20 Mayıs 2024 Pazartesi

Marks200 Kongresi: Geleceği kurmak için Marksizm!

Tarihçi ve gazeteci Karl Heinz Roth, Marx200 Kongresi'nde yaptığı konuşmada, işçi sınıfının, mücadelenin gündeminden çıktığını belirterek, işçi sınıfına geri dönülmesi ve solun bu noktada özeleştirel yaklaşması gerektiğini kaydetti.
Rosa Luxemburg Vakfı'nın Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlediği ve 2 Mayıs'ta başlayan Marx200 Kongresi, dün tamamlandı. Avrupa'nın ve dünyanın farklı şehirlerinden gelen yüzlerce katılımcı ve panelistle Marksizm'in dünü, bugünü ve geleceği tartışıldı.
 
Kongrenin son gününde Alex Demirovic, Kavita Krishnan ve Karl Heinz Roth'un katılımıyla Mario Candeis moderatörlüğünde kapanış paneli yapıldı. 
 
Hindistan Komünist Partisi (ML) politbüro üyesi Kavita Krishnan, yaptığı konuşmada, burjuvazinin insanların düşlerine saldırdığını ve en tehlikelisinin de düşleri kaybetmek olacağını söyledi. "Düşlerimizi savunmaya mecburuz" diyen Krishnan, "Marx geçmişte kalmayı değil, geleceği kazanmanın yolunu bizlere öğretti. Kitleleri geçmişle değil, geleceği kazanmanın hedefiyle örgütlemeliyiz" diye ekledi. 
 
Kapitalizm olmadan üretimin, bürokrasi olmadan toplumsal işlerin yönetilebileceğini vurgulayan Krishnan, özellikle gençlerin çevrelerindeki toplumsal hareketlerden etkilenerek Marksizm'i öğrenmeye, araştırmaya yöneldiğini belirtti.
 
İŞÇİ SINIFI MÜCADELENİN GÜNDEMİNDEN ÇIKTI
 
Tarihçi ve gazeteci Karl Heinz Roth ise işçi sınıfına geri dönülmesi ve solun bu noktada özeleştirel yaklaşması gerektiğini kaydetti. Roth, işçi sınıfının, mücadelenin gündeminden çıktığının altını çizdi. Roth, antiemperyalizm adına fundamentalist grupların hiçbir koşulda desteklenmemesi gerektiğini, yerel, bölgesel ve küresel ölçekte uluslararası işçi birliği kurulmasının önemini vurguladı. Roth sunumunu Walter Benjamin'in "Devrimler tarihin imdat frenidir" sözüyle tamamladı.
 
Rosa Luxemburg Vakfı'nın bilim alanında danışma konseyi üyesi olan Alex Demirovi? kapanış sunumunu gerçekleştirdi. Kongrede çokça tartışıldığı gibi kimlik mücadelesinin de sınıf mücadelesi olduğunu unutmamak gerektiğini belirten Demirovi?, "Bir işçi toplumsal koşulların içinde belli bir kimliğe hapsolmuş durumdadır" diyerek, sınıf mücadelesi ile kimlik mücadelesinin içiçe olduğuna vurgu yaptı. 
 
Evrensel özgürleşmenin, bireyin toplumda tek bir kimliğe hapsolduğu koşulları ortadan kaldırmak olduğunu ifade eden Demirovi?, "Geçmişten kopuşarak kendi ortak tarihimizi yaratmalıyız" dedi. 
 
Demirovi?, şöyle devam etti: "Emperyalist yaşam biçiminden kopuşarak, Marks'ın da dediği gibi geçmişten kurtularak, kendi özgür geleceğimizi birlikte kurmalıyız. İşçi gücü üstündeki sömürüyü ve özel mülkiyeti ortadan kaldırmalı, üretim kooperatifleri, ekolojik köyler, tüketim kooperatifleri vb. örgütlenmeleri kurmalıyız. Özyönetimin gerçekleşeceği meclislerin sadece iş yerlerinde değil, iş yerleri arasında, şehirlerde kurmalı ve böylece gündelik yaşamımız yeniden organize etmeliyiz."