29 Mart 2024 Cuma

'Roboskî bu toprakların adalet arayışıdır'

Roboskî katliamının 119'uncu ayında Ankara'da açıklama yapıldı. İHD MYK üyesi Nuray Çevirmen, "Roboskî aydınlatılmadıkça, yaşananlar açıkça halka anlatılmadıkça demokratikleşme söz konusu olmayacaktır" dedi.

Roboskî için Adalet Girişimi, 19'u çocuk 34 kişinin bombalanarak katledildiği Roboskî katliamının 119'uncu ayı dolayısıyla İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi önünde basın açıklaması yaptı. Açıklamaya İHD'li yöneticilerin yanı sıra HDP üye ve yöneticileri, demokratik kitle örgütü temsilcileri katıldı. Açıklamada, "Katiller bulunsun, Roboskî bir daha asla" yazılı pankart açıldı.

Açıklama metnini İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Nuray Çevirmen okudu.

'10 YIL GEÇTİ ADALET SAĞLANMADI'
Katliamın 119'uncu haftasında bir kez daha adalet talebiyle bir araya geldiklerini söyleyen Çevirmen, vicdanlarla mahkum edilmiş Roboskî katliamının üzerinden yıllar geçmesine rağmen adalet sağlanmamasına tepki gösterdi.

Katillerin cezasızlık zırhı ile korunduğunu vurgulayan Çevirmen, "Failler korunmaya devam ediliyor. Tek bir kişi bile hakim karşısına çıkmadı, hesap vermedi. Ancak adalet talep eden ve yakınlarının acısını her gün yeniden yaşamak zorunda kalan aileler cezalandırıldı; gözaltına alındılar, cezaevine konuldular, eylemleri yasaklandı, sesleri kısılmak istendi, çaldıkları tüm kapılar yüzlerine kapandı" diye konuştu.

'İÇ HUKUK YOLLARININ TAMAMI KAPATILDI'
Roboskî katliamının ardından kurulan Roboskî Derneği'nin (Roboskî-Der) KHK ile kapatılarak katliamı hatırlatan her şeyin silinmek istendiğinin altını çizen Çevirmen, Diyarbakır'daki Roboskî Anıtı'nın da yerinden kaldırıldığını hatırlattı. Roboskî katliamı için adalet arayan Veli Encü'nün "örgüt üyeliği" suçlamasıyla tutuklandığını belirten Çevirmen, "İç hukuk yolları tamamı kapatıldı ve dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden (AİHM) geri döndü. Ancak unutulmamalıdır ki ortada bir katliam varsa, bir de suçlular vardır ve en nihayetinde bu suçlular ortaya çıkacaktır" dedi.

'GERÇEĞİN PEŞİNE DÜŞENLER KATLEDİLİYOR'
Yaşam hakkının korunmasının devletin en temel yükümlülüklerinden biri olduğunu vurgulayan Çevirmen, "Yaşam hakkının ortadan kaldırılmasında devletin içinde yer alan odaklar ve kişiler sorumlu olduğu zaman adalet mekanizması içeriden kapanıyor. Sorumlular ortaya çıkarılmıyor, kimse gerçeği açıklamıyor, davalar kapanıyor, zaman aşımına uğruyor. Bu davaların ve gerçeğin peşine düşenler katlediliyor, tehdit ediliyor, kaçırılıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, korkutuluyor" diye konuştu.

'HİÇBİR KATLİAMIN ZAMAN AŞIMI YOKTUR'
Katliamları gerçekleştirenlerin hesap vermesi gerekmesine rağmen adalet talep edenlerin suçlu ilan edilmesinin bir devlet geleneği olduğunu vurgulayan Çevirmen, "Roboskî'ye adalet gelmeden Türkiye'ye adalet gelmeyecektir. Hiçbir katliamın zaman aşımı yoktur. Roboskî aydınlatılmadıkça, yaşananlar açıkça halka anlatılmadıkça ülke siyasetinde sivilleşme, demokratikleşme söz konusu olmayacaktır. Roboskî, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda 'barış ve adalet'in yolu, mutlaka ve önce Roboskî'den geçecektir. Roboskî bu toprakların utancı, kanayan yarası ve adalet arayışıdır" dedi.