28 Nisan 2024 Pazar

İşgal tehdidi altındaki Alişar köyü sakinleri: Bu topraklar bizim

İşgalci Türk devleti ve çetelerinin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik gerçekleştirdikleri saldırıda evleri ve toprakları çetelerin hedefi haline gelen Alişar köyü sakinleri, kendi toprakları üzerinde yaşadıklarını söyledi. Halk, "Bu toprakları terk etmeyeceğiz. Ölüm her yerde. Burada da olsak ölürüz gitsek de ölürüz" diye konuştu.

Kobane'nin en eski köylerinden olan Alişar'da 250'den fazla ev bulunuyor. IŞİD çetelerinin 2014 yılında Türk devletinin desteği ile Kobane'ye saldırmadan önce nüfusu bin 200 kişiydi. IŞİD köyü ele geçirdiğinde köyün tamamı Kuzey Kürdistan'a göç etmek zorunda kaldı. YPG, YPJ ve enternasyonal komünist savaşçılarını Alişar köyünü özgürleştirmesinin ardından halkın geri döndü. Şu anda köyün nüfusu iki bine ulaştı. Köyde yaşayanlar tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor, kurdukları kooperatifler ve komünler ile ekonomilerini örgütlüyorlar.

Türk devleti ve çetelerinin 9 Ekim'de Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik işgal saldırısında Alişar köyü de özel hedef oldu. Üç eve düşen havan bombaları nedeniyle üç kişi hafif yaralandı. Saldırılar nedeniyle öğretime ara verilen Alişar Ortaokulu'nda eğitim yeniden başladı. Okulda 250 çocuk eğitim görüyor.

İŞGALE KARŞI ÖNLEMLER ALINIYOR
Kobane kent merkezine 4 km uzaklıkta olan Alişar köyü ile Türkiye arasındaki mesafe sadece 500 metre. 

Demokratik Suriye Güçleri (DSG) ile Suriye rejimi arasında varılan askeri mutabakata göre Til Temir'den Kobane'ye ve Minbic'in sınır hattında Suriye rejimine bağlı askeri birlikleri konumlandı. Anlaşma gereği Alişar köyünün savunması Suriye rejimi tarafından sağlanıyor. Türk devletinin köyü hedef alan saldırılarından kaynaklı Suriye rejimine ait iş makinaları köyün girişine toprak ile tümsekler hazırlıyor.

'BİZ KENDİ TOPRAKLARIMIZDA YAŞIYORUZ'
Köy sakinleri ve yönetimi işgal tehditleriyle ilgili ETHA'nın sorularını yanıtladı.

Alişar Köyü Komün Eş Başkanı Ahmet Haci Xalil, "Türk devleti ve çeteleri bu topraklarda yaşayan halkımıza zulüm ediyor. Bu kış ortasında 300 binden fazla kişi evinden zorla göç ettirildi. Türk devleti bu çeteleri İdlib'den, Azez'den, Cerablus'tan getirip bu halkın çıktığı yerlere yerleştirmeyi amaçlıyor. Şimdi Gire Spi ve Serekaniye'de yaşayan halk yoksulluk çekiyor. Alişar köyünde yaşayan halk olarak bu toprakları terk etmeyeceğiz. Ölüm her yerde. Burada da olsak ölürüz gitsek de ölürüz" diye belirtti.

Rojava'da Arap, Kürt, Ermeni, Süryani ve Asuri halkının birlikte yaşadığını ve Türk devletinin bu birlikteliğe saldırdığını dile getiren Osman Nesir de, "Biz kendi topraklarımızda yaşıyoruz. Onlar burayı işgal etmek istiyor. Burada yaşayanlar Suriye'li bu toprakların bir parçası, bir başka ülke neden buraya saldırmak istiyor? Bu toprakları çetelerden korumak için binlerce şehit verdik. Bu toprakları biz IŞİD çetelerinden özgürleştirdik. Bu toprakları savunmaya hazırız" dedi.

Türk devletinin Alişar köyünü hedef aldığı saldırı sırasında okulda olan 10 yaşında ki Reşat İsmail, "Türk devleti bizden ne istiyor? Okula gidemiyoruz, ekin ekemiyoruz. Çalışamıyoruz. Efrin'li çocukları öldürdüler, yaktılar, ufacık çocukları sakat bıraktılar. Şimdi de buraya saldırıyor" diye konuştu. Türk askerlerinin Rusya askerleriyle devriye atması sırasında halkın gösterdiği tepkiyi hatırlatan İsmail, "Biz onların buradan geçmesini istemiyoruz. Onların araçlarını taşladık. Onlar işgalci. Gizli gizli köylerden geçmeye çalışıyorlar" diye kaydetti.

'ABD VE RUSYA KENDİ ÇIKARLARI İÇİN BU TOPRAKLARDA'
Lise öğrencisi Cihan Xale de Türk devletinin saldırı tehditleri sonrası okulunu bırakmak zorunda kalmış. Son yaşanan işgal saldırıları sonrası okula gidemediğinin altını çizen Cihan Xale, "Bu topraklardan çıkmayacağız. Tankı ile topları ile bize saldırıyorlar. İşgal edilen yerlerden kaçan halk çadırlarda yaşıyor. Efrin'i talan etti. Orada göç edenleri yine rahat bırakmadılar. Bu seferde Til Rifat'ta Efrin halkına saldırdı çocukları katletti" dedi.

Bölgedeki planlar üzerine de düşüncelerini aktaran Cihan Xale şöyle konuştu: "Rusya da Amerika da Türk devletine ağır silah satıyor. Bütün ülkeler Türk devletine tank, uçak, havan satıyor, onlar da bize karşı kullanıyorlar. Bütün dünya bu saldırılara gözlerini kapatmış durumda. Türk devletinin burada hiçbir hakkı yok. Topraklarımızı çetelere teslim etmek için saldırıyorlar."

'İŞGALE KARŞI DİRENECEĞİZ'
Saldırıda hedef alınan üç evden birisi Şükrü Xalid'e ait. Şükrü Xalid, "Erdoğan ilk başta 'sınır güvenliği' dedi kocaman duvarlar inşa etti. Ancak bizim köylerimize onlar saldırdı" diye konuştu. Kürt halkının ulusal birliğe ihtiyacı olduğuna dikkat çeken Şükrü Xalid, "Kürt halkı kendi sırtını kendi kaşımalı. Öncelikle Kürt halkı birleşsin. Kimse demesin ABD arkamızda, Rusya arkamızda başka ülkeler arkamızda. Birbirimizi desteklersek işgalcileri ve onları destekleyenleri bu ülkeden, bu topraklardan çıkartabiliriz. Evlerimizi yıksa da bizi katletse de biz bu işgale karşı direneceğiz" dedi.