9 Mayıs 2024 Perşembe

Kobanê davasında Binici, Tan ve Memiş veraste tutuldu

Avukatların usule dair itirazlarda bulunduğu Kobanê davası yarına ertelendi. Eski milletvekilleri İbrahim Binici, Altan Tan ve Can Memiş'in duruşmalardan veraste tutulmasına karar verildi.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ile MYK üyeleri başta olmak üzere 20'si tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê davasının 4. duruşması Sincan Hapishanesi Adliyesi'nde devam ediyor.

Mahkemeye Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi salonundan SEGBİS ile duruşmaya katılan eski Milletvekili Altan Tan, iddianame de kendi hakkında iddialara cevap verdi. 

AİHM Demirtaş kararının 6-8 Ekim Kobanê davasına gerekçe gösterilen tweetlere dair kararı okuyan Tan, "AİHM, tweetlerin siyasi ifade sınırları kapsamında kaldığı ve şiddet çağrısı içermediği ve yaşanan şiddetle bir bağının olmadığını belirtmiştir. AİHM kararları bağlayıcı olduğundan büyük daire kararında sonra 30 Aralık 2020 tarihinde iddianamenin bu tweetlerin binaen hazırlanması da hukuka aykırı olduğunu belirtilmiştir. 6 Ekim 2014 tarihinde yapılan MYK toplantısına katılmadım. O tarihte Diyarbakır'daydım. Uçak biletleriyle ilgili olan kısmı da sayın mahkemenize ibraz edilmiştir. O toplantının genel muhtevasıyla ilgili de bir bilgi sahibi değilim. Ama bu tweetlerin bir suç işlediğini düşünmüyorum. Şiddeti teşvik anlamında bir çağrı değil" diye konuştu.

'MİT'İN VERDİĞİ MEKTUBU GÖTÜRDÜK'
İddianamede yer alan belgelere dair savunmasını sürdüren Tan, şöyle konuştu: "iddianameye eklenen bazı belgelere gelince. Bunlardan bir tanesi Kandil'de Murat Karayılan'ında olduğu fotoğraf. Abdullah Öcalan'la görüşme sırasında MİT'in bize verdiği Öcalan mektubunu Kandil'e götürdüğümüzde çekilen fotoğraftır. 1 Mart 2013'te Kandile götürülmüş ve Murat Karayılan'a teslim edilmiş. Sonrasında onlardan gelen cevaplar da MİT ve devlet yetkililerine iletilmiştir. Bu resim devlet tarafından görevlendirilen heyetin resmidir. MİT tarafından Kandil'e, Murat Karayılan'a verilmek üzere mektubun teslim edildiğini göstermeye yönelik çekilen bir fotoğraftır. Bu resmi bir görev sırasında çekilmiştir ve bir suçlamaya tabi tutulamaz. Diğer fotoğraflar ise Erbil'de, 25 Eylül 2017 tarihinde Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin yaptığı referandum esnasında görevlilerle çekilen bir resimdir. Bunların kimler olduğu yine Erbil'den sorulabilir. YPG ya da PKK ile bir bağlantıları yoktur.

"Bir diğer resim 22 Eylül 2014'te Mesut Barzani'nin Erbil'de yaptığı mitingde çekilen fotoğraftır. Söz konusu bayrak da Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin bayrağıdır. Türkiye'deki resmi ziyaretlerinde de kullanılan bayraktır. Bir diğer suç sayılan belge de İmralı'ya yaptığımız ziyaret sırasında MİT görevlisinin önünde izniyle verilen bir kağıttır. Devlet görevlilerin izni olmadan böyle bir şeyin olması mümkün bile değildir."

Tan, adli kontrol tedbiri kapsamında imza atma yükümlülüğünün ve yurtdışı yasağının kaldırılmasını talep etti ve duruşmalardan vareste tutulmayı talep etti.

Duruşmada sanıklar arasında bulunan eski milletvekili Altan Tan'ın avukatı Sıtkı Zilan'ın savunması ardından çapraz sorguya geçildi. Müşteki avukatları Tan'a, 15 Ekim 2014'te gazeteci Ahmet Hakan'a verilen röportajdan bir kesit okuyup, HDP tarafından yapılan çağrıdan sorumluluk hissedilip, hissedilmediğini sordu. 

TAN: MÜDAHALE ETMEYEN KOLLUĞUN ÇOĞU FETÖ'DEN TUTUKLU
Tan, yöneltilen soruya "Bir suç işlemedim ki pişman olayım, ama özeleştiri yaptım. Ama kolluk da özeleştiri vermeli. 3 gün boyunca hiçbir olaya müdahale edilmedi. Olaylara müdahale etmeyen kolluğun çoğu FETÖ'den tutuklu. Bugün tüm bu olaylar sanki bu demokratik çağrılardan sonra olduğu gibi bir durum dönüştürüldü. Ama aynı tarihte neden 3 gün boyunca Diyarbakır'ın hiçbir sokağında kolluğun müdahale etmediği de sorgulanmamıştır. Asla teröre, cinayete bir teşvik söz konusu değildir" yanıtı verdi.

TALEPLERİN REDDEDİLMESİNİ İSTEDİ
Sonrasında mahkeme heyetinin mütalaa için söz verdiği savcı, avukatların bulundukları tüm talepler ile bazı sanıkların duruşmalardan vareste tutulma taleplerinin reddedilmesi yönünde mütalaa verdi. Savcı mütalaasında "Sanıkların bir takım vekillerinin ileri sürdüğü beyanlarla ilgili söz konusu CMK'da duruşmanın nasıl yürütüleceği belirtilmiştir. Dolayısıyla yeni bir keşfe gerek yoktur. Mahkeme usule uygun olarak iddianameyi kabul etmiş, sanıkların savunması geçmiştir. Avukatların beyanı yargılamayı uzatmaya yönelik olduğu açıktır. Mahkeme başkanı da gereğini yerine getirmektedir" diyerek, vareste taleplerinin dosyanın içeriği ve vasfı gereği reddedilmesine karar verilmesine istedi.

BİNİCİ, TAN VE MEMİŞ VERASTE TUTULDU
Ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, sanık Can Memiş'in öğrenim nedeniyle, sanık Altan Tan ve İbrahim Binici'nin ise savunmalarının alınmış olmasına ve eski milletvekili olmalarının yanı sıra yaşlarını nazara alarak duruşmalardan vareste tutulmasına karar verdi.

Bir kısım sanık müdafilerinin duruşmaya girmeden önce yaşadıklarını dile getirdikleri sıkıntıların giderilmesi için cezaevi yönetimine ve Sincan Emniyet Müdürlüğü'ne daha dikkatli davranılması için ayrı ayrı müzakere yazılmasına karar veren mahkeme heyeti, sanıklardan Meryem Adıbelli'nin Kürtçe savunma yapacak olmasından ötürü salonda tercüman hazır edilmesi için müzakere yazılmasına karar vererek duruşmayı yarın saat 10.00'a erteledi.