6 Mayıs 2024 Pazartesi

TTB: Salgını yönetemeyenler yangını da yönetemediği görülüyor

Türk Tabipleri Birliği ve Muğla Tabip Odası, devam eden yangınlara ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, "Geç müdahale ciddi bir ekoloji ve halk sağlığı sorununa neden olmuştur" denildi.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Muğla Tabip Odası, devam eden yangınlara ilişkin güncel durumu değerlendirmek için basın toplantısı düzenledi.

Muğla Tabip Odası binasında düzenlenen toplantıda konuşan Muğla Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Mehmet Akarca, TTB Merkez Konseyi ve Muğla Tabip Odası yöneticilerinden oluşan heyetin orman alanlarında incelemelerde bulunduğunu, belediye başkanları ve koordinasyon merkezlerinde görüşmeler yaptığını; devlet hastanelerindeki sağlık emekçilerini ziyaret edip görüş alışverişinde bulunduğunu aktardı.

Muğla Tabip Odası Başkanı Dr. Cafer Şahin, pandeminin üzerine yangın felaketi nedeniyle sağlık çalışanları olarak çok daha zor günler yaşadıklarını söyledi. Şahin, "Bir hekimin 400 hasta baktığı, sağlık personeli yetersizliğinin had safhaya ulaştığı, iş yükünün dayanılmaz noktaya geldiği, istifa ve emeklilik yönelimlerinin arttığı bir tablo ile karşı karşıyayız" diye konuştu.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da yaşamını yitiren tüm canlıların acısını hissettiklerini söyleyerek ve yaşamını yitirenlerin yakınlarına başsağlığı dileyerek konuşmasına başladı. İktidarın salgındaki yönetmeme ve idare etme tutumunun bir benzerinin yangın felaketinde de görüldüğünü ifade eden Korur Fincancı, buna karşın çok güçlü bir toplumsal dayanışma örüldüğünün altını çizdi. Korur Fincancı sözlerine şöyle devam etti:

"Salgın bir halk sağlığı sorunudur. Yangın bir halk sağlığı sorunudur. Ama yönetmeme ve idare etme anlayışı daha büyük bir halk sağlığı sorunudur. Bu iktidar hepimizin sağlığını bozan adımlarla yürümektedir ve doğadaki tüm canlıların yaşamlarını tüketerek hızla ilerlemektedir. Tükenmemenin ve var olmanın yolu dayanışmadır. Yönetmediklerini farkındayız ve buna karşı toplumsal dayanışmayı güçlendirmeyi sürdüreceğiz."

Toplantıda konuşan TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, Tabip Odalarının yangınların çıktığı ilk günden beri halk sağlığı çalışmalarını yürüttüğünü ifade etti. Bulut, Antalya ve Muğla'da incelemelerde bulunduklarını ve sağlık alanındaki sorunlara dair yerel yönetimler, koordinasyon kurulları, hastane ve ASM'lerde çalışan hekimlerle görüşmeler yaptıklarını söyledi.

'GEÇ MÜDAHALE EKOLOJİ VE HALK SAĞLIĞI SORUNUNA NEDEN OLMUŞTUR'
Yangınların hâlâ devam ettiğini ve ilk anda hızlı müdahalenin olmadığını, özellikle havadan müdahalenin çok geç başladığı bilgisinin görüşmelerde kendilerine aktarıldığını ifade eden Bulut, "Geç müdahale ciddi bir ekoloji ve halk sağlığı sorununa neden olmuştur. Yanan her ağacın ölen her canlının parayla yerine gelmeyeceği açıktır. Bu kayıplar maddiyatla ölçülebilir değildir. Yöneticilerin kullandıkları dilde buna dikkat etmesi önemlidir" dedi.

'İKLİM KRİZİ ARTIK GERİ DÖNÜLMEZ BİR AŞAMAYA ULAŞMIŞTIR'
Son bir ayda meydana gelen yangınlarda Sağlık Bakanlığının verilene göre 9 kişinin hayatını kaybettiğini hatırlatan Bulut, "Yaşadığımız yangınlar doğaya kulak asmayıp küresel ve yerel verdiğimiz zararların karşımıza çıkardığı iklim krizinin doğal tahribatlarının kötü sonuçlarından biridir. İklim krizi artık geri dönülmez bir aşamaya ulaşmıştır" diye ekledi.

