24 Kasım 2024 Pazar

'Bangladeş'i yine kanlı bir seçim bekliyor'

ETHA muhabiri Ivana Benario'ya konuşan Bangladeş Komünist Partisi MK üyesi ve milletvekili adayı Kazi Sazzad Zahir Chandan, "Şu an düzen partileri olan mevcut hükümeti oluşturan AL ile BNP arasında şiddetli çatışmalar olabilir. Yıl sonu gerçekleşecek olan seçimler bu nedenle yine kanlı geçecek" dedi.
30 Aralık'taki Bangladeş ulusal seçim sürecinde ülkede geniş bir sol ittifak kuran Bangladeş Komünist Partisi (BKP) bu ittifakla birlikte toplam 300 milletvekllik meclis için 117 aday gösterecek. BKP'nin de içinde yer aldığı ittifakın pek çok adayı bu süreçte seçim kurullarınca reddediliyor.
 
Seçim süreciyle ilgili BKP MK üyesi ve milletvekili adayı Kazi Sazzad Zahir Chandan ETHA'ya değerlendirmelerde bulundu.
 
Bangladeş'te seçim çalışmaları hangi siyasi atmosferde gerçekleşiyor?
 
Ülkemizde sömürgeciliğin mirası olarak antidemokratik iki parti sistemi mevcut, bir yandan Awamy League diğer yandan Bangladeş Ulusalcı Partisi (BNP) var. Awamy League (AL) rejimi 10 yıldır iktidarda ve bu süreç içerisinde temel insan haklarını ve demokratik hakları gasp ettiler. Hükümetin faşistleşme eğilimi gün be gün artıyor. Ülkemizi yönetenler yolsuzluk bataklığından kopamazken, diğer yandan diktatörlük rejimi devlet şiddetini üst boyutlara tırmandırıyor; kaybedilmeler, katletmeler, tutuklamalar, tecavüzler bu süreçte aşırı bir artış gösterdi.
 
Sokaklarda şiddetten kaynaklı güvensizlik hakim. Genç işsizliği yüksek. Köylülerin asgari ücret talebi karşılanmıyor. Gaz, su, elektiğe sayısız zamlar yapılıyor. Bin 100'den fazla tekstil işçisi kadına mezar olan Rana Plaza'da görüldüğü gibi, kapitalizmin ölüm fabrikalarında kitlesel işçi katliamları yaşanıyor. Halklarımızın örgütlenme ve eylem hakkı engelleniyor. Aynı zamanda hükümetin oluşturduğu Digital Security Act 2018 yasası ile ifade özgürlüğü hedef alınıyor ve medya üzerinde kontrol sağlanmaya çalışılıyor.
 
Burjuva egemenler emperyalist güçlerin her türlü hizmetine koşup sermaye akışını sağlıyorlar. Bunun karşılığında işsizlik artıyor, sağlık hizmetleri kesiliyor, eğitim özelleştiriliyor. Zenginler ve yoksullar arasındaki uçurum her gün büyüyor, rejim 'ulusal kalkınmacılık' heveslerini ilan ederken Hindistan, Pakistan ve ABD istihbarat çalışmaları aynı dönemde artıyor.
 
Şu açık ki egemen partiler dış güçlerinin etkisi altında. Ülkemiz ve egemen siyaset Amerika ve Hindistan'ın etkisi altındadır. Hükümet yüzde yüz Hindistan tarafından yönetiliyor, Hindistan doğrudan siyasal gelişmelere müdâhil oluyor. Bu da ABD emperyalizminin son 40-50 yıllık ülkemiz üzerinde kurduğu egemenliğe dayalı olarak gerçekleşiyor. Seçim sürecinde ABD muhalefet partisi olan BNP'yi destekliyor, dolayısıyla mevcut hükümeti ortadan kaldırma çabaları içerisinde seçim sürecinde kargaşalar bekleniyor. Şu an düzen partileri olan mevcut hükümeti oluşturan AL ile BNP arasında şiddetli çatışmalar olabilir. Yıl sonu gerçekleşecek olan seçimler bu nedenle yine kanlı geçecek. Kimileri askeri darbe ihtimalini bile tartışıyor. İki parti de geçmişte ve şu anda ülkeyi yönetti, iki parti de ülkede temel hakların yok etmeleriyle ve yolsuzluklarıyla biliniyor.
 
Seçimlerde partiniz geniş bir ittifak içinde yer alıyor. Bu ittifakın kuruluş amacını anlatır mısınız? Hangi şiarlarla seçim mücadelesine hazırlanıyorsunuz?
 
