'Kutsiye, ideolojik önderlik gücüyle yaşıyor'
Sosyalist aydın Kutsiye Bozoklar, ölümünün 12. yılında Karşıyaka Mezarlığı'ndaki mezarı başında anıldı. Mezar başında yapılan konuşmada, "Görevi devralanlar bayrağı daha nasıl yükseklere taşımalıdır" denildi.
Sosyalist aydın Kutsiye Bozoklar ölümünün 12. yılında yoldaşları tarafından Karşıyaka'daki mezarı başında anıldı.
Anmaya, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) ve Sosyalist Gençlik Dernekleri (SGDF) üyeleri katıldı.
Bozoklar'ın mezarı basında yapılan anmada konuşan ESP temsilcisi, "Şehitler, şehitlerimiz denilince ilk aklımıza gelen adanmışlık ve ideolojik duruştur" dedi ve akla ilk Bozoklar'ın geldiğini söyledi.
Bozoklar'ın mücadele yaşamını anlatan ESP temsilcisi, Emeğin Bayrağı, Atılım gazetesi ve Sanat ve Hayat dergilerinde yazarlık yaptığını, genç kuşağa önderlik ettiğini belirtti.
12 Mart 1971'de İstanbul'da bir öğrenci evinde polisle girdikleri çatışmada Bozoklar'ın belinden aldığı kurşunla felç kaldığını, aynı çatışmada yoldaşı Ahmet Muharrem Çiçek'in infaz edildiğini hatırlatan ESP Temsilcisi, Kutsiye'nin annesinin yönlendirmesiyle yazı, öykü ve şiir yazmaya başladığını kaydetti.
Kutsiye'nin devrime, örgütlü mücadeleye ve yoldaşlarına büyük bir bağlılık içinde olduğu belirtilen konuşmada şunlar söylendi: "Kutsiye bir sosyalist olarak düş ile gerçekliği iç içe geçiren, yaşama hayat veren ender insanlardan, önderlerden ve en çok da bizden birisidir. Kutsiye aramızdan ayrılalı on iki yıl oldu. Tam da bu zamanda şehitlerimize layık olabilmek, yani zor zamanların devrimcisi olabilmektir görevimiz. Kapitalizmin çarkı durmadan işliyor, insanları yutmaya devam ediyor. Faşizm ve sömürgeci devlet azgınca saldırıyor, şehitlerimizin, tutsak düşenlerimizin, gazilerimizin yerlerinin doldurulması giderek artmaktadır. Devrimin zaferi için ağırlaşan bedelleri göğüslemek kaçınılmaz hale geliyor. Yan yana durmanın kenetlenmenin zamanıdır. Kutsiye rüzgarlı tepeye bedenen yerleşti ama yazıları, fikirleri, ideolojik önderlik gücüyle yaşıyor. Yaşamın her cephesinde bir fener gibi parlıyor. Yolumuzu aydınlatmaya, ışık saçmaya devam ediyor."
Anma, "Devrim şehitleri ölümsüzdür" sloganının ardından sona erdi.
Sosyalistler, 1996 ölüm orucu direnişçilerinden Erkut Direkçi'nin mezarı başında da anma yaptı. Ölüm orucu sürecinde kanser hastalığına yakalanan ve uzun süre tahliye edilmeyen Direkçi'nin tedavisi geciktirildiği için tahliyesinden sonra yaşamını yitirdiğini kaydedildi. 12 Aralık 1997'de ölümsüzleşen Direkçi'nin "Güler yüzlülüğü, devrimci iyimserliği, insanlarla kolayca sıcak bağlar kurma özelliğiyle öne çıkan bir devrimci" olduğu belirtildi.