Bakırhan: Sınırın öte tarafında Kürtlerle savaşarak Türkiye'de barış olmaz
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. Gazetecilerin SİHA'larla katledilmesi, katliama tepki gösterenlerin tutuklanmasına tepki gösteren Bakırhan, "Nazımların ve Cihanların yoldaşları, onların kalemlerini ve fotoğraf makinelerini yarı yolda bırakmayacak. Eğer gazeteciler vazgeçselerdi, Apê Musalardan sonra vazgeçerlerdi. Hiç kimse gazetecilerin gerçeği yazmasına, resmetmesine engel olamayacaktır" dedi. Suriye'deki yeni dönem gelişmeleri ve Rojava'ya yönelik işgal saldırılarına da değinen Bakırhan, Kürt sorununu Ankara'da çözmeyin sınır dışına çıkarmanın çözümü kaçırmak anlamına geldiğini söyledi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, haftalık Meclis Grup Toplantısında güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Sabah saatlerinde Balıkesir'de bulunan bir fabrikada yaşanan patlamada 12 işçinin katledildiğini hatırlatarak ailelerine başsağlığı dileklerini ileten Bakırhan, iş cinayetinin takipçisi olacaklarını söyledi.
'HİÇ KİMSE GAZETECİLERİN GERÇEĞİ YAZMASINA ENGEL OLAMAYACAK'
Kuzey ve Doğu Suriye'de gazetecilik yaparken katledilen Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ı saygıyla anan Bakırhan, "Maalesef muhalif gazeteci olmanın, Kürtlerle ve emekçilerle dayanışmanın sonucu sadece dava ve tutuklama olmuyor; böylesi katliamlar da oluyor. Geçtiğimiz beş yıl içinde, başta Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Rojava'da olmak üzere toplam 13 gazeteci katledildi, 7 gazeteci de ağır yaralandı. Bu insanlık suçunu işleyenleri kınıyorum. Gazetecileri katlederek gerçeklerin üzerini kimse örtemez. Nazımların ve Cihanların yoldaşları, onların kalemlerini ve fotoğraf makinelerini yarı yolda bırakmayacak" dedi.
Gazetecilerin katledilmesine karşı duranların gözaltına alındığını, haklarında dava açıldığını, tutuklandığını hatırlatan Bakırhan, "Sanki gerçekleri onların keyfine göre yazmak gazetecilerin göreviymiş gibi yaklaşıyorlar. Herkesi gazeteci katliamına karşı sesini daha gür çıkarmaya, daha fazla söz söylemeye davet ediyorum" çağrısında bulundu.
7'si gazeteci 9 kişinin İstanbul'daki eylemin ardından tutuklandığını hatırlatan Bakırhan, gazetecilerin, tutuklama ve baskıyla gerçeklerden vazgeçeceğini düşünenlerin yanıldığını belirterek, "Eğer gazeteciler vazgeçselerdi, Apê Musalardan sonra vazgeçerlerdi. Dolayısıyla bizler bu beyhude suçu teşhir etmeye, iktidardan gazeteci katliamlarından dolayı hesap sormaya devam edeceğiz. Hiç kimse gazetecilerin gerçeği yazmasına, resmetmesine engel olamayacaktır" diye vurguladı.
2024 yılında yaşanan kayyum saldırısına, yaşanan yoksullaşma krizine, şirket iflaslarına değinen Bakırhan, 2025 bütçesinin faiz lobileri, sermaye ve savaş baronlarının bütçesi olduğuna dikkat çekti.
'ASGARİ ÜCRET İNSANCA YAŞANIR NOKTAYA GELİNCEYE KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ'
Bütçenin emekçinin ve yoksulun bütçesi olmadığının en büyük kanıtının her gün onlarca gencin, kadının, insanın intihar ederek yaşamını yitirmesiyle görüldüğünü söyleyen Bakırhan, asgari ücret görüşmelerinde iktidarın patronlarla birlikte loto-toto oynadığını, 23 mü, 25 mi olsun tartışmaları yaptığını söyledi. Bakırhan, iktidara şu çağrıyı yaptı: "Artık biraz da sermaye ve zenginler sabretsin. Milyonlarca asgari ücretliye, çalışana sadaka değil insanca yaşayabilecekleri bir ücret verilsin. Artık emekçilerin hakkını teslim edin. Asgari ücret insanca yaşanır bir noktaya gelinceye kadar bizler bu mücadeleyi devam ettireceğiz."
