24 Kasım 2024 Pazar

Cumartesi Anneleri, 23 yıl önce kaybedilen Bulut ailesinin akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 687. eylemlerinde, 1994 yılında kaybedilen Fahri, Mustafa, Ali, Ekrem ve Ramazan Bulut'un akıbetlerini sordu.
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilenlerin akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 687. kez Galatasaray Meydanı'nda bir araya geldi.
 
Eylemde, üzerine kırmızı karanfiller bırakılan "Failler belli kayıplar nerede" pankartı açılarak kayıpların fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Oturma eylemine çok sayıda kişi katıldı. Bu haftaki eylemde 1994 yılında kaybedilen Fahri, Mustafa, Ali, Ekrem ve Ramazan Bulut'un akıbetleri soruldu.
 
Eylemde ilk sözü HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu aldı. Kerestecioğlu, "Beş insan diyoruz. Yarın 23'üncü yıl olacak. 23 yıl yakınlarına ulaşmak isteyip de ulaşamayanların utancını yaşayanlar gitsin. Biz artık kurtulmak istiyoruz. 23 yıl daha burada oturmak istemiyoruz. Nasıl yargıyı siyaset yürütüyorsa, siyasete de yön verecek olan bu mücadeledir" dedi.
 
Ardından konuşan kayıp yakını Zübeyde Tepe ise "Bir mücadele için burdayız, adalet için burayız. Malesef hiçbir merci bu annelerinin sesini duymadı. 23 yıldır burdayız ve adalet yerini bulana kadar burdayız" şeklinde konuştu.
 
Gözaltında kaybedilen Hüseyin Taşkaya'nın kızı Serpil Taşkaya da babası kaybedildiğinde 7 yaşında olduğunu söyledi. Taşkaya, 17-31 Mayıs Gözaltında Kayıplara Karşı Uluslararası Mücadele Haftası'na dikkat çeken Taşkaya, "Dönemin başbakanına kayıplarımıza ne olduğunu açıkladık. Kayıplarımızdan sorumlu olanları tek tek söyledik" ifadelerini kullandı. Bu olayın takipçisi olacağını söyleyen Taayip Erdoğan'ın hiçbir adım atmadığını ifade eden Taşkaya, "Biz yakınlarımızın kemiklerini istiyoruz. Faili meçhul denilen ama kesinlikle faili belli olan başvurularının sonuçlanması istiyoruz. Bizi seçim malzemesi yapmayın. Bizden uzak durun" diye konuştu.
 
Bu haftaki basın açıklamasını sanatçı Nur Sürer okudu. 687 haftadır herkes için yaşam hakkı, hukuk güvenliği ve adalet talebiyle Galatasaray'da olduklarını söyledi. Sürer, "Yaşama hakkını ve adalete ulaşmayı güvence altına almayan bir devletin demokratik nitelik taşıdığından bahsedilemez" dedi. Devletin insan hak ve özgürlüklerini korumak ve geliştirmekle yükümlü olduğunu kaydeden Sürer, "İnsan haklarını, hukukun üstünlüğünü hedef alan politikaları sonucunda yalnız bizler değil herkes hukuktan, adaletten ve demokrasiden uzaklaştırıldı" ifadelerini kullandı.
 
687. haftada 24 yıldır cezasız bırakılan Bulut Ailesi dosyası ile Galatasaray'da olduklarını söyleyen Sürer, 1994'te Bolu ve Kayseri'den gelen askerler mezraya baskın yaptığını söyledi. 50 hanelik mezradaki evler içinde eşyaları ve ahırlarındaki büyük ve küçükbaş hayvanları ile birlikte yakıldığını kaydeden Sürer, biri bir yaşında, diğeri yeni doğmuş 2 çocuk babası Mustafa Bulut ve 6 köylü askerler tarafından alındığını belirtti. Mustafa'nın geri dönmemesi üzerine Bulut ailesinden Fahri Bulut, Mustafa'yı sormak için karakola gitti ve bir daha dönmediği kaydedildi. Sürer, bunun üzerine Ramazan Bulut, Ekrem Bulut ve Ali Bulut, Mustafa ve Fahri Bulut'u aramak için yola çıktılar ve bir daha geri dönmediklerini söyledi.
 
Başlarda Bulut ailesinin beş üyesinin gözaltına alındıkları inkâr edildiğini ifade eden Bulut, kayıplarını arayan Bulut ailesinin evlerine güvenlik güçlerince baskınlar düzenlendi, kayıplarını aramaktan vazgeçmeleri için tehdit edildiği belirtildi.
 
Olaydan on yıl sonra bir toplu mezarda Ramazan, Ekrem ve Ali Bulut'un kurşuna dizildikten sonra yakılarak öldürülmüş kalıntılarına ulaşıldığını kaydeden Sürer, "Mustafa ve Fahri Bulut'a 24 yıldır ulaşılamadığını" söyledi.
 
Devleti yönetenlere seslenen Sürer, "Gözaltında kayıp dosyalarındaki cezasızlığın son bulması için irade göstermeye çağırıyoruz" dedi.