16 Mayıs 2024 Perşembe

Kadın işçiler ayrımcılığın farkında değil

8 Mart'ı yaratan New York'lu dokuma işçisi kadınların talepleri bugün hala geçerli. "Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği" başlıklı rapor, Türkiye'de kadın işçilerin yaşadığı sorunları da gözler önüne seriyor.
Erkek egemen kapitalist sistemin yok saydığı kadınlar, yoğun sömürü çarkında eziliyor. 8 Mart'ı yaratan New York'lu dokuma işçisi kadınların talepleri bugün hala geçerli. Kadınlar, yürüttükleri mücadele ile pek çok kazanım elde etse de hala "köle" olarak görülüyor. DİSK-AR'ın hazırlattığı "Türkiye İşçi Sınıfı Gerçeği" başlıklı rapor, Türkiye'de kadın işçilerin yaşadığı sorunları da gözler önüne seriyor. Geniş kapsamlı rapordan kadınlarla ilgili verileri derledik.
 
KADINLAR ÜRETİMDEN DIŞLANIYOR
 
Rapora göre, Türkiye'deki işçilerin yüzde 29'unu kadınlar oluşturuyor. Rapor, "Türkiye'de işgücü piyasalarının en önemli sorunlarından biri kadınların işgücüne ve istihdama katılım oranlarının düşüklüğüdür" tespitini yapıyor.
 
Aldıkları eğitim yönünden kadın ve erkek işçiler karşılaştırıldığında ilginç bir tablo ortaya çıkıyor. Erkek işçilerin yarısından fazlasının eğitim düzeyi ilköğretim ve altı iken, kadın işçilerde bu oran yalnızca yüzde 42. Özellikle yüksek öğrenim mezunu kadın işçilerin oranı, erkek işçilerin belirgin şekilde üzerinde. Bu durum kadınların, toplumsal olarak bulundukları konum ile eğitimleri arasında bir eşitsizlik olduğunu ortaya koyuyor.
 
 
161 YILDIR DEĞİŞMEYEN TALEP: EŞİT İŞE EŞİT ÜCRET
 
Araştırma, kadın ve erkek işçiler arasındaki ücret adaletsizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Kadınların eşit işe eşit ücret talebinde çeşitli kazanımlar olsa da fili olarak bu eşitsizlik hala sürüyor. Rapora göre, kadın işçilerin ortalama aylık ücretleri, erkeklere kıyasla yaklaşık yüzde 9 oranında daha düşük. Kadınlar, erkeklere oranla daha eğitimli olmalarına karşın ortalama ücretler bakımından daha düşük gelir elde ediyor.
 
KAYIT DIŞI ÇALIŞMA KADINLARDA DAHA YÜKSEK
 
AKP iktidarı, kadınlara birincil olarak "eş ve anne rolü" yüklüyor. Ancak kadınları ucuz işgücü olarak görmekten de vazgeçmiyor. AKP'nin bu zihniyeti, çalışma yaşamına dair tüm politikalara yansıyor. Bugüne kadar pek çok kez esnek, güvencesiz çalışma modellerini dayatan yasalar çıkarıldı. Böylece kadınlar, güvencesiz ve kayıt dışı çalışmaya itiliyor. Bu durum, raporda rakamlarla da gözler önüne seriliyor.
 
Rapora göre, işçilerin ortalama yüzde 82'si çalıştığı işyerinde sigortalı çalıştığını beyan ederken, yüzde 18'i sigortası olmadığını bildirdi. Ancak sigortasızlık, cinsiyet, eğitim ve kayıt dışılığa göre büyük farklar gösteriyor. Sigortasızlık kadınlarda yüzde 21'e çıkıyor. Bu oran, sadece kentsel alanlarda çalışan işçileri kapsıyor. Bu nedenle kentsel alanlarda işçilerin sigortasızlık oranları genel sigortasızlık ve kayıt dışılık oranlarına (yüzde 33,9) göre daha düşük.
 
Raporda belirtilmese de tarımda çoğunlukla kadınların çalıştığı düşünüldüğünde bu oranın çok daha yüksek olduğu söylenebilir.
 
Raporda ayrıca "Düzensiz işler olarak adlandırılabilecek işlerde çalışanların oranı sigortasız, düşük ücretli, kadın ve genç işçiler arasında çok daha yaygındır" deniliyor.
 
Kıdem, yani çalışma süresi, kadınların üretimde erkeklere göre daha dezavantajlı olduklarına ilişkin bir diğer gösterge. Rapora göre, ortalama kıdem erkeklerde 11 yıla çıkarken, kadınlarda ise 7,8 yıla kadar geriliyor.
 
 
EN YAYGIN AYRIMCILIK İŞE ALIMDA
 
Raporda, işçilerin maruz kaldığı ayrımcılıklara ilişkin sonuçlara da yer verildi. Rapora göre, cinsiyete dayalı ayrımcılık yaşandığını belirtenlerin oranı yüzde 10. Ancak raporda, ayrımcılık algısının genel olarak düşük olması nedeniyle ayrımcılığın dile getirilmedeğine dikkat çekiliyor.
 
Rapora göre, çalışma hayatında kadına yönelik ayrımcılık en yaygın olarak yüzde 23,2 ile işe alım aşamasında yaşanıyor. Kadınların, ikinci yaygın uğradıkları ayrımcılık türü aynı pozisyonda olan erkeklerden daha düşük ücret almaları. Aynı iş ve pozisyon için ücret ve kazançlarda ayrımcılığa uğrayan kadınların oranı yüzde 12,6. Kadınların terfi ve atamalarda ayrımcılık yaşandığını düşünenlerin oranı yüzde 11,4. İş yeri yöneticilerinin kadın işçilerin görüşünü alması konusunda ayrımcılık yaşandığını düşünenlerin oranı ise yüzde 11. İşçilerin yüzde 9'u da şirket içi eğitimlerde kadınlara yönelik ayrımcılık yaşandığı görüşünde.
 
Raporda, "Bu verilerin ayrımcılık algısını ortaya koyduğu, ayrımcılık farkındalığının düşük olması nedeniyle bu oranların fiilen daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür" deniliyor.
 
YÜZDE 86 'KREŞ YOK' DİYOR
 
Araştırma sonuçları, işyerlerinin kreş veya çocuk bakım konusunda desteğinin son derece sınırlı olduğunu ortaya koydu. İşçilerin sadece yüzde 2'si iş yerlerinde kreş olduğunu söylüyor. Kreş anlaşması ve kreş desteği ile birlikte işçilerin sadece yüzde 7'si iş yerlerinin kreşle ilgili bir destek sunduğunu belirtiyor. İşçilerin yüzde 86'si ise iş yerlerinde çocuk bakım desteği olmadığını belirtti.