'HAVA KİRLİLİĞİ HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN CİDDİ RİSKTİR'
Bulut, "Kriz koordinasyon merkezleri için merkezi idarenin yerel yöneticilerle birlikte çalışmaya direnç göstermesi yaşanan sorunları daha da zorlaştırmış halen de zorlaştırmaktadır. Oman yangınları aynı zamanda ciddi bir hava kirliliği yaratmış ve halen halk sağlı açısından ciddi bir risktir. Haklın kendini koruyacağı maskeler parasız dağıtılmalıdır. Pandemide koruyucu olarak kullandığımız cerrahi maskeler yangından etkilenen bölgelerdeki insanlar için yeterli değildir. Kısa ve uzun vadede olası akciğer hasarları için Sağlık Bakanlığının koruyucu ve önleyici hazırlıklarını hızla yapıp kamuoyuyla paylaşması gereklidir" diye konuştu.

Termik santrale dair endişelerini paylaşan Bulut şunları söyledi: "Yangının çok yakınlarına geldiği termik santrallerde herhangi bir hasarın olup olmadığı, hasar varsa hangi alanlarda olduğu bu bölgelerde asbestin herhangi bir bina ya da araçta kullanılıp kullanılmadığı, asbestin herhangi bir şekilde havaya karışıp karışmadığı hızla kamuoyu ve bilim insanlarıyla paylaşılmalıdır. Asbest kullanımı olan herhangi bir bina ya da araç varsa yangın sonrası dönemde hızla bilimsel yöntemlerle kaldırılmalıdır. Günlük hava ölçüm raporları, olası her risk parametresini de içerecek şekilde paylaşılmalıdır."

Yangın alanlarında Covid-19 önlemlerinin göz ardı edildiği uyarısında bulunan Bulut, "Yangına müdahale eden ekiplerin büyük kısmının uygun maske ve kıyafetleri olmadığı/kullanmadığı görülmüştür. Gönüllü ekiplerin koordinasyonu, koruyucu ekipmanları ve profesyoneller tarafından yönlendirilmesinde de eksikliklerin olduğu bölgeler görülmüştür" dedi.

"Salgınla mücadelede olduğu gibi yangınla mücadelede de yönetemeyen bir iktidar ve toplum sağlığı için çabalayan emekçiler çelişkisi önümüzde durmaktadır" diyen Bulut "Ancak emekçilerin kendilerini pandemi, yangınların kısa ve uzun süreli sağlık sorunları konusunda korumalarını, koruyucu ekipmanlarını kullanmalarını bir kez daha rica ediyoruz" diye konuştu.

'SADECE MİLAS'TA 10 HEKİM İSTİFA ETTİ YA DA EMEKLİLİĞE AYRILDI'
Bulut, yerel idarecilerin hekim ve sağlık emekçilerinin sorununu çözmek yerine artırdığının dile getirildiğini belirterek şöyle devam etti:

"Pandemi sürecinde Muğla'da sevklerin ikinci basamaktan üçüncü basamağa değil de tam tersine yaşandığı; göğüs hastalıkları uzmanı, yoğun bakım uzmanı olmayan hastanelere Covid-19 hastalarının sevk edildiği ne yazık ki iletilmiştir. Yine uzun suredir dinlenmeksizin pandemiyle boğuşan hekimlerin il içinde son dakika bildirilen görevlendirmelerde özlük haklarının çiğnendiği bilgisi iletilmiştir. Hekimler 1 gün önce bildirilen görevlendirme yerlerine kendi imkanlarıyla ulaşmakta ve orada da kendi imkanlarıyla barınmak durumunda kalmaktadırlar. Şehirde peş peşe çıkan yangınlar nedeniyle de Ağustos ayı içerisinde izin kullanması yasaklanmış, yakın zamanda sadece Milas Devlet Hastanesinden 10 hekimin istifa ya da emeklilikle görevlerinden ayrıldığı öğrenilmiştir. Bu istifa ve emeklilik taleplerinin sağlık idarecilerinin sorunlara duyarsızlığı nedeniyle de artabileceği kaygısı tarafımızda oluşmuştur. Sağlık emekçilerinin tükenmişliğinin önüne geçilmesi için tüm özlük haklarının acilen karşılanması, mobbingin önüne geçilmesi ve sağlık hizmet organizasyonunda tüm sağlık emekçilerinin karar mekanizmalarına katılmasına olanak verilmelidir."