22 Aralık 2024 Pazar

Mualla'nın grevi

Kapitalist düzen 8 Mart'ları "indirimli alışveriş günleri" ile tüketimin arttığı bir gün haline getirmek istiyor. Bu nedenle kadın grevinin bir parçası olan "tüketim grevi"ni hayata geçirmek de son derece önemli. Slogan net: Sen durursan hayat durur, 8 Mart'ta hayatı durdur! Bu düzeni tutan kadınların emeği ise kadınlar emeklerini çektiğinde bu düzen yıkılırsa ne güzel olur, değil mi?

Mualla kim mi? Eş, anne, abla, kız kardeş, sevgili, büyük anne, teyze, hala. Başımızı çevirdiğimiz her yerde. Fabrikada makinenin başında, okulda tahtanın önünde, büroda masa başında, markette kasada, hastanede acil serviste; üretimin içinde. Sadece bu mu? Değil elbette. En çok çalıştığı yer ise "aile kurumu", yani ev. Başka bir ifade ile evde görünmeyen emeğin sahibi Mualla. Anlayacağınız bir dursa, dünya duracak. Bu gerçeğin farkında olan Mualla bugünlerde 8 Mart grevine hazırlanıyor. 

Mualla, Sosyalist Kadın Meclisleri'nin kadınları 8 Mart kadın grevine çağırmak için yarattığı bir karakter.

Kadın grevi uzunca bir süredir sosyalist kadınların gündeminde. SKM MYK üyesi Ezgi Bahçeci'nin verdiği bilgiye göre, 8 Mart kadın grevi bildirileri hazırlanarak yerellere gönderildi. "Bu yıl 8 Mart pazar gününe denk geldiği için üretim alanlarına dönük çalışmalar daha az olacak" diyor Ezgi ve ekliyor: "Ancak pazar günü de çalışan atölyeler, işletmeler var. İstanbul 1 Mayıs Mahallesi'nde tekstil atölyelerine gittik. Kadınları greve çağırdık."

Türkiye'de 2019 yılında kadın grevinin örgütlenmesi daha çok propaganda düzeyinde kalmıştı. Ocak ayında Kadınlar Birlikte Güçlü'nün toplantısında gündeme gelmiş, "Haydi, gel sen de kadın grevlerine sesini kat!" denilen bir açıklama yayınlanmış ancak grevin gereğine uygun bir pratik sergilenememişti. SKM'nin çağrısıyla birkaç tekstil atölyesinde kadınlar greve çıkmıştı. Ayrıca, ev işlerini bırakan kadınlar, "Bu iş yerinde/evde grev var" dövizleri ile toz bezlerini evlerin pencerelerine, balkonlarına asmış ve görüntülerini sosyal medyadan yayınlamıştı.

Bu yıl ise Ekim ayında yapılan bir toplantı ile Kadınlar Grevde İnisiyatifi kuruldu. SKM, Mor Dayanışma, Kadın Savunması, Yeni Demokrat Kadın, HDP ve TJA ile bağımsız feministlerin de içinde olduğu kadınlar inisiyatifin bileşeni. İnisiyatif yeni katılımlara açık elbette.

İnisiyatif, dünyada kadın grevi deneyimlerini inceledi. Bunları sosyal medya üzerinden paylaşacak. Grevin logosunun belirlenmesi, internet sitesinin kurulması gibi çalışmaları devam ediyor. Kadınların grevin örgütlenmesi için mahallelerde ya da iş yerlerinde grev komitesi, komisyonu vs. kurma ve grevi kadınların gündemine başka hangi araçlarla taşıyacaklarına dair tartışmaları da sürüyor. 

Evet, bu yıl 8 Mart pazar gününe denk geliyor. Bu nedenle fabrika vb. İş yerleri kapalı. Ancak herhangi bir iş yerinde çalışsın ya da çalışmasın, tüm kadınların çalıştığı en büyük "iş yeri" evleri. Kadınların "sevgi" ile bağlandığı bu evlerde, pazar günü işler daha da artıyor. Dolayısıyla ev emekçisi kadınlara ulaşmak bakımından mahallelerde grev komitelerinin kurulması önemli bir yerde duruyor.

Geçtiğimiz hafta sonu Zürih'te konuşma imkanı bulduğum İsviçre kadın grevi aktivistlerinin de grevin başarısı için dikkat çektiği nokta buydu: Grev çağrısını çeşitli yerel örgütlenmeler ile kadınların gündemine taşımak. "Genel çağrılarla olmuyor, gerçek örgütlenmelerde kadınların bir araya gelmesi gerekiyor" dediler. 

Kapitalist düzen 8 Mart'ları "indirimli alışveriş günleri" ile tüketimin arttığı bir gün haline getirmek istiyor. Bu nedenle kadın grevinin bir parçası olan "tüketim grevi"ni hayata geçirmek de son derece önemli. Ezgi de "Tüketim grevi çağrısını, kimi AVM'lerin önüne giderek yapacağız" diyor. 

8 Mart günü, Ezgi'nin dediği gibi, evde iş bırakan kadınların mahallelerindeki parklarda bir saat buluşması, tencere/tava ile ses çıkartma eylemi yapması, kadınların görünmeyen emeğinin ne anlama geldiğini gösterecek.

SKM Genel Sözcüsü Deniz Aktaş da kadın grevinin, kadınların emeğinin ne kadar büyük bir güç olduğunu öncelikle kadınların görmesi bakımından çok önemli olduğunu belirtiyor. Deniz, dünyadaki kadın grevi deneyimlerini aktararak, "Erkek iktidarlara geri adım attırdıkları örnekler var" diyor ve ekliyor: "Kadın grevi, dünyada gelişen enternasyonal kadın hareketinin en yeni ve en önemli aracı. Bu düzeni ayakta tutan kadınların emeği. Bunu göstermek bakımından çok önemli. SKM olarak çalışmalarımıza başladık. 2 Şubat'tan itibaren de partimiz Ezilenlerin Sosyalist Partisi bir kadın partisi gibi kadın grevini örgütlemek için çalışacak"

Slogan net: Sen durursan hayat durur, 8 Mart'ta hayatı durdur!

Bu düzeni tutan kadınların emeği ise kadınlar emeklerini çektiğinde bu düzen yıkılırsa ne güzel olur, değil mi?