'2024 YILI DEM PARTİ İÇİN MÜCADELE, DAYANIŞMA VE UMUT YILI OLDU'
2024 yılının DEM Parti, kadınlar, gençler, emekçiler için mücadele yılı olduğunu vurgulayan Bakırhan, "Kadın, gençlik ve emekçi hareketleriyle birlikte olduk. Ayrımcılığa ve baskı politikalarına karşı sokaklarda olduk. Halklarımızın sesi ve soluğu olduk, birlikte mücadele ettik, cop yedik, gaz yedik, ama vazgeçmedik. Kürt meselesinin çözümü için de partimiz elinden gelen bütün çabayı, bütün mücadeleyi ortaya koydu. Türkiye'nin demokratikleşmesinin Kürt meselesinin çözümden geçtiğini tekrar tekrar söyledik, söylemeye de devam edeceğiz. Kısacası 2024 yılı, DEM Parti için mücadele, dayanışma ve umut yılı olmaya devam etti. Bu umudu büyüten siz değerli halklarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. Halkın adalet, barış ve özgürlük taleplerine yanıt vermek üzere attığımız adımlar geleceğe olan inancımızı daha da büyüttü. Yeni yılda aynı kararlılıkla yürüyeceğimizin sözünü bir kez daha sizin huzurunuzda yinelemek istiyorum" dedi.
'İKTİDARI ORTADOĞU'DA GERÇEKLER ÜZERİNE TEFEKKÜR ETMEYE ÇAĞIRIYORUZ'
Suriye'deki Baas rejiminin çökmesiyle birlikte sadece Suriye'de değil Ortadoğu'da da yeni bir döneme girildiğini belirten DEM Parti Eş Genel Başkanı Bakırhan, önümüzdeki dönem Irak'a benzer bir yönelim olabileceği tespitinde bulundu. Lübnan, Libya ve İran için de benzer senaryo hazırlıkları yapıldığını söyleyen Bakırhan şöyle konuştu: "Suriye savaşı bir kez daha gösterdi ki demokrasisi, iç barışı ve toplumsal barışı olmayan, emekçinin hakkını ve hukukunu alamadığı ülkeler işte böyle tehdit ve tehlike altındadır. Böyle ülkelerin ayakta kalma şansı her geçen gün gittikçe zayıflıyor. Suriye'de barışa giden yol Şam'dan, Kobanê'den, Halep'ten, Lazkiye'den, Suveyda'dan geçer. Çözümün adresi dışarıdan gelecek müdahaleler değil Suriye'nin kendi halklarıdır. Sünnilerdir, Araplardır, Alevilerdir, Kürtlerdir, Dürzilerdir, Türkmenlerdir, Çerkeslerdir, Süryanilerdir. Suriye, Suriyelerindir; kimsenin Suriye'de başka bir hesap yapmasına ihtiyaç yok. Çözümü Suriye'de aramak gerekiyor, Suriye'de görmek gerekiyor. Bir Arap atasözü der ki: 'Eğer sevinciniz bittiyse, hemen ardından tefekkür etme zamanıdır'. İçeriyi konsolide etmek, ekonomik krizi örtmek, Kürt düşmanlığına yeni bir zemin yaratmak için Halep'te çaldığı Mehter Marşı durduysa, iktidarı Ortadoğu'da gerçekler üzerine tefekkür etmeye çağırıyoruz."
Suriye'nin 14 yıllık iç savaşta büyük bir yıkım yaşadığını kaydeden Bakırhan, Türk devletinin Suriye'de istikrarın beton ve silah ihracıyla sağlama yönünde algı yaratmasına tepki gösterdi. Bakırhan, Suriye'de statükoyu savunan tek devletin Türkiye olduğunu söyleyerek, Suriye'de Aleviler, Dürziler ve Hristiyanlar başta olmak üzere herkesin can ve mal güvenliği, kimlik hakları garanti altına alınması çağrısında bulundu. Bakırhan, Baas rejiminin bütün günahlarının Suriye'deki Alevi halkına yıkıp tehdit edilmesine de tepki gösterdi.
'TÜRKİYE'DE BARIŞ SINIRIN ÖTE TARAFINDA KÜRTLERLE SAVAŞARAK OLMAZ'
Ortadoğu'daki en istikrarlı bölgenin Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye olduğunu, işgalci Türk devletinin de buraya çetelerle saldırdığını hatırlatan Bakırhan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Oraya attığınız her bombanın Türkiye'deki Kürtlerin yüreğinde infilak ettiğinin farkında değil misiniz? Aynı evin bir odası Nusaybin'de, bir odası Qamişlo'dadır; siz araya sınır çekmişsiniz. Bunu bilmiyor musunuz, görmüyor musunuz? Bunu biz anlata anlata yorulduk. Biz iç barışımızı tesis edelim dedikçe, siz barışa giden yolu dinamitliyorsunuz. Tekrar ediyorum: Türkiye'de iç barış, sınırın öte tarafında Kürtlerle savaş olmaz! Bunu kimse kabul etmez. Bunu Kürtler, Türkiyeli emekçiler, Türkiye halkları kabul etmez. Bu yanılgıdan bir an önce çıkın lütfen. Amed, Urfa, Van bizim için neyse, Qamişlo, Kobanê ve Hesekê de odur. Artık bu gerçeği, bu doğruyu görün! Bu meseleye yanlış yaklaşırsanız yanılırsınız, yanlış yaparsınız ki 50 yıldır zaten böyle yapıyorsunuz."
