17 Mayıs 2024 Cuma

Gezi direnişi 8. yılında: Gezi'yi ve haklı taleplerini unutmayalım

Avukat Evren İşler, Gezi ayaklanmasının 8. yılında direnişi kriminalize etmeye devam eden devletin özel konsepti sonucu, beraat kararı bozularak yeniden görülmeye başlanan Gezi davasını ETHA'ya değerlendirdi. Hukuken beraat kararı verilmesi gereken davanın siyasi saiklerle ilerlediğini kaydeden işler, Gezi'nin bu toprakların tertemiz umudu olduğunu söyledi ve ekledi: "Gezi'yi, haklı taleplerin hala geçerliliğini koruduğunu hatırlamak, Gezi'yi savunmaktan, acil demokrasi taleplerinden vazgeçmemek gerekiyor."

Sarayın ve iktidarın kabusu olan Gezi ayaklanması 8. yılında. Kriminalize edilerek üzerinden topluma gözdağı verme çabalarına karşı Gezi, bugün de herkesin umudu, direniş örneği...

2013 yılında Gezi direnişine katılan çok sayıda kişiye soruşturmalar açıldı, bazıları hakkında takipsizlik verildi. 2019 yılında aralarında sermayedar Osman Kavala ve Taksim Dayanışması üyelerine, "hükümete karşı suç işlemek", "şiddet kullanarak hükümeti devirmeye teşebbüs" iddialarıyla dava açıldı. 2020 yılında dava beraatla sonuçlandı.

Fakat, yerel mahkemenin beraat kararının İstinaf Mahkemesi tarafından bozulmasının ardından dava yeniden görülmeye başlandı. Dava kapsamında Osman Kavala, Can Dündar ve Memet Ali Alabora'nın da aralarında bulunduğu 17 kişi yargılanıyor.

'GEZİ UMUTTUR VE TERTEMİZDİR'
Gezi davası avukatlarından Evren İşler ile Gezi direnişini ve Gezi davasını konuştuk. Avukat İşler, "Gezi nedir" sorusuna şu yanıtı verdi: "Gezi umuttur. Gezi bu topraklarda insanların haklarını aramaktan asla vazgeçmeyeceğinin, demokratik bir toplumda yaşama konusundaki niyet ve ısrarlarının göstergesidir. Gezi insanların itirazlarını hep birlikte barışçıl bir şekilde dile getirebileceklerinin gösterildiği ve yaşandığı bir andır. Daha da önemlisi yeni bir hayatın, yaşam biçiminin, neoliberal politikaların hepimize dayattığından başka bir hayatın mümkün olduğunu da göstermiştir. Bütün nitelikleriyle Gezi umuttur ve tertemizdir."

Gezi'deki itirazların hem çevreye hem de diğer haklara sahip çıkmak anlamına geldiğini ve bu nedenle iktidar açısından tehlike çanlarının çaldığını dile getiren İşler, "İktidar her istediğini yapamayacağını görmüştü. Dolayısıyla yargının ilgisi de Gezi'ye 2013 Haziran'ında başladı. Çok sayıda insan hakkında dava açıldı" dedi.

'YARGI, GEZİ'DE ARADIKLARI ÖRGÜTÜN OLMADIĞINI 2013'TE SAPTADI'
Taksim Dayanışması'nın bileşenlerini temsil eden insanlar hakkında "örgüt üyeliği", "örgüt kurma", "2911'e muhalefet"ten soruşturmalar açıldığını; bazıları hakkında verilen takipsizlik kararının kesinleştiğini hatırlatan İşler, "33. Asliye Ceza Mahkemesi'nde içinde Mücella Yapıcı'nın da olduğu kişiler hakkında bir dava açıldı. Davada, Gezi'de bir örgüt olmadığı, suç unsuru olmadığı kesinleşti. Daha doğrusu yargı, Gezi'de aradıkları örgütün olmadığını saptadı. Kesinleşti ve bitti" diye konuştu.

Fakat 2018 yılı sonlarında yargılanan kişilerin yeniden ifadeye çağrıldığına dikkat çeken avukat İşler, "Biz soruşturmanın kapatılmadığını öğrendik. Yürütülen bir soruşturma olduğundan dahi haberdar değildik. 2018 yılı sonunda arkadaşlarımız ifadeye çağrıldı, 2019 yılında da herkesin bildiği gibi aralarında Osman Kavala'nın da yer aldığı Gezi davası açıldı. 'Hükümete karşı suç işlemek', 'şiddet kullanarak hükümeti devirmeye teşebbüs' suçlamasıyla. Gezi döneminde yaşanan şiddetin, polis şiddeti olduğunu hepimiz yaşadık. Duruşmada şu soruyu sordum, 'Hangi siyasi iktidar, kendisine yönelen bir devirme teşebbüsü olursa 6 sene boyunca soruşturmaz ve dava açmaz?' Bu soru bile davanın siyasi saiklerle açıldığını, yargının raflarında bekletildiğini ve ihtiyaç hasıl olduğunda gündeme getirildiğini bize gösteriyor. Yargılama 2020 yılının Şubat ayında isnat edilen suçlara yönelik delil olmaması nedeniyle beraatla sonuçlandı" dedi.

'GEZİ'DE SUÇ YOKTUR DİYE İSTİNAF ETTİK'
Kararın savcılık tarafından istinaf edildiği gibi kendilerinin de istinaf ettiklerini söyleyen avukat İşler, şöyle devam etti: "Sadece delilin olmaması, delil bulunamaması değil, Gezi'de 'suç yoktur' diyerek başvurduk. İstinaf mahkemesi inceleme yaptı, dosyada verilen beraat kararlarını kaldırdı. Gerekçeleri aktarmak gerekirse; Osman Kavala ile ilgili kararda, beraatla birlikte haliyle tahliyesine karar verildi. Ama Osman Kavala tahliye olamadı. Hakkında başka bir soruşturma iddiasıyla yeniden tutuklandı, dosyanın davası birleştirildi ve istinaf, 'birlikte görün' dedi.

'ARAŞTIR SUÇ DELİLİ BUL DİYEN BİR KARAR'
"Gezi ve Taksim Dayanışması bileşenleri açısından Çarşı dosyasıyla birlikte değerlendirilmesini istedi. Yani dedi ki, 'başka suçların olup olmadığına bak', o tarihlerde memlekette çok sayıda olay vardı. 'Halkı kin ve düşmanlığa tahrik' ve '2911'e muhalefet' var mı gibi... Aslında bir bütün olarak bakıldığında mahkemeye şunu söyledi, 'delil yok diyorsun, o dosyaları araştır delil bul' diyen bir karar.

"Bu nedenle dava yeniden görülmeye başlandı. Eş zamanlı olarak da Çarşı dosyasına da Yargıtay bir bozma kararı verdi. Yargıtay da Çarşı ve Gezi'nin birleştirilmesi gerekçesiyle Çarşı'ya verilen beraatları bozdu. Halihazırda bizim duruşmamız da Gezi davasında Çarşı dosyasını incelemek üzere birleştirme konusunda bir karar vermek üzere 6 Ağustos'a ertelendi."

'HUKUKEN BERAAT KARARI VERİLMESİ LAZIM AMA DAVA SİYASİ'
Hukuken dosyada beraat kararı verilmesