19 Nisan 2024 Cuma

İzmir'de Bahri Budak ve torunu Metin Budak'ın failleri soruldu

İHD Şubesi, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" eyleminde 1994 yılında Diyarbakır'ın Lice İlçesi Yalımlı köyünden bahçenin bakımını yapmak için evden çıkan ve sonradan cenazeleri bulunan 61 yaşındaki Bahri Budak ile 14 yaşındaki torunu Metin Budak'ın failleri sordu.
İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" şiarıyla Konak eski Sümerbank önünde yaptığı eylemde 1994 yılında Diyarbakır'ın Lice İlçesi Yalımlı köyünde bahçe bakımını yapmak için evden çıkan ve sonradan cenazeleri bulunan 61 yaşındaki Bahri Budak ve 14 yaşındaki torunu Metin Budak'ın faillerini sordu.
 
Adaleti sağlayacak bir yargı sisteminin olmadığını bu nedenle yıllardır alanlara çıkarak, bağımsız ve tarafsız yargı, hukuk devletinin olmazsa olmaz koşuludur dediklerini belirten Karakaya, yargının hak ve özgürlüklerin güvencesi olmadığı yerde, hukuk devletinin varlığından söz edilemeyeceğini kaydetti. Karakaya, "Siyasal iktidar; sorunları; demokratik ve barışçıl yoldan çözmek yerine toplumu savaş ve şiddetle yaşamaya mahkûm etmek istiyor. Devletin ülkede yaşayan herkesin yaşam hakkını korumakla görevli olduğunu, bu görev; uluslararası sözleşmelerle de güvence altına alınmıştır. Biz ölümün değil, yaşamın; savaşın değil, barışın; hukuksuzluğun değil, adaletin; ayrımcılığın değil, eşit yurttaşlığın egemen olduğu bir ülke istiyoruz" diye konuştu.
 
'DEDE VE TOTUNDAN BİR DAHA HABER ALINAMADI'
 
Bu haftaki eylemde 28 Mayıs 1994 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesi, güvenlik gerekçesiyle boşatılan Yalımlı köyünde ikamet eden 61 yaşındaki Bahri Budak ve 14 yaşındaki torunu Metin Budak'ın kaybedilme hikayesi okundu.
 
Kayıp hikayesini okuyan Karakaya, şunları söyledi:
"Lice'nin Yalımlı köyü, 1994 yılında güvenlik gerekçesiyle, zorla boşaltıldı. Köy boşaltıldıktan kısa bir süre sonra 28 Mayıs 1994 tarihinde 61 yaşındaki Bahri Budak 14 yaşındaki torunu Metin Budak ile köylerindeki bahçelerinin bakımını yapmak için köye gitti. Daha sonra kendilerinden bir daha haber alınamadı. Aile, Başbakanlığa, OHAL Valiliği'ne, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne, TBMM'ye, Lice Cumhuriyet Başsavcılığı'na, İçişleri Bakanlığı'na, Diyarbakır Valiliği'ne ve Lice Kaymakamlığı'na dilekçeyle başvurdu. Hiçbir başvurudan sonuç alamayınca 2001 yılında dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıdılar. 1 Mayıs 2005 tarihinde köyün etrafında koyunlarını otlatan Abdulbaki Budak, eski bir dere yatağında toprağın hemen altında bazı kemik parçalarına, eşya ve giysilere rastladı. Kalıntıları gören aile, bunların babaları Bahri Budak ve oğulları metin Budak'a ait olduğunu teşhis etti."
 
'KAÇ YIL GEÇERSE GEÇSİN DAVANIN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ'
 
Ailenin 9 Mayıs 2005'te Lice Başsavcılığı'na başvura bulunduğunu anımsatan Karakaya, "Lice Cumhuriyet Savcısı Tamer Can'ın 28 Mayıs 2005'te tuttuğu olay yeri tutanağında bulunan 10 adet boş mermi kovanı ile bir adet patlamamış merminin MKE yapımı olduğunu belirtti. 2006 Nisan'ında Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi'nce hazırlanan raporda, bulunan kemiklerin Bahri ile Metin Budak'a ait olduğu belirtildi. Raporda, boş kovanlarda yapılan incelemede dede ve torunun G-1 ve G-3 piyade tüfeğinden açılan ateş sonucu öldükleri ifade edildi. Olayı takip eden İnsan Hakları Derneği, dede ve torunu öldüren mermi kovanlarının MKE yapımı olmasının faillerin adreslerini ortaya çıkardığını söyledi. Kadri Budak, babasının ve oğlunun kaybedilmesinden sorumlu tuttuğu Bolu Komando Tugayı hakkında Lice Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. İç hukuktan umudunu kesen Budak ailesi, davalarının AİHM' de sonuçlanmasını bekliyor İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi olarak kaç yıl geçerse geçsin bütün kayıpların takipçisi olmaya devam edeceğiz" dedi.