8 Mayıs 2024 Çarşamba

HDP'den hapishane düzenlemesine şerh

Tutuklu ve hükümlülerin görüşlerinin ve mektuplarının kayıt altına alınmasını öngören düzenlemeye HDP tarafından, özel hayatın gizliliği ve haberleşme hakkını ihlal ettiği nedeniyle şerh düşüldü.

Halkların Demokratik Partisi (HDP), tutuklu ve hükümlülerin görüşlerinin ve mektuplarının kayıt altına alınmasını da öngören, "Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair" yasa teklifine muhalefet şerhi düştü.

"Tek adam" rejiminin ve "despotik" uygulamaların hayata geçirildiği kaydedilen şerhte, Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) seçimlerine de atıfta bulunularak yargının muhalefete yönelik baskılara araç olarak kullanıldığı belirtildi. 

Şerhte; "tek adam" rejiminin ülkeyi denetim altına alma ve tek tipleştirme amacına hizmet eden tüm uygulamalardan en çok ceza infaz kurumlarının payını aldığı vurgulanarak, "Ülke rejimindeki en ufak kıpırdamanın hemen yansıma bulduğu cezaevleri, adeta ayna işlevi görerek antidemokratik politikaların, insanlık dışı uygulamaların ve tüm ülkeye sirayet eden tecrit rejiminin bir yansıması olarak karşımızda durmaktadır" denildi.

İMRALI TECRİT HAPİSHANESİ HALİNE GETİRİLDİ
Şerhin devamında şu ifadelere yer verildi: "Muhalif kesime uygulanan baskı, dışarda olduğu gibi cezaevlerinde de devam etti ve İnfaz Kanunundaki değişiklikler ve yönetmeliklerle birlikte katlanılmaz bir hal aldı. Bugün en az 107 cezaevinde binlerce tutsak başta Sayın Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit olmak üzere cezaevindeki hukuksuz uygulamalar ve hasta tutsakların sağlık hakkı için açlık grevindeler. Sayın Abdullah Öcalan ve adadaki diğer tutsakların başta avukat ile görüşme hakkı, aile bireyleri ile görüşme hakkı, telefon ile görüşme hakkı ile mektup, faks ve her türlü iletişim aracılığı ile haberleşme hakkı olmak üzere tüm yasal hakları ortadan kaldırılarak tam teşekküllü tecrit uygulamasına geçilmiş, tecrit hapishanesi haline getirilmiştir."

BASKI, TECRİT VE İŞKENCE ARTTI
Tutsaklara yönelik baskı, tecrit ve işkencenin arttığına dikkat çekilen şerhte, "Çıplak arama, çift kelepçe, darp ve işkence, ciddi sağlık sorunlarına karşı kayıtsızlık, keyfi disiplin cezaları ve ağır hasta tutsakların tahliye edilmeyerek ölüme terk edilmesi gibi uygulamalar da gittikçe artmaktadır. Bu durumun en can yakıcı ve güncel örneklerinden biri 25 yıldır cezaevinde tutulan ve beş kez kalp krizi geçiren 83 yaşındaki ağır hasta mahpus Mehmet Emin Özkan'dır. Bugüne kadar 4 kez anjiyo olmuş; kalp, tansiyon, zehirli guatr, kemik erimesi, böbrek ve bağırsak bozuklukları, aşırı derecede kilo kaybı, duyma-görme eksikliği, hafıza kaybı gibi birçok sağlık sorunu yaşamaktadır. Sağlık durumu ağırlaşan Özkan sadece Mayıs ayında toplamda 6 kez hastaneye kaldırılmıştır" diye belirtildi.

ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ İHLAL EDİLİYOR
Tutukluların görüşmelerinin kaydedilmesinin özel hayatın gizlilik hakkını ortadan kaldıracağı görüşüne yer verilen şerhte, "Görüşlerin, dinleme ve kayıt alma yetkisi, mahpusların özel yaşam ve ailevi yaşam haklarına ve haberleşme özgürlüğüne müdahale oluşturmaktadır. Tamamen idarenin takdirine bırakılan bu yetkiyle idarenin tamamen keyfi şekilde davranarak istediği mahpusların temel haklarından biri olan özel hayatın gizliliği ve aile hayatını koruma hakkını ortadan kaldırmasının yolu kanuni olarak açılmıştır" diye kaydedildi.

SORUŞTURMA TEHDİDİ
Tutukluların mektup, faks ve telgraflarının dijital olarak kaydedilmesi ve 1 yıl süreyle saklanmasına yönelik düzenlemenin haberleşme hakkı ve özel hayatın gizliliği başta olmak üzere pek çok hukuk ilkesini ihlal ettiği belirtildi. Düzenlemenin anayasaya aykırı olduğu vurgulanan şerhte, şunlar kaydedildi: "Mektup telgraf ve postaların herhangi bir yasal düzenleme gösterilmeden, kim tarafından, ne şekilde saklanacağı belirtilmemesi mahpusların özel hayatının gizliliğini ihlal edeceği gibi hapishane idaresinin geriye dönük keyfi denetlemelerle bir tehdit alanı yaratmasına da imkân sağlayacaktır. Hapishanelerde sıkça karşılaşılan insan hakları ihlallerine karşı çıkan ve bunun üzerine disiplin cezalarına maruz bırakılan mahpuslar saklanan bu verilere üzerinden soruşturma tehditleri ile karşı karşıya kalacaktır."

Teklifte, kapalı hapishanelerde bulunan tutsakların görüşlerinin kurum yönetimi tarafından dinlenmesini öngörüyor. Teklife göre bu görüşler elektronik cihazlar tarafından kaydedilebilir. Teklifte, bu kayıtlar herhangi bir soruşturma veya kovuşturmaya dahil edilmemişse, en geç bir yıl sonunda silinecek.

Teklif, ayrıca tutuklu ziyaretleri bir saatten bir buçuk saate çıkarmayı öngörüyor.

MEKTUPLAR KAYDEDİLECEK
Teklifle, hapishanelerde e-mektup dönemi de başlayacak. Buna göre, tutukluların gerekli teknik altyapının bulunduğu kurumlarda, Adalet Bakanlığı'nca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde elektronik yöntemlerle de mektup alıp gönderilebilecek. Ancak siyasi tutuklulara gelen veya bu kişiler tarafından gönderilen mektup, faks ve telgrafların dijital olarak kaydedilmesine ve fiziki olarak sağlanabileceği hüküm altına alındı. Kanunda açıkça belirtilen haller dışında hiçbir kişi veya kurumla paylaşılmayacak ve herhangi bir soruşturma veya kovuşturmaya konu edilmemişse, en geç bir yılsonunda silinecek.

Ancak, tutuklunun resmi makamlara veya savunması için avukatına gönderdiği mektup, faks, telgraf ve elektronik iletiler, dijital olarak kaydedilmeyecek, fiziki olarak saklanmayacak.

Tutuklular için hasta ziyareti amacıyla verilen mazeret izinleri arasında beklemesi gereken asgari bir aylık süre şartı da kaldırılıyor.