Hayatının sahibi bir kadın: Nazegül Bahar Boyraz

Militan bir kadındı. Sivas'taki 2 Temmuz mitinglerinden Abdal Musa Şenliklerine, devrimcilerin anmalarından çetelere karşı yapılan eylemlere kadar her yerde, en önde O vardı. Öyle ki, Gezi direnişi sırasında annelerin gerçekleştirdiği "el ele tutuşarak parkı korumaya alma" eylemine katılamadığı için kızı Yasemin'e, "Aşk olsun kızım, niye haber vermiyorsun" diye sitem etmişti.
Kimlikteki adı Nazegül'dü. Ancak o hep "Bahar" olarak çağrılmayı sevdi. Ailesi ve dostları tarafından "Bahar" olarak çağrıldı da. Sevmediği ismi taşımak istemediği gibi, tüm yaşamı boyunca kalıplara sığamadı, kendi hayatının sahibi olarak yaşadı.
Tanıyanlar, onun için "Devrimcilerin Bahar Annesi" dedi; ancak o bunun çok daha ötesinde, devrimi kendi hayatında yapmış bir kadındı. Kobanê yolculuğu da, hem kendisi hem de Rojava'nın olmakta olan devrimine bir tuğla koyma çabasıydı. Yola çıkmadan önce torunu Rüzgâr'ın oynamadığı oyuncaklarını paketledi. Komşularından kıyafetler topladı, hepsini tek tek yıkadı, ütüledi. Birlikte yolculuk edeceği gençlerin yanında yiyecek yoktur diye, katmerler yaptı, kuru meyveler paketledi.
Eşi Bayram ile kızları Yasemin, Sultan ve Alev'e, "Kobanê'ye gideceğim" dediğinde hiçbiri "Gitme" demedi. Savaş bölgesiydi, gidip de dönmemek vardı ama akıllarından geçirseler bile "Gitme" diyemediler. Çünkü, bir kere kararını vermişti, gidecekti. Eşi Bayram: "Eşim, sadece Kobanê'ye gitmedi ki. Bütün insani yardım çalışmalarında vardı. Onda öncelikle insan sevgisi vardı. Ayrımcılık yoktu. Kobanê'de annesi, babası olmayan çocuklar vardı. Yıkılmış bir kentti. Eşim, o çocuklara bir ümit olabilmek için gitti" diyerek anlatıyor eşini..
Ne yapacaktı Kobanê'de? "Kalır, gençlere ekmek pişiririm" diyordu. Elinden çıkan yöresel yemekleri, Maltepe'de yemeyen kalmamıştı, sıra Kobanê'deydi. Paylaşımcılığının yanı sıra eylemci, militan bir kadındı da. Sivas'taki 2 Temmuz mitinglerinden Abdal Musa Şenliklerine, devrimcilerin anmalarından çetelere karşı yapılan eylemlere kadar her yerde, en önde o vardı. Öyle ki, Gezi direnişi sırasında annelerin gerçekleştirdiği "el ele tutuşarak parkı korumaya alma" eylemine katılamadığı için kızı Yasemin'e, "Aşk olsun kızım, niye haber vermiyorsun" diye sitem etmişti.
Hayali vardı, Suruç'tan döndükten sonra Sivas'ın Yıldızeli ilçesinin Doğanlı Köyüne ev yapacaktı. Eylül ayında gideceklerdi. Olmadı. Dedikleri gibiydi. "Annem insanların yaşama sevinciydi. Bizim eve gelen herkes gülerdi."
Güldük. Ağladık. Güldük.
*Portre dizimiz yarın Osman Çiçek ile devam edecek...
Kaynakça:
*Kobanê'ye Gitmek
*Hiçbir Düş Yarım Kalmayacak