CHP ve İmralı heyeti görüşmesi sona erdi

CHP ve İmralı heyeti, görüşme sonrası bir açıklama yaptı. Hatimoğulları, bu sürecin başarıya ulaşması için herkese görev sorumluluk düştüğünün altını çizdi. Özel ise Türkiye'nin demokratikleşmesi için bir paket hazırladıklarını söyledi, "Çünkü demokratikleşme içermeyen hiçbir çözüm kalıcı olmuyor" dedi.
İmralı Heyetinde yer alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ve Tuncer Bakırhan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüştü. CHP Genel Merkezi'nde yapılan görüşmede DEM Parti heyeti, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen, Örgütlemeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ensar Aytekin tarafından karşılandı.
'HERKESE GÖREV VE SORUMLULUK DÜŞMEKTEDİR'
Toplantının ardından yapılan açıklamada ilk sözü Hatimoğulları aldı. PKK lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı üzerine görüşmelere başladıklarını söyleyen Hatimoğulları, görüşmelerinin süreceğine işaret etti. Öcalan'ın ve ardından PKK'nin silah bırakılacağı yönündeki açıklamalarını hatırlatan Hatimoğulları, "Koşulların hazırlanmasıyla birlikte, kendi kongrelerini toplayabilecekleri bir zeminin oluşmasıyla birlikte bu süreci başlatacaklarına dair bilgi vermişlerdi. Çatışmasızlık sürecinin özellikle altını çizmek istiyorum. Çünkü bu fesih sürecinin gerçekleşebilmesi, bu demokratik dönüşümün gerçekleşebilmesinin zeminin güçlü bir biçimde hazırlanması gerekiyor" diye konuştu. Hatimoğulları, şöyle devam etti: "Çatışmasızlık sürecinin başlaması önemli. İkinci konu, başta bu görüşmeler olmak üzere bundan sonra parlamento zemininde atılacak adımların önemi. Yani bu süreçte bir yasallığın başlaması çok önemli. Bahsini ettiğim görüşmeler bunun içindedir. Sürecinin gerçekleşebilmesi, bu demokratik dönüşümün gerçekleşebilmesinin zemininin güçlü bir biçimde hazırlanması gerekiyor. Anamuhalefet partisi başta olmak üzere diğer muhalefetin bu konuda bugüne kadar verdiği olumlu mesajlar çok kıymetli. Bu süreç çok önemli bir süreç. Barış sürecinin, bu girişimlerin hiçbir şekilde heba edilmemesi çok kıymetli. O nedenle herkesim tarafından bu sürecin sahiplenilmesi ve bu çorbada herkesin emeğinin ve tuzunun olması çok önemli. Bu anlamıyla elbette devlete ve iktidara çok önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir."
Hatimoğulları, son olarak Suriye'de Alevilere dönük katliamlara tepki gösterdi.
ÖZEL: YASAL DÜZENLEME YAPILMALI
Daha sonra konuşan Özel, sürece ilişkin Numan Kurtuluş'a inisiyatif alması için çağrıda bulunduğunu hatırlatarak, çağrısını yineledi. Özel, "Bizim hedefimiz hem Kürtler hem Türkler hem Aleviler hem Sünniler; etnik kimliği ya da inancı ne olursa olsun herkes için tam demokrasi tam özgürlük ve herkesin kendisini eşit gördüğü bir toplum. Bunun için yapılması gereken yasal düzenlemelerin tamamının yapılması gerekiyor. Burada meseleyi ikiye ayırmak lazım. Bir eksik olan ve yapılması gereken yeni yasal düzenlemeler var. İkincisi mevcut yasaların adil ve demokratik uygulanması, kötüye kullanılmaması var. Bununla ilgili adımların kararlılıkla atılması gerekiyor. Buradan kim karlı çıkacak? Buradan bir bütün olarak Türkiye karlı çıkacak. Bu işi bir siyasi partinin karına ya da zararına, siyasi ikbal hedeflerine, bir takım ufak hesaplara alet edersek hepimiz kaybederiz."
Özel, şöyle devam etti: "Bizim 7-8 başlık ve ana tema üzerinde çalıştığımız, çok sayıda kanunda ve 20'den fazla kısımda çalışmalarını yaptığımız bir demokratikleşme paketi var. Bu paketin hayata geçmesi durumunda Kürt sorununda da çok önemli bir ilerlemenin kaydedileceği, hele hele Türkiye'nin dünyadaki algısı, ekonomisine yapacağı katkılar, şu anda en gerilerde olduğumuz endekslerde bizi çok daha ileriye götürecek, Türkiye'yi demokratikleşme üzerinde yeniden bir kalkınma sürecine sokacak bir süreçten kimse mahrum kalmayacak. Ama bunlar reddedilir ve yapılmazsa sorunun çözümü mümkün olmayacak. Çünkü demokratikleşme içermeyen hiçbir çözüm kalıcı olmuyor. Ama Türkiye'de kimse bundan karlı çıkmayacak. Biz kendi iktidarımıza bunu adreslemeyi, bu sürece katkı sunmamayı da doğru bir yaklaşım olarak görmüyoruz. Biz dışlanırsak, süreç baltalanırsa, bu sorun bu dönemde çözülmezse; Adalet ve Kalkınma Partisi, parti çıkarları için, kişisel çıkarları için bunu heba etmiş bir siyasi hareket olarak tarihin sayfalarındaki yerini alır. Türkiye de önüne bakar. Türkiye'nin önüne bakacağı süreci beklemek yerine bugün ortaya çıkabilecek bu süreci hep birlikte sahiplenmek gerekiyor. Bunun için 3 önerimiz var; Demokrasi, demokrasi, demokrasi. Bunun dışında bir önerimiz yoktur."
BAKIRHAN: QSD'NİN SİLAH BIRAKMASINA DEM PARTİ BİR ŞEY SÖYLEYEMEZ
Ardından gazetecilerin soruları yanıtlandı. Çağrının Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi'nin askeri yapılanması QSD'yi kapsayıp kapsamadığı soruldu. DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "QSD ile ilgili bir meselenin zaten biz muhatabı olamayız. QSD, Suriye'de kurulmuş ve Suriye denklemi içerisinde örgütlü bir yapı. Yaklaşık 12 yıldır orada diğer halklar ve inançlarla birlikte bir yönetim var. Dolayısıyla QSD'nin silah bırakmasına DEM Parti'nin söyleyecek hiçbir şeyi yok. Çağrının kimi kapsadığını zaten yapılan açıklamada net bir şekilde görüyoruz. Dolayısıyla bunlar önemli sorular ama 50 yıllık silah ve çatışmayı ortadan kaldıracak bir süreci tartışmak, ona yoğunlaşmak, Türkiye'de sayın Genel Başkan Özgür Özel'in söylediği gibi tekrar hiçbir karış toprağına cansız bedenlerin gitmemesi için uğraşmak en doğrusudur. QSD kendisi ile ilgili karar alır, kendisini bağımsız bir siyasi oluşum olarak değerlendiriyor. Kendisini bağımsız olarak değerlendiren siyasi bir zemine bizim bir şey dememiz doğru değil" dedi.
Heyetin bugünkü son görüşmesi DEVA Partisi ile olacak.