21 Aralık 2024 Cumartesi

Bir zorba hükümdarlar ve mezarlar dünyası

Yönetime yerel bir çözüm önerdik, çünkü Suriye'de son zamanlardaki kan dökülmesinin ve baskısının sebebinin iktidarın bir kaç kişinin elinde toplanmasından dolayı olduğuna inanıyoruz.
Suriye Demokratik Konseyi Eşbaşkanı İlham Ahmed, Suriye'deki son gelişmeleri New York Times gazetesine yazdı.
 
Ahmed'in 16 Eylül'de yayınlanan 'Bir zorba hükümdarlar ve mezarlar dünyası' başlıklı yazısı şöyle: 
 
"Tarih boyunca şiddet, totaliter rejimlerin birincil aracı olmuştur. Ve zorbacı hükümdar bir otorite, meşru özgürlükçü taleplere karşı tarifsiz şiddetle cevap verdiğinde, bu halkı ya bilinmeyen bölgelere kaçıp kaçmayacağına ya da özgürlüğü için savaşıp savaşmayacağına karar vermesi gerekir.
 
Suriye'de her gün bu dinamikle yaşıyoruz.
 
Benim grubum, Suriye Demokratik Konseyi, Suriye demokratik güçlerinin siyasi kolunu oluşturan çok ırklı bir koalisyon. Esad rejimine karşı yıllarca direndik. Fakat barışçıl protestolar olarak başlayan şey daha karmaşık bir harekete dönüştü ve şiddeti bir koruma aracı olarak kullanmaya zorlandı ve Suriye'de liberal demokrasiyi kurmanın tek etkili yolu olarak benimsemeye zorlandı.
 
Kendisini laik bir hükümet olarak tanıtan Suriye rejimi, muhaliflerine ve onunla aynı fikirde olmayan herkese karşı şiddeti kullanarak gücünü on yıllar önce kurdu. Bir hanedanlık diktatörlüğü kurdu - bugün olduğu iddia edilen cumhuriyetçi sistemden çok uzak.
 
Suriye'deki gerçek yöneticiler, seçmenleri tarafından sorumlu tutulabilecek politikacılar değildi, yasama, yürütme ve yargı gibi hareket eden gizli güvenlik güçleri gibiydiler. Yargıç, jüri ve cellat gizli polisin elindeydi. Şubelerinin en ünlüleri arasında Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü vardı Hafız Esad'ın yükselişini gören. Sayın Esad etkisini ve savunma bakanı olarak görevini 1970'te Suriye'deki cumhurbaşkanlığını ele geçirmek için kullandı daha sonra oğluna Beşar Esad'a devretmeden önce.
 
Mart 2011'de, genç kadınlar ve erkekler sokaklarda barışçıl değişimler ve Suriye'de demokratik geçiş çağrısında bulundular. Umut ve yeni fikirler ile doluydular. Bu erkeklerin ve kadınların hiçbiri şiddeti –hükümetin iktidarda kalması için kullandıkları aynı araçları kullanarak –kucaklamak zorunda kalacaklarını düşünmediler demokrasi için mücadelelerinde.
 
Esad rejimi bu protestolara vahşetle karşılık verdi. Bir okulda hükümet karşıtı grafiti yaptıkları için tutuklanan çocuklar hapsedildi ve dövüldü. İnsanlar ailelerini, evlerini ve mahallelerini korumak için silah aldı. Rejim, halkın koruyucuları olarak kendilerini meşrulaştırmak için radikal gruplara zemin hazırladı ve bunu radikal ideolojiler bayrağı altında Suriye'nin gençlerini harekete geçirerek yaptı.
 
Suriye'nin kuzeyindeki Suriye Demokratik Konseyi, bu şiddet içeren dinamiklerin erken dönemde ortaya koyduğu sorunu fark etti. Demokrasi için savaşmak ve hayatlarımız için savaşmak arasındaki çizgi keskindir ve ikisi de birbirini dışlamaz.
 
