22 Aralık 2024 Pazar

Ziya Ulusoy yazdı | Ekim devrimi

Ekim'de doğan güneş yeniden ama günümüzdeki koşullarda doğacak, Ekim'in başarılarını kapsayıp hatalarından dersler çıkartarak ilerleyecek.

7 Kasım (25 Ekim) Ekim devriminin 103. yıldönümü.

Ekim devriminin amacı kapitalizmi tasfiye ederek toplumsal mülkiyete dayanan sosyalizmi/ komünizmi inşa etmekti.

Ekim'e önderlik edenler ve zayıf Rusya proletaryası, öncelikle savaş, açlık, toprak, ulusal sorunları çözümlemekle işe koyulmak zorunda kaldı. Engels'in işaret ettiği gibi, mealen bir partinin (ve sınıfın) kendisine doğrudan ait olmayan sorunların yarattığı görevlerle uğraşması niteliğini değiştirmede en etkili şeydir.

Ekim devrimcileri de bu devasa zorlu görevlere önderlik etmek zorunda kaldılar.

Savaşa Rusya cephesinden derhal son verdiler, emperyalist ülkelerin gizli paylaşım anlaşmalarını bütün dünyaya ilan ettiler.

Fakat aynı zamanda rakip iki emperyalist cephenin de saldırısına, savaşına maruz kaldılar. İngiliz-Fransız İtilafçıları, Çarlık generalleri ve artıklarını örgütleyerek ve Polonya milliyetçilerini saldırtarak, Alman emperyalistleri, Batı'dan saldırarak Ekim devrimini ezmek istediler.

Ekim'in halkları, devrimde yitirdiklerinin yüz misli can kaybını bu emperyalist saldırılara direnişte yitirdiler. Zaferle çıktılar.

Ekim'in devrimcileri açlık ve kıtlıkla boğuşmak zorunda kaldılar. Kapitalist dünyanın ekonomik ablukası altında bu görevi de başardılar.

Salgın hastalıklarla mücadelenin en iyi örneklerini parasız kamu sağlığı yoluyla gösterdiler. Bugün kapitalist dünyanın, devasa olanaklara ve tıptaki devasa gelişmeye rağmen, Korona salgını karşısında iflası bu armağanın "mucizevi" önemini yeniden hatırlatıyor.

Ekim, halklar hapishanesi Çarlığı yıkmakla kalmadı. Uluslara ve ulusal topluluklara hak eşitliği temelinde özgürlüklerini kazandırdı. Özgürlük içinde birliği çözüm olarak uygulamaya koydu. Bugün Türkiye ve Kürdistan'da, bırakalım Kürt ulusunun özgürlüğünü, ulusal dillerde eğitim, bölgesel ve yerel özerkliği bile kan ve bombardımanla yanıtlayan faşizmin arkasına çağdaş geçinen tüm şovenler diziliyorsa, Ekim'in muazzam ileriliği daha iyi anlaşılır.

Ekim, Rusya'yı sanayileştirme görevini de üstlenmek zorundaydı. Sosyalist sanayileşmeyle bu görevi de başardı. Dahası aynı zamanda bu sayede de faşist Alman savaş makinasıyla başa çıkarak yenilgiye uğratabildi.

Ekim'in tabii ki en önemli armağanı Alman faşizmini on milyonlarca can kaybetme ve muazzam savaş yıkımı bedeliyle yenebilme azmi, kararlılığıdır. Dünyayı hakimiyeti altında yeni ve vahşi bir faşist karanlık çağa sokmak isteyen faşizmi yenmek halklara en görkemli armağan oldu.

Ekim sosyalist inşada da ileri başarılar elde etti. Toplumsal mülkiyete dayanan sosyalizmi ilerletirken yoksul Rusya ve Sovyetler Birliği'nin (SB) halklarına sanayileşme, eğitimli toplum, başarılı kamu sağlığı hizmeti, kültürel gelişme, tekniği ilerletme, halklar arasında ekonomik ve yönetme bakımından eşitsizliği ileri doğru azaltmayı kazandırdı.

Kimi zaman sosyalist iktidarı korumak için diplomatik taktikleri, politika ve bazen teorize etme hataları işlemesine rağmen dünya devrimine enternasyonalist destekte bulundu.

Ekim'in SB'si, Sovyetler, Paris Komünü tipinde işçi ve ezilenin iradesini, temsilcilerinin doğrudan, geri alınabilir ve hareketli değişkenliğe sahip yönetme biçimini başlangıçta uygulayabildi. Sonrasında başarılı olamadı. Bürokratik yönetme yöntemleri öne geçerek görece daha iyi ücret alan toplumsal tabakaların maddi temeliyle birleşerek kapitalizme geriye dönüşe yol açıldı.

Kruşçev ve Brejnev revizyonizmi bu temelde hakim oldu geri dönüşü sağladı.

Komünist öncülerin enternasyonalist birliğinin yöntemlerinde de ders çıkarılması gereken hatalar işlendi. Ekim'in partisinin başlangıçta değilse bile sonrasında son sözü söyleme yöntemi kesinlikle komünist öncülerin inisiyatifinin gelişmesine engel oldu.

Bugün kapitalizm, varoluş krizi ve barbar savaş kışkırtıcılığı içinde. Ekim'de doğan güneş yeniden ama günümüzdeki koşullarda doğacak, Ekim'in başarılarını kapsayıp hatalarından dersler çıkartarak ilerleyecek.