT Başkanı İbrahim Kalın ve HTŞ lideri Ebu Muhammed el Colani görüşmesine değindi. Türkdoğan, Terörle Mücadele Kanunu'nun kaldırılmasını istedi.
'SAYIN ÖCALAN'LA GÖRÜŞME TALEBİ BİR AN ÖNCE KABUL EDİLMELİ'
Türk devletinin Kürt sorununu çözmek zorunda olduğunu söyleyerek Ortadoğu'da yaşanan gelişmeleri hatırlatan Türkdoğan, "Suriye'deki son durum, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yoldan çözümünü dayatıyor. Türkiye'de 1 Ekim'den bu yana devam eden tartışmalar, yeni bir barış sürecine evrilmek zorundadır. Bu tartışmaları uzatmamak gerekir. Partimizin sayın Öcalan'la görüşme talebi bir an önce kabul edilmelidir. Türkiye gerçek anlamda bir çözüm sürecine bir an önce girmelidir. Kürt sorununu gerçekten demokratik ve barışçıl yollarla çözecek adımları atmalıdır" diye ekledi.
AİHM ve AYM'nin Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala kararlarını hatırlatarak Türk devletine AİHM ve AYM kararlarını uymaya çağıran Türkdoğan, TİP Milletvekili Can Atalay'ın serbest bırakılması çağrısında bulundu.
Etki ajanlığı tartışmaları, basın özgürlüğü, toplanma ve gösteri yürüyüşlerine yönelik polis saldırı, işkence, gözaltı, açılan davalara da değinen Türkdoğan, "Daha 2 hafta önce Ankara'da benzer soruşturmalardan yargılanıp beraat eden insanlar, bugün evleri basılarak gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor. Mahkeme kararları sunuyoruz, ama savcılar ve hakimler dikkate almıyor. Venedik Komisyonu yakın zamanda HSK ile ilgili bir rapor yayınladı. Komisyonun bu tavsiyelerine Türkiye'nin uyması gerekiyor. Türkiye'deki hakim ve savcıları hukuka uymaya davet ediyoruz. Siyasi iktidarın telkinleriyle hareket etmeyin. İnsanları haksız yere gözaltına almayın ve tutuklamayın. Yine BM İşkenceye Karşı Komitenin Türkiye'ye gözlemleri ve tavsiyeleri var. Türkiye bu tavsiyelere uymak durumundadır. Mutlaka ve mutlaka bu tavsiyelerin gereği yapılmalıdır. İmralı'daki tecrit de bir an önce kaldırılmalıdır" diye konuştu.
Seçme ve seçilme hakkına yönelik saldırılara son verilmesi, hapishanelerde infaz yakmaların durdurulması, infaz kanununun BM standartlarına uygun hale getirilmesi çağrısında da bulunan Türkdoğan, "Umut Hakkı mutlaka ve mutlaka düzenlenmeli, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin Türkiye'ye yönelik tavsiyesi yerine getirilmelidir" dedi.