4 Aralık 2024 Çarşamba

'30 yıllık tarihin onurunu birlikte yaşayalım'

Wuppertal kentinde yapılan 21 Aralık gecesinin 30. yıl etkinliklerinin finali olacağını söyleyen 30. Yıl Festivali komitesinden Günebakan, "Bu 30 yıllık tarihin onuru ve gururu, herkese aittir" dedi. Günebakan, bu onuru birlikte yaşamak için çağrı yaptı. 

Almanya'nın Wuppertal kentinde 21 Aralık'ta 30. Yıl Festivali gerçekleşecek. Festival komitesinden Emre Günebakan geceye çağırdı. Geceye ilişkin ETHA'ya değerlendirmede bulunan Günebakan, "30. yıl kampanyasında söz ederken aslında 30 yıllık devrimci ve sosyalist mücadele tarihinin kampanyasından söz ediyoruz. Marksist leninistler tarih sahnesine çıktıklarında takvimler 10 Eylül 1994'ü gösteriyordu. Marksist leninistler çok zor koşullarda tarih sahnesine çıkmışlardı. 90'larda revizyonist Sovyetler Birliği'nin dağıldığı, sosyalizme dönük uluslararası çapta saldırıların arttığı, 'elveda proletarya' çığlıklarının atıldığı, kapitalizmin zaferini ilan ettiği yıllardı. Türkiye ve Kürdistan'da ise özellikle faşist diktatörlüğün gelişen Kürt özgürlük hareketine karşı saldırılarını yoğunlaştırdığı, kirli savaş yöntemlerini alabildiğine kullandığı, batıda işçi ve emekçi direnişlerinin yok sayıldığı koşullardı" denildi.

'BİRLİK DEVRİMİYLE ZOR DENİLENİ BAŞARDILAR'
Bu zor koşullarda, akıntıya karşı yürüyen marksist leninistlerin Birlik Devrimiyle tarih sahnesine çıktığını ve "zor" denileni başararak, ayrılıklarla biçimlenmiş bir dönemi gerçekleştirdikleri Birlik Devrimiyle yenilgiye uğrattıklarını hatırlatan Günebakan, "İşçi sınıfı ve emekçilerin devrim ve sosyalizm düşünü gerçek kılmak, Kürdistan'da gelişen serhıldanlara batıdan devrimci ikinci cepheyi açmak bu birliğin ana yönlendirici kaynağı oldu. 1994'ten günümüze 30 yıl geçti. Bu 30 yıl içerisinde işçi sınıfı ve emekçilerin, ezilenlerin tüm mücadelelerinin içerisinde oldular Marksist Leninistler. İşçi sınıfının grev direnişlerinde, kadınların erkek egemen kapitalist düzene karşı mücadelelerinde, Kürt halkımızın sömürgeciliğe ve inkarcılağa karşı direnişinde, gençliğin başta eğitim alanı olmak üzere, geleceksizliğe karşı mücadelesinin direk içerisinde yer aldılar. Erkek egemen sisteme karşı kendi kadın örgütünü zamanla oluşturarak, Kadın Devrim'i perspektifini benimseyen komünistler, kadın özgürlük mücadelesinin temel güçlerinden olmuş, devrimci saflardaki erkek egemen yaklaşımlarla amansız mücadelenin bayraktarlığını yapmaktadırlar. LGBTİ+'lara dönük her türlü saldırı karşısında barikat olma görüş açısıyla hareket etmektedirler" dedi.