Evet, kendimizi korumak için silah kullanıyoruz, fakat toplumumuz kaos içine düşmedi. Şiddeti kullananlar hesap vermeliler, son çare olarak kullanıldıklarında bile. Şiddeti sadece kendi kendini savunmak için kullanmalarına izin verilen denetimli yerel birlik birimleri kurduk. Bu arada, Sayın Esad'ın ordusu sivillere kimyasal silahlarla saldırmaya devam ediyor. Biz, şiddeti hukukun üstünlüğüyle sınırlayan savaşçıları kullanırken, Sayın Esad'ın ise kullandığı silahları yasadır.
 
Başka mücadele biçimlerini de terk etmedik. Suriye'de ve yurt dışında protestolar düzenliyor, Suriye Demokratik Güçleri tarafından korunan alanlarda adil seçimler düzenliyoruz.
 
Yönetime yerel bir çözüm önerdik, çünkü Suriye'de son zamanlardaki kan dökülmesinin ve baskısının sebebinin iktidarın bir kaç kişinin elinde toplanmasından dolayı olduğuna inanıyoruz.
 
Çabalarımız demokrasinin gerçekte ne olduğu hakkında bir hatırlatma işlevi görüyor: halkın yönetimi, halk tarafından yapılır, halk için yapılır. Sayın Esad'ın iktidara gelmesinden bu yana, demokrasi, kontrolünü genişletmek için bir örtüden çok daha fazlası için kullanmıştır. Hükümet 2016'da seçimlerinde sadece yönettiği bölgelere seçim yapmıştır. Nihayetinde seçim sonuçları baskın bir şekilde rejimi işaret ederek onun meşruiyetini artırdı. Arka planda, aktivistler, gazeteciler ve hatta bütün nüfus hapsedildi, yerlerinden edildi ya da öldürüldü.
 
Bugün, Suriye Demokratik Konseyi, Cizire bölgesinde 80 binden fazla öğrenciye ve Afrin bölgesinde 50 binden fazla kişiye eğitim sistemi sağlamaya yardım ediyor. Kürtçe, Süryanice ve Arapça eğitim sunuyoruz. Afrin ve Qamişlo ve Kobane şehirlerinde üniversiteler kurduk.
 
Yeni bir Suriye inşa etmek, şiddet ve barışçıl direniş arasında düzgün bir denge kurulmasına yardımcı oluyor. Savaş yeni bir demokrasiyi mümkün kılabilirken, demokratik bir toplum altyapı ve eğitim olmaksızın barış süreçlerinde hayatta sağ kalamaz.
 
Savaşın yıkımları arasındaki bu yeniden yapılanmanın yönetilmesi sürekli bir mücadele demektir. Kobani'yi harabelerden tam anlamıyla yeniden inşa ediyoruz. Türkiye'nin ekonomik ambargosu altında olmasına rağmen, Afrin'in ekonomisini sanayileştirmeye ve çeşitlendirmeye bile başladık. Ardından Afrin şehri Türk hükümeti tarafından desteklenen çihatçı çeteler tarafından istila edilmiş ve işgal edilmiştir. Böylece halkını yerinden etmiş ve geniş çapta yağmalamıştır.
 
Suriye ya da başka herhangi bir ülkenin, liberal bir demokrasinin sağlayabileceğinden daha fazla kontrol isteyen bir lideri olduğu sürece, şiddet yayılmaya devam edecektir. Yüzbinlerce insanın, sadece bazılarının gücünü pekiştirmek için öldürüldüğü bir zamanda, demokrasi, retoriğin ötesine geçerek savunulmalıdır. Aksine inanmak, kendini hiçbir şeyden ziyade zorba hükümdarlardan ve mezarlardan oluşan bir dünyaya tevekkül etmektir."
 
İlham Ahmed'in yazısı 16 Eylül'de The New York Times gazetesinde yayınlandı, ETHA Çeviri Servisi tarafından çevrildi.