Bakırhan: Sürecin başarısı bizim örgütleme ve örgütlenme gücümüze bağlı

PM toplantısı öncesi basına konuşan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, "Sürecin başarısı bizim örgütleme becerimize, toplumu ikna etme gücümüze bağlıdır" diyerek, örgütlenme çağrısı yaptı.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) PM toplantısı, Eş Genel Başkanlar Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları başkanlığında genel merkezinde başladı. Bakırhan, PM toplantısı öncesi açıklamalarda bulundu.
Ortadoğu'daki gelişmelere dikkati çeken Bakırhan, PKK'nin silah bırakma kararının "küresel rüzgarı okumanın bir ürünü" olduğunu kaydetti. "Hem Türkiye, hem Ortadoğu, hem de dünyada yaşanan jeopolitik fırtınalarda kendisine yeni bir yol yeni bir rota çizmeye çalışıyor. Tam bu noktada önümüzde iki yol var; ya kriz- kaos devam edecek ya da selamet yolu" diyen Bakırhan, sürecin herkese sorumluluk yüklediğini belirtti.
'BİRLİKTE YAŞAMAYI BAŞARMALIYIZ'
"Diyarbakır'dan Edirne'ye, Batman'dan İzmir'e kadar uzanan bu topraklarda ortak bir geleceği inşa etme fırsatı ortaya çıktı. Eğer bu ortak geleceği inşa etme fırsatını değerlendirebilirsek sadece Türkiye değil, Ortadoğu ve dünyaya büyük bir demokratik model yaratmış olacağız. Bugün bazıları Barış ve Demokratik Toplum sürecini bir pazarlık sanıyor. Oysa bu bir pazarlık değil, bir varoluş meselesidir" diyen Bakırhan, sürecin karşısında konumlananlara seslendi. "Birlikte yaşamayı öğrenemezsek, birlikte bir felaketin içerisine sürüklenebiliriz" diyen Bakırhan, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın "Kürtlerin en insani hakları tartışıldığında, olumlu bir hava estiğinde kıyamet koparanlar var. Bunlar ortak yaşamın önündeki en büyük engellerdir" sözünü hatırlattı.
'YENİ BİR SÖZLEŞME İHTİYAÇ'
"Yeni sürecin yaslandığı tek temel var o da demokrasidir. Demokratik bir toplumda silahlara yer yoktur. Silahlar konuşuyorsa demokrasi susar. Demokrasi konuşursa da silahlar susar. Bu gerçekliği en çok yaşayan ülkelerden birisi biziz. Barış demokrasiyi büyütür, demokrasi de Türk-Kürt kardeşliğinin en önemli birlikte yaşama teminatı olur" diyen Bakırhan, Öcalan'ın "yeni bir sözleşme ve kardeşlik hukuku" belirlemesine atıfta bulundu.
"Bu sözleşme, basit bir belge değil, toplumsal bir taahhüttür. Türkiye'nin demokratik geleceği ancak böyle bir toplumsal sözleşme ile mümkündür. Öcalan'ın bahsettiği kardeşlik, eşitlik hukukudur. Demokratik ve ortak yaşamın teminatıdır" diyen Bakırhan, Meclis'e sorumluluk düştüğünün altını çizdi. Bakırhan, "Kardeşlik hukukunun adresi Meclis'tir. Barış ve demokratik dönüşüm ancak Meclis çatısı altında gerçek anlamını bulur" dedi.
'MECLİS SORUMLULUK ALMALI'
Bakırhan, 2013 - 2015 yıllarında yapılan müzakere sürecinin en temel eksikliğinin Meclis'in sorumluluk almaması olduğunu vurgulayarak, Meclis'te komisyon kurulması için mecliste siaysi partilerle görüştüklerini ifade etti.
"Mevcut gidişatı sadece eleştirmek yetmiyor, yerine herkes kendi önerilerini de koymalı ve kamuoyu ile paylaşmalıdır. Kamuoyu bu tarihsel önemli süreçte kimin ne düşündüğünü bilmelidir" diyen Bakırhan, yeni dönemde paylaşımı, içermeyi, kucaklamayı esas alan bir dil kullanmak gerektiğini dile getirdi.
'SÜRECİ ÖRGÜTLEMELİ VE ÖRGÜTLENMELİYİZ'
Bakırhan, "Sürecin başarısı bizim örgütleme becerimize, toplumu ikna etme gücümüze bağlıdır. Eğer iyi örgütleyebilirsek, toplumu ikna edebilirsek sürecin en önemli engellerinden birisini kendimiz aşmış olacağız. Her kapıyı çalan elimiz ve her kalbi kazanan sözümüz; barışın, kardeşliğin örgütleyicisi olacaktır" dedi.