ÇEVİRİ | Küba: 'Havuz medyası'nın haberleri ve devrimi sahiplenme çağrısı
Saklanacak bir şey yok: Küba'da protestolar var. Saklanacak bir şey yok: Orada yağmalama olayları yaşanıyor. Dikkate alınması gereken konu, hangi malların yağmalandığıdır. Yemeğe aç insanlar TV ve elektronik eşyaları yağmalar mı? Küba protestosu, İmparatorluğun son girişimi olmayacak. Güney Asya dahil bölgelerdeki ülkelerde, İmparatorluk 'demokrasi' kampanyalarını organize ediyor. Orada 'demokrasi' tacirleri, İmparatorluğun tasarımını gerçekleştirmek için organizasyonları, grupları ve bireyleri finanse ediyor ve eğitiyor.
Emperyalist tekelci medya ve yandaşları, Küba'dan gelen haberleri yayma konusunda aşırı aktifler: Küba'da protestolar ve yağma var. Sonra şu sonuca varıyorlar: Küba'da halk sosyalizmi reddediyor.
Havuz medyasında dolaşan Küba haberleri özetle şöyle:
"Küba'nın büyük şehirlerinde hükümet karşıtı büyük protestolar patlak verdi. Binlerce protestocu pazar günü Havana, Santiago de Cuba ve diğer bölgelerde gıda, ilaç ve aşı kıtlığını kınayarak yürüdü.
"Protestolar 'özgürlük yanlısı' bir duygunun göstergesidir. Protestocular mevcut komünist yönetimin sona ermesini talep ediyorlar. Sosyal medyada yayınlanan çok sayıda videoda, 'özgürlük' gibi sloganlar atan kalabalıklar görüldü. Protestocular Havana'da ve başka yerlerde arabaları devirdi ve polise taş attı. Bazı videolar insanların dükkanları yağmaladığını gösterdi."
Saklanacak bir şey yok: Küba'da protestolar var.
Saklanacak bir şey yok: Orada yağmalama olayları yaşanıyor.
Dikkate alınması gereken konu, hangi malların yağmalandığıdır. Yemeğe aç insanlar TV ve elektronik eşyaları yağmalar mı? Aylar önce, halkın bir bölümü adalet talebiyle protesto gösterileri yaparken, İmparatorluk'ta şehirlerde gıda ürünleri ve giysi yağmalandığına dair haberler yok muydu? Bu insanlar en azından biraz aç, en azından biraz kıyafetsizdi.
İmparatorluk kaynak bakımından zengindir. Bu zenginlik yüzlerce yıldır devam ediyor. Bu zenginlik, dünyanın her köşesinden gelen zenginlik birikiminden gelir. İmparatorluk şimdiye kadar hiçbir ekonomik ambargoyla karşılaşmadı.
Aksine Küba, onurlu bir ulus olarak ortaya çıkışından hemen sonra her türlü ambargoyla karşı karşıya kaldı. Bu ambargo bugün halen devam ediyor. Hiçbir ülkede, hiçbir ülkeyle savaşta değil. Hiçbir ülkeyi işgal etmemiştir. Hiçbir ülkeyi işgal ve savaşla harap etmemiştir. Ancak Küba'ya her şeyi saran bir ambargo uygulanıyor! İnsanlık tarihinde eşi benzeri yok.