Burjuvaziye karşı ülkemizdeki sekiz sol partiden oluşan 'Sol-Demokratik İttifak' (Left-Democratic Alliance) basın toplanısıyla 18 Temmuz 2018'de kuruluşunu ilan etti. Biplobi İşçi Partisi, Bangladeş Sosyalist Partisi, Bangladeş Sosyalist Partisi (Marksist) Gonosonghoti Andolon, Bangladeş Birleşik Komünist Ligası, Gonotantrik Biplobi Partisi, Bangladeş Shomajtantrik Andolon ve BKP bileşenlerinden oluşan bu ittifak burjuva çürümüşlüğüne karşı bir demokratik başkaldırı anlamına geliyor. Kuruluş açıklamamızda seçim sisteminin topyekün reforme edilmesi gerektiğinin altını çizdik ve yüksek seçim komisyonun yeniden oluşmasını talep ettik. Özgür, katılımcı ve kabul edilebilir bir ulusal seçim için mücadele edeceğiz. Eğer, tıpki 5 Ocak 2014'de olduğu gibi haksız, hukuksuz, tek taraflı bir seçim gerçekleşirse, seçimleri boykot etmeye çağıracağız. 2014'te iktidardaki büyük koalisyon tek taraflı bir seçimle demokratik hakları yok ederek iktidarı almıştı.
 
Seçimde bizim sloganımız: Vizyon Hedefi 1971. 1971'de ülkemizde büyük bir kurtuluş savaşı gerçekleşmişti. O dönem Pakistan silahlı kuvvetleri tarafından 3 milyon insan katledilmiş, 200 bin kadın tecavüze uğramıştı. 9 aylık süren bir bağımsızlık savaşında Pakistan ordusunu yenilgiye uğratmıştık. Savaşın ardından 4 temel başlığa sahip bir anayasa oluşturulmuştu: demokrasi, sosyalizm, ulusalcılık ve laiklik. Egemen sınıf, son 48 yılda bu temel anayasal ilkeleri yok etti, emperyalistlere ve Hindistan yayılmacılığına yedeklendiler.
 
Biz ittifakımızla bu egemen sınıfa karşı mücadele ediyor, halkla sol alternatif güçleri bir araya getiriyoruz. Kadınlar ülkemizde toplumun yarısından fazlasını oluşturuyorlar. Onlara dönük çalışmalarımızda güvenlikli yaşam, şiddete karşı mücadele konusunda özel bir çaba sarf ediyoruz. Şu an hareket halinde devam ediyoruz, seçimin ardından da ittifakla mücadele yürüteceğiz.
 
Seçim süreci boyunca kitleler içinde nasıl bir çalışma yürütüyorsunuz? İttifakınızla ne gibi eylemlere imza attınız?
 
Kitleler sayısız sorunla karşı karşıyayken, biz kitlelere ülkenin bütün zenginliklerini yağmalayan yüzde 5'e karşı, ülkenin çoğunluğunu oluşturan 95% olarak mücadele ettiğimizi anlatıyoruz.
 
Seçim kampanyamızı sayısız işçi ve köylü destekliyor, çünkü tabanımızı genel olarak işçi sınıfı, köylüler ve topraksızlar oluşturuyor. Şu an seçimler kapsamında köy köy, ev ev geziyoruz. Yoldaşlarımız ev ev gezerek burjuva sınıfın hiç bir şekilde bağımsızlık ve yaşanacak bir hayat vaat etmediğini anlatıyor. Bangladeş'in birçok yerinde işçilere, köylülere, işsizlere, topraksızlara, herkese ulaşmaya çalışıyoruz.
 
Şimdiye kadar sol demokratik ittifakımızla sayısız eyleme imza attık; ülke çapında yürüyüşler, protestolar, halk toplantıları düzenledik. Mitingler yoluyla baskılara, işkenceye, yolsuzluğa, gerici aile geleneklerine karşı eyleme geçtik. Halkımızın seçim hakkına ve seçim prosedürünün değişmesine dair sayısız çalışmalar yaptık. İttifakımıza mensup tutsakların derhal tahliye edilmesini talep ettik.
 
Kampanya tarzında bir seçim yoğunlaşması var. Şu an merkezi seçim komitesi altında her bölgenin ayrı komiteleri var ve her yerde 5-10 kişiyi kapsayan küçük birimler kuruyoruz. Demokratik bir mücadele yürütüyoruz ve bütün faşist yaptırımlara karşı boyun eğmeden mücadelemizi yürütüyoruz. Yürüttüğümüz mücadelede yalnız değiliz, bunu biliyoruz. Ortak bir özgürlük amaç doğrultusunda mücadele, bizi dünya çapında mücadelelerle buluşturuyor. Bu anlamda uluslararası bir mesaj da iletmek istiyoruz. Faşist Erdoğan rejiminin tutuklama terörü altında HDP milletvekilleri, başkanları, çalışanları binlercesi hapise atıldı. Onlara ve dünya kamuoyuna şunu iletmek istiyoruz: Bizler sizinleyiz. Tutuklu bulunan eski HDP başkanları Figen Yüksekdağ ve Selehattin Demirtaş'ın derhal serbest bırakılmasını talep ediyoruz.