'İLK GÜNKÜ KARARLILIKLA SÜREN 30 YIL'
Bu 30 yıllık tarihin aynı zamanda güçlü bir enternayonalizme sahne olduğunu belirten Günebakan, "Emperyalist savaşlara karşı gelişen hareketlerin içerinde olmak, değişik uluslararası platformların parçası olmak, dünya halklarının, işçi sınıfı ve emekçilerin mücadeleleriyle dayanışmak, enternasyonlizmi bir söylem olmaktan çıkartarak pratik içerisinde şekillendirmek marksist 
leninistlerin temel görüş açısını oluşturmuştur. Bulunduğumuz Avrupa toprakları da bu 30 yıllık tarihin değişik biçimlerde parçası olmuştur. Avrupa'da bulunan marksist leninistler hem yaşadıkları ülkelerin işçi sınıfının bir parçası olarak bu ülkelerin mücadelelerin içerisinde yer almış, hem de Türkiye ve Kürdistan'daki mücadeleyle güçlü bir bağ kurarak faşizme karşı direnişi Avrupa kentlerine taşımışlardır. 30 yıllık tarihimiz içerisinde sayısız yoldaşımızı sonsuzluğa uğurladık. Her bir ölümsüzümüz aynı zamanda marksist leninistlerin politika yapış tarzını gösterirken, 30 yıllık tarihin temel yapı taşları olmuşlardır. Hapishaneler, ölüm oruçları, işkencehaneler, sokak direnişleri, dağ başları, barikat savaşları gibi daha birçok alan ölümsüzlerimizin kahramanca direnişlerine sahne olmuştur. Öncü partiyi, önder partiye dönüştürme kararlılığının, davaya bağlılığın fener alayları olmuşlardır. İlk günkü kararlılığıyla devam eden işte bu 30 yıllık devrimci tarih yapımını bir kampanya tarzında ele aldık ve en geniş kitlelerle buluşturma gayreti içerisine girdik"ifadelerini kullandı. 

'KASIM AYI ÖLÜMSÜZLER AYIDIR'
Günebakan, kampanyayı nasıl yürüttüklerine ilişkin de şu aktarımı yaptı: "Kampanyayı iki biçimde yürütüyoruz. Birincisi, şüphesiz ki işçi sınıfı ve ezilenleri ilgilendiren tüm güncel politik gelişmeler dikkat merkezimizde olmaya devam ediyor. Bir yandan bu güncel gelişmelerle güçlü bir bağ kurma bize yön verirken, kampanyamızı bu güncel gelişmelere müdahalenin bir parçası haline getirme çabasında oluyoruz. Kasım ayı marksist leninistler açısından Ölümsüzler Ayı'dır. Tüm kasım ayı boyunca bir yandan ölümsüz ailelerini ziyaret ettik, mezar başı ve salon anmaları gerçekleştirdik. Ölümsüzlerimiz gençlerimizin elinde sokak sokak bayrak oldu, pankart oldu dalgalandı. İkincisi sadece kampanya eksenli yaptıklarımız. Kampanyanın startının verildiği 10 Eylül'ü Avrupa'nın 25 kentinde yapılan kutlamalarla başlattık. Sokak gösterilerini değişik alan ve mekanlarda açılan stantlar izledi. 30 yılda 30 bölgede paneller, toplantılar serisinin sonuna doğru ilerliyoruz. Kitlelerin bulunduğu her alan kahvehaneler, pazarlar, alışveriş mekanları, düğünler vs. kampanyamızla buluşuyor."

'BU ONURU BİRLİKTE YAŞAYALIM'
Kampanyanın finalinin 21 Aralık'ta yapılacak gece olduğunu söyleyen Günebakan, "Festivalde sloganlarımızla, müziğimizle, halay ve danslarımızla bu 30 yıllık tarihi kutlayacağız. Şüphesiz ki bu 30 yıllık tarihe on binlerce insan değişik düzeylerde emekleriyle katkıda bulundu. Kimisi bildirisini dağıttı, kimisi gazetesini sattı, kimisi eylemlere katıldı, kimisi gecesini gündüz etti, kimisi canlarını verdi. Bu 30 yıllık tarihin onuru ve gururu, herkese aittir. Emperyalizmin ve bölge gericilerinin işçi sınıfı ve halklarımıza karşı tasfiyeci saldırılarını ayyuka çıkardığı, bölgemizin bir kan gölüne dönüştürüldüğü günümüzde birbirimizden feyzalmak, antiemperyalist, antifaşist, antisömürgeci mücadeleyi daha ileriye taşımak için ilerici insanları, devrimci ve demokratları, işçi ve emekçileri festivalimize katılmaya, coşkumuza coşku, enerjimize enerji katmaya çağırıyorum. Gelin bu onuru birlikte yaşayalım" çağrısı yaptı.