'Havuz medyası' bunu ne kadar gündemleştirdi? Tekelci medyaya bağlı hangi kuruluş, Küba'nın koronavirüse karşı geliştirilen aşıları üretmek için hammadde tedarikinin nasıl durdurulduğu ve bir ülkenin pandemi ile mücadelesinin bu şekilde durdurulmasının ardındaki aktörlerin kim olduğu haberinin yayınlanmamasının hesabını verebilir? 'Havuz medyası', Küba'nın salgınla mücadelede güçlü G-7'nin bir üyesi de dahil olmak üzere ülkelere benzeri görülmemiş yardımına ilişkin kaç haber yayınladı? 'Havuz medyası', Küba'nın koronavirüsle savaşmak için yaptığı araştırma ve başarılı aşı üretimi hakkında kaç rapor yayınladı? Küba'nın pandemiye karşı mücadelesi hakkında kaç haber var? İmparatorluğun dayattığı ambargoya rağmen Küba, Latin Amerika'da iki koronavirüs aşısını başarıyla geliştiren ve üreten ilk ülkedir ve İmparatorluk nedeniyle ciddi bir şırınga sıkıntısı çekerken nüfusunun dörtte birinden fazlasını en az bir dozla aşılamıştır. 'Havuz medyası' bunu haberleştirdi mi? Küba ile döviz rezervi yüksek, altyapıları gelişmiş ülkeler arasında hiç karşılaştırma yapıldı mı?
Karşılaştırılacak ülkeler sadece Avrupa'da değil. Güney Asya ve Güneydoğu Asya'da; ve bu ülkelerden birkaçının nükleer cephaneliği var ve düzenli olarak nükleer silah taşıyabilen ve yüzlerce kilometre gidebilen füzeleri test ediyorlar. "Başarı", "başarı", ölüm araçlarıyla oynamada "başarı"! 'Havuz medyası'nın bu konuda kaç eleştirel haberi var?
Ve artık yıllık bir olaya dönüşen BM Genel Kurulu'nda Küba'ya uygulanan ambargonun kaldırılmasıyla ilgili İmparatorluğun yenilgisine ne demeli? İmparatorluk dahil sadece üç dört ülke karara karşı çıkarken, geri kalan ülkeler Küba'ya uygulanan on yıllarca süren mantıksız ambargonun geri çekilmesini savunuyor. Orada da sessizlik. 'Havuz medyası' sessizliği!
Protestolar ile ilgili haberlerin çoğunun ABD merkezli sosyal medya paylaşımları olması 'havuz medya'sının iki yüzlülüğünün göstergesi değilse nedir?
Bugün, coğrafi olarak küçük Küba ülkesinin, İmparatorluğun hiç bitmeyen ambargosunun bir sonucu olarak temel ihtiyaç maddelerinin kıtlığıyla boğuştuğu iyi biliniyor. Ambargo, İmparatorluğun 'insan' hakları konusundaki tutumudur; aslında insanlığa yönelik bir ambargodur!
Pandemi ve onun yol açtığı gıda krizini kim inkar ediyor? Hindistan'dan İmparatorluğa kadar ülkeler bu durumla karşı karşıya değil mi?
Küba'nın mevcut siyasi sistemini yıkmak için eğilen belirli bir politikacı türü, 'havuz medyası'nın 'protesto' hikayesinin ifşa edilmesine yardımcı oldu. Bu politikacılar 'havuz medyası'nın kervanına katılarak, dikkatleri 'protesto'ya çekerek, 'protestoyu' övdüler ve desteklediklerini açıkladılar.
Küba devrimi karşıtı katı duruşuyla tanınan ABD Senatörü (Florida) Marco Rubio, ABD Başkanı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken'e acilen, "Küba askeri güçlerini kendi halkına ateş açmamaya çağırmaları” çağrısında bulundu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Batı Yarımküre İşleri Bürosu sekreter yardımcısı Julie Chung, "Küba halkı artan Covid vakaları, ölümler ve ilaç kıtlığı konusundaki endişelerini ifade etmek için Küba'da barışçıl protestolar düzenliyor” dedi.
ABD Temsilcisi Nicole Malliotakis (New York) şunları söyledi: "Akrabalarım ve onun dayanılmaz komünist yönetimi altındaki tüm acı çekenler için özgür bir Küba için umut ediyor ve dua ediyorum.” Nicole Malliotakis, "Protestocular 'sefaletlerine' son verilmesini talep ederken cesaretlenmiş hissettiğini” açıkladı.