Rojava halkının ilaç, su, gıda ihtiyacına işaret eden Semalka Sınır Kapısı'nın neden kapalı olduğu sorusunu yönelten Bakırhan, sınır kapısının açılmasını istedi
'BAKAN ŞAM'A 5 SAAT ARAÇLA GİTTİĞİNE GÖRE TÜRKİYE'YE GÜVENLİK TEHDİDİ YOK'
Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne topluma sürekli bir düşman gösterildiğini, bir dönem komünizmin, bir dönemin islamcıların düşman gösterildiğini söyleyen Bakırhan, değişmeyen tek düşmanın Kürtler olduğunu belirtti. Tarihsel bir örnekle Kürt düşmanlığını anlatan Bakırhan, MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın Şam'a araçla 5 saat süren bir yolculuk yaparak gittiğini hatırlatarak, "Demek ki, orada güvenlik sorunu yok. Dışişleri Bakanı beş saat yolculuk yapıyor ve hiçbir şeyle karşılaşmıyor. Diyalog ve ortaklaşma zeminini güçlendirmek için Şam'a gittiklerini söylüyorlar. İyi. Sayın Kalın, sayın Fidan Kobanê'ye de ortaklaşma zeminini güçlendirmek için gitsenize" çağrısında bulundu.
Özerk Yönetimiyle görüşülmediği gibi SİHA ve İHA saldırılarıyla halkın, gazetecilerin katledildiğini hatırlatan Bakıhan, "Buyurun Suruç'un öte yanında Kobanê var, Nusaybin'in öte yanında Qamişlo var. Hem de öyle beş saat gitmenize gerek yok. Bu taraftan bağırsanız sesiniz duyulur. On dakikada Nusaybin'den Qamişlo'ya geçebilirsiniz. Oradaki yönetimle, oradaki halklarla konuşun" dedi.
'DEMOKRASİ HEDEF GÖSTERENLERİ REDDEDİN'
Kürt sorununu Ankara'da çözmeyip sınır dışına çıkarmanın çözümü kaçırmak anlamına geldiğini söyleyen Bakırhan, "Ellerinde çekpaslarla ve çubuklarla ekranlarda çizgi çizen, halkları düşman ilan eden, vicdan sahibi insanları ve demokrasiyi hedef gösteren tüm kirli zihniyetleri bir kez daha huzurunuzda kınıyorum. Siz de kınayın, siz de reddedin. Hep birlikte reddedelim. Birlikte kar topu misali gerçekleri savunarak bu ülkeyi demokratik bir zemine çekelim" çağrısında bulundu.
'2025'İN BARIŞIN YILI OLMASI İÇİN MÜCADELEYE DEVAM EDECEĞİZ'
2025 yılının halkların yılı olması dileğini ifade eden Bakırhan, toplumun en büyük arzusunun barış olduğunu söyleyerek şunları ekledi: "barıştır. DEM Parti olarak 2025'i barışın yılı yapmak için hep birlikte çalışacağız. Barışın önündeki engelleri birlikte kaldıracağız. Bu birliktelik eminim o engelleri kaldıracak güce sahiptir. Yine İmralı görüşmelerinin yeniden başlaması ve tecridin son bulması için mücadele etmek, barışa olan inancımızın bir gereğidir. İmralı'daki tecrit kaldırılırsa barışa katkı sunacak, barışa vesile olacak. İmralı'nın kapılarını açın; 2025'in barış, özgürlük, demokrasi ve umut yılı olmasının önünü açın. Bizler barışın, demokrasinin ve özgürlüklerin bu ülkeye hakim olması için en önemli gücün halklar ve emekçiler olduğuna inanıyoruz."
Bakırhan Meclis Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. PKK lideri Abdullah Öcalan ile görüşme başvurusuna dair soruyu yanıt veren Bakırhan, "Şu ana kadar emin olun biz de net bir cevap alamadık. Adalet Bakanı her seferinde bir şey söylüyor. Önce 'Gün tayin etmeye çalışıyoruz. Bütçe görüşmelerini bekliyoruz' dedi. Biz de merak ediyoruz, bekliyoruz. Bence artık bu oyalamadan vazgeçmeleri gerekiyor. Oranın kilidini, kapısını açmak ve görüşmeleri sağlaması gerekiyor" dedi.
Görüşme olması halinde kimin gideceği veya üzerinde uzlaşılmış bir ismin olup olmadığına dair soruyu da yanıtlayan Bakırhan, "Eş Genel Başkanlar olmak üzere bütün milletvekilleri başvuruda bulundu. Tekrar ediyorum; mesele kimin gideceği değil aslında. Oradan ne söylendiği, o tartışmaların bu sürece nasıl katkı yaptığı bizim için önemlidir. Adalet Bakanlığı'na sormak gerekiyor; Onlar neyi bekliyor" diye sordu.