8 Mayıs 2024 Çarşamba

TTB ve SES: Açlık grevcilerine özenli tıbbi yaklaşım gerekmektedir

Açlık grevlerinin sonlandırılması ve yeniden beslenme sürecine ilişkin basın toplantısı düzenlenen TTB ve SES, "Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerini tedavi kılavuzlarına uymaya, tedavi süreçlerini cezaevlerinin olanakları ile sınırlandıran yaklaşımlarından vazgeçmeye ve hukuka uygun davranmaya çağırıyoruz" dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) tarafından açlık grevlerinin sonlandırılması ve yeniden beslenme sürecine geçiş ile ilgili basın toplantısı düzenendi.
 
TTB Merkez Konsey binasında düzenlenen basın toplantısına TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, TTB Genel Sekreteri Dr. Bülent Nazım Yılmaz, SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, SES Genel Sekreteri Dr. Pınar İçel ve Ankara Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Ali Karakoç katıldı. Basın açıklamasını TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman okudu.
 
Uzun süreli açlığının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine değinen Adıyaman, "Açlık grevinin sonlandırılması süreci de sağlık açısından ciddi riskler barındırmaktadır. Açlık grevi yapanların kaybettiklerinin yerine konması ve normal beslemeye geçiş süreci belli kuralları gerektirmektedir. Ayrıntılı muayene, tetkik, tedavi ve özel bir beslenme programı gerektiren açlık grevleri öncelikle kişilerin hastanelere götürülmesini ve tedavilerinin hastane koşullarında yatırılarak yapılmasını zorunlu kılar. Bu süreçte kalıcı bedensel-zihinsel hasar gelişmesine neden olabilecek uygulamalardan kaçınılması, bilimsel bilgiler ışığında özenli bir yaklaşımın gösterilmesi ile mümkündür. Bunun yapılmadığı/yapılamadığı geçmiş süreçlerdeki acı deneyimler bizlere açlık grevi yapmış kişilerin yeniden beslenme sürecinde sağlık açısından birçok olumsuzluk yaşadıklarını göstermiştir" dedi.
 
Türkiye'deki ve uluslararası açlık grevi deneyimlerinin ışığında, bu sürecin taşıdığı riskleri öngörerek, ulusal ve uluslararası deneyimlerini yansıtan tedavi kılavuzları hazırladıklarını, ilgili bakanlıklara, tüm ceza infaz kurumu hekimliklerine açlık grevleri devam ederken TTB tarafından gönderildiğini ifade eden Adıyaman, "Tüm uyarılarımıza rağmen gerekli ve yeterli hazırlıkların yapılmadığı açlık grevleri sonlandıktan sonra açlık grevini bitirmiş olan mahpusların henüz yeterli tedaviye ulaşmadıklarına dair kaygı verici bilgiler ulaşmaktadır" diye belirtti.
 
Kamuoyuna yansıyan bilgiler birçok hapishanede açlık grevini sonlandıran mahpusların ya hastaneye hiç götürülmedikleri, ya götürülmelerinde zorluk çıkarıldığı ya da hastane yatışlarının hiç yapılmadığı, kısa süre içerisinde cezaevlerine geri götürüldükleri, hastanelerde kelepçeli muayenenin dayatıldığı yönünde olduğuna dikkat çeken Adıyaman, "Ne yazık ki ülkemizde defalarca yaşanan açlık grevleri deneyimlerinden süzülerek oluşturulmuş tedavi ve beslenme algoritmasının bazı cezaevlerinde ve hastanelerde kısmen uygulandığı bazılarında ise hiç uygulanmadığı görülmektedir" dedi.
 
Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı'nın genel olarak açlık grevlerini sonlandırmış mahpusların cezaevlerinde tutulmaları ile ilgili bir tutum takındığını söyleyen Adıyaman, yeniden beslenmeye geçiş süreçlerinde gereken tıbbi özenin gösterilmediğine dair bilgiler aldıklarını ifade etti.
 
Adıyaman, "Açlık grevi yapmış tüm kişiler; uzun süreli açlığa maruz kalmış 'hastalar' olarak değerlendirilmeli ve mutlaka tıbbi kontrolden geçirilmeleri, ilgili uzman hekimler tarafından ayrıntılı muayene ve tetkik edilmeleri gerekmektedir. Sağlık örgütleri olarak açlık grevleri ve sonlandırma süreci tıbbi olarak multi-disipliner yaklaşımla yönetilmesi gereken bir süreç olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz" diye konuştu.
 
Özellikle vücut ağırlıklarının yüzde 10'unundan fazla kilo kaybı olanlar; kanama, denge sorunu, görme bozukluğu vb. ek şikayeti olanlar; açlık grevi sürecinde yeterli B-1 vitamini almamış olanlar yatarak tedavi edilmesi gerektiğinin altını çizen Adıyaman, "Açlık grevini sonlandırmış mahpusların cezaevlerinde yetersiz olanaklarla tedavi edilme eğilimi eksik risk değerlendirmesi, yanlış-yetersiz tedavi ile tıbbi uygulama hataları ile sonuçlanması kaçınılmaz olacaktır. Bu uygulamalar, açlık grevi sonlandırma-beslenmeye geçiş protokollerine aykırıdır ve insan sağlığı açısından kabul edilemez" diye belirtti.
 
İnsan ve hasta hakları bakımından uyulması zorunlu olan, hekimliğin de en temel değerlerinden biri olan hastalar arasında ayırım yapmadan gereksinim duyduğu tüm tıbbi tedavi ve girişimleri yapma yükümlülüğü hekim ve sağlık çalışanlarının sorumluluğunda olduğunu hatırlatan TTB Merkez Kosey Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman, şu çağrıyı yaptı:
"Bu nedenle cezaevlerinde görev yapan hekim ve sağlıkçılardan kendilerini etik ve hukuki açıdan güç durumda bırakacak yaklaşımlardan kaçınmaya, evrensel etik ilkelere uygun davranmaya çağırıyoruz.
 
"Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı yetkililerini tedavi kılavuzlarına uymaya, tedavi süreçlerini cezaevlerinin olanakları ile sınırlandıran yaklaşımlarından vazgeçmeye ve hukuka uygun davranmaya çağırıyoruz."
 
Ardından söz alan SES Eş Genel Başkanı Gönül Erden, cezaevlerinden gelen bilgiler ve yaşanan olumsuzluklar sonrasında Cezaevi Tevkif Genel Müdürlüğü ile İHD ve SES olarak görüştüklerini söyledi. Erden, "Görüşmede sorunları çözeceklerini belirttiler" dedi.
 
Açlık grevleri sonrasında yaşanacak krizleri önceden öngördüklerini ve bunun için birçok kez uyarıda bulunduklarını hatırlatan Erden, "Doğru ve etkili tıbbi müdahale olmadığı takdirde insan hayatının riske girdiğini ve kalıcı hasar olduğunu biliyoruz" diye konuştu.
 
Erden, tutsakların uzun süre ring araçlarında bekletildiği, kelepçeli muayene dayatıldığı yönünde bilgilerin kendilerine geldiğini söylerken, "Kelepçeli muayene suçtur. Özellikle hastane sevkleri ambulansla yapılmalı. Şakran, Tekirdağ, Patnos ve Mersin cezaevlerinde sıkıntılar yaşandığı bilgisi geliyor. Şakran ve Batman’da cezaevlerinde beslenmeye yönelik yağlı, salçalı yemekler çıktığı öğrenildi" ifadelerini kullandı.