Florida Valisi Ron DeSantis, Twitter'dan yaptığı açıklamada, "Florida, Havana'daki zalim rejime karşı sokaklara çıkan Küba halkını destekliyoruz. Küba diktatörlüğü, Küba halkını on yıllardır baskı altında tutuyor ve şimdi, onun feci politikalarına karşı sesini yükseltme cesaretini gösterenleri susturmaya çalışıyor” dedi.
İmparatorluğun kampında olmayan ülkelerdeki "demokrasi” projelerini finanse eden bu aktörler, 'protestocuların', 'protestosunun' karakterini ortaya çıkarmak için yeterlidir.
Bu aktörler, diğer ülkelerdeki insanların İmparatorluğun dayattığı rejimlere karşı çıkıp öldürüldüğünde sessiz kalıyorlar? Bu aktörler, bir Güney Asya ülkesinde olduğu gibi, sıradan vatandaşların yaşamları için dikkatsizlik, sağlık sisteminin çöküşünü körükleyen ve yakılmayı bekleyen sıra sıra ceset üreten koşullar yarattığında sessizliğini koruyor. Ölü sayısı o kadar şoke ediciydi ki, insanlar başkent yetkililerini cesetlerin yakılabilmesi için şehir parklarındaki ağaçların kesilmesine izin vermeye zorladılar. Bu aktörler, Brezilya'daki sağcı rejim, koronavirüs ile ilgili tıbbi gerçekleri görmezden gelerek yüz binlerce insanın ölümüne neden olduğunda sessiz kalıyor? Bu aktörler, Brezilya'da ülkenin sağcı rejiminin pandemiyi zalimce idare etmesi nedeniyle yargılanmasını talep eden binlerce insan yürüyüşe geçtiğinde sessizliğini koruyor.
Bu aktörler, 'gerçekleri' anlatan, 'özgürlük'ten yana olan politikacılardır; ve yine de bu aktörlerin fiili eylemleri ve söylemleri anlattıkları Küba hikayesinin tüm inanılırlığını ortadan kaldırmaya yetiyor.
Küba'daki devrimci sistemi devirmek için yıkıcı faaliyetleri finanse ettikleri konusunda sessizler. Küba'da 'demokrasi' propagandası için halihazırda harcanan muazzam meblağları açıklamıyorlar. Bu aktörlerin güvenilirliğini yitirmesi, Küba Devlet Başkanı Miguel Díaz-Canel'in inandırıcı kıldığı aksini iddia ediyor: Dış güçler protestoyu kışkırttı ve genişletti. İmparatorluğun medya kampanyası, samimi protestoları maniple ediyor.
Díaz-Canel Küba halkına yaptığı bir yayında şunları söyledi: "Ülkedeki tüm devrimcileri, tüm komünistleri, bu provokasyonları üretme çabası olan her yerde sokağa çıkmaya çağırıyoruz.”
Kübalı lider Twitter üzerinden halkına şu çağrıyı yaptı: "Devrim, devrimciler tarafından savunulur. Ve devrimciler arasında komünistler ön plana çıkıyorlar -asla (ayrıcalıklı) seçkinler olarak değil, bilinçli ve kararlı bir güç olarak.”
Küba 'protesto hikayesi' tek bir olay değildir. Benzer dış müdahale başka ülkelerde de oldu. Küba protestosu, İmparatorluğun son girişimi olmayacak. Güney Asya dahil bölgelerdeki ülkelerde, İmparatorluk 'demokrasi' kampanyalarını organize ediyor. Orada 'demokrasi' tacirleri, İmparatorluğun tasarımını gerçekleştirmek için organizasyonları, grupları ve bireyleri finanse ediyor ve eğitiyor.
*Monthly Review Online'da yayımlanan yazı Azad Özmez tarafından kısaltılarak ETHA için çevrildi. Başlık ETHA tarafından değiştirildi. Yazının İngilizce aslı şuradadır.