3 Mayıs 2024 Cuma

Tuğcu: Susmayacağız, örgütlenerek birbirimizin sesini yükselteceğiz

Devlet destekli erkek şiddeti ve bizzat devlet şiddetine karşı mücadelenin en önemli öznelerinden olan Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, 2021 yılı 25 Kasım'ında "Susma haykır" diyecek. ETHA'ya konuşan Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi Sözcüsü Sinem Tuğcu, savaş tezkeresinin kadına yönelik şiddeti, kadın yoksulluğunu arttıracağına işaret etti, kadınların dayanışması ve birlikte mücadelesi ile bu durumu değiştireceğini vurguladı.

Erkek şiddetine karşı mücadeleyi 25 Kasım'lara sıkıştırmayan kadın özgürlük mücadelesinin özneleri, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere kazanılmış haklarına sahip çıkmak için direnmeye devam ediyor. İstanbul Sözleşmesi'nin feshi kararına karşı sokakları dolduran, mahkeme salonlarında kadın katillerinin, tacizcilerin, tecavüzcülerin, çocuk istismarcılarının ceza almasını sağlayan kadınlar, özsavunmasını uygulayan kadınların serbest bırakılması için de direniyor.

SUSMA HAYKIR
"Yaşamak istiyoruz" çığlığını yükselten ve kadınların yaşam, özgürlük mücadelesini büyütmek için mücadele eden Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi, devletten cesaret alan erkeklerin kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismarını arttırdığına işaret ederek, bu 25 Kasım'da "Susma haykır" diyerek kadınları birlikte mücadeleye, dayanışmaya çağıracak.

'BİRBİRİMİZİN SESİNİ YÜKSELTECEĞİZ'
ETHA'ya konuşan Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi Sözcüsü Sinem Tuğcu, "İstanbul Sözleşmesi'nin feshedildiği, şiddete uğrayan, boşanmak isteyen kadınların karakollardan, adliyelerden geri çevrildiği, şiddete maruz kaldıkları evlerine, işyerlerine itildiği bir dönemde susmamamız gerektiğini ve kendimiz için mücadele etmemiz gerektiğini vurgulamak istiyoruz" dedi. Devletin kadınları korumak gibi bir niyeti olmadığını vurgulayan Tuğcu, "Biz susmayarak, birbirimizin sesini yükselterek buna karşı durabileceğimizi biliyoruz. Bunu daha önce deneyimledik. Ve bunu daha çok büyütmek istiyoruz. Bunun için çalışmalarımız olacak" diye kaydetti.

'SAVAŞ KADIN YOKSULLUĞUNU VE ŞİDDETİNİ ARTIRIYOR'
Pandemi koşullarında artan ekonomik şiddet, derinleşen kadın yoksulluğu, kadın emeği sömürüsüne bir de savaş tezkerelerinin eklendiğini hatırlatan Tuğcu, savaşın en çok kadınları etkilediğini belirtti. Tuğcu şunları söyledi: "Savaş en çok kadınları etkiliyor, kadın yoksullaşması derinleşiyor, mülteci kadınların sorunları da derinleşiyor. Birde emek sömürüsü burada çok önemli. Pandemi koşulları, savaş tezkeresi derken giderek yoksulluğu en çok hisseden kadınlar oluyor."

Kadına yönelik şiddeti arttıran bir etkenin de ekonomik kriz olduğuna işaret eden Tuğcu, "Kadınları daha çok mutfağa iten ama aynı zamanda mutfakta da bir şey üretememesine neden olan bir durum var. Pazardan, marketten alışveriş yapamadığımda yaşadığı ekonomik ve fiziksel şiddete karşı nasıl sesini duyurabilir, neler yapabilir bunları konuşmaya çalışıyoruz" diye kaydetti.

'SÖZLEŞMENİN FESHİNDEN SONRA ERKEK ŞİDDETİ ARTTI'
İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi tartışmalarıyla başlayan ve fesih tarihi olan 1 Temmuz'da kadınların sokaklara çıkışıyla süren mücadelesini hatırlatan Tuğcu, "Biz 1 Temmuz'da İstanbul Sözleşmesi mücadelemizden vazgeçmiyoruz, 'Bizim için bitmedi' dedik. 25 Kasım'ı da tam bu noktadan ele alıyoruz. Çünkü İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin ardından erkekler kadınlara şiddet uygulayabileceğine, kadınları katledebileceğine dair bir cesaret aldı. Bundan dolayı da daha çok kadın cinayeti, kadına yönelik şiddet haberleri duymaya başladık. Davalar çoğaldı, cezasızlıklar çoğaldı. 25 Kasım'a bu nedenle daha fazla önem veriyoruz" dedi.

Erkek egemen AKP-MHP iktidarının kadınların kazanılmış haklarını gasp eden yasal düzenlemelerine de değinen Tuğcu, "Kadına yönelik şiddetin artacağı ortada. Buna karşı mücadelemizi yükseltmek dışında bir alternatifimiz yok" diye vurguladı.

ÖZSAVUNMASINI UYGULAYAN KADINLARLA DAYANIŞMA
Şiddete karşı duran ve özsavunmasını uygulayan kadınlarla dayanışmanın önemine de değinen Tuğcu, "Özsavunmasını uygulayan kadınlara daha çok ceza veriliyor. Kadınlara bu kadar çok şiddet uygulanırken, erkekler iyi hal indirimleri alıyor ya da 2 ay yatar çıkarım deme rahatlığını yaşarken, kadınların özsavunmasını gerçekleştirmekten başka seçeneği kalmıyor. Buradan doğru 1 Temmuz'un devamı gibi, sözleşme iptal edilmesine rağmen biz sözleşmenin kendisiyiz, yaşamak isteyenler ve yaşamımızı koruyanlar da biziz fikrini vurgulamak istiyoruz" diye ekledi.

25 Kasım çalışması sürecinde Tiyatro İmge'nin erkek şiddeti, çocuk istismarı ve özsavunma temalı "Benim Adım" adlı oyununu birçok yerde kadınlarla buluşturacaklarını kaydeden Tuğcu, oyunun kadınlara yol göstereceği olacağını aktardı, kadınları düzenleyecekleri etkinliklere katılmaya çağırdı.

KADINLARI KORUMAYAN YASALAR KAYYUM REKTÖRÜ KORUYOR
Tuğcu, Boğaziçi Üniversitesi'nin kayyum rektörü Naci İnci'nin 14 öğrenci hakkında 6284 Sayılı yasaya dayanarak koruma kararı aldırdığını hatırlattı. Kadınları koruması gereken ama korumayan yasanın nasıl istismar edildiğine tanık olduklarını aktaran Tuğcu, "Buna müsaade etmeyeceğiz. Bunun için de mücadele edeceğiz" diye belirtti.

'ÖRGÜTLÜ MÜCADELEYLE GÜÇLENECEĞİZ'
25 Kasım'a giderken kadınlara, "Susma haykır"dan neyi kastettiklerini, haklarını, bu haklara sahip çıkmanın önemini ve birbirleriyle dayanışma halinde, birlikte mücadele etmenin önemini anlatacaklarını belirten Tuğcu, kadınların örgütlenmesinin önemine işaret etti. Örgütlü mücadelenin kadınları güçlendireceğine işaret eden Tuğcu şunları söyledi: "Yaşamak İstiyoruz İnisiyatifi ve başkaca kadın örgütleri de var. Buraların içerisinde olmaktan çekinmemenin, bunların nasıl faydalar sağladığını ve kadını nasıl güçlendirdiğini anlatmak derdimiz. Şiddet olarak nitelendirmediği şeylerin aslında şiddet olduğunu, şiddet olduğunu fark ettiği anda da sessiz kalmaması gerektiğini gösterip buna karşı çözüm üretme çabasındayız. Komşum ya da ben şiddet görüyorum diyen kadınlarla, susup oturmak yerine, yan yana gelip birlikte ne yapabilirizi konuşup, birlikte çözüm üretmeye çalışacağız."

25 Kasım'ı İstanbul Sözleşmesi'nin kazanılması mücadelesinin devamı niteliğinde ele aldıklarını aktaran Tuğcu, "Bizim için bitmedi dediğimiz şey sadece İstanbul Sözleşmesi değil, aynı zamanda kadın mücadelesidir. Mücadelede biz hala buradayız, olmaya da devam edeceğiz. Bu sadece 25 Kasım'larda değil, her gün kadına yönelik şiddete karşı mücadele bakış açısıyla hareket ediyoruz" diye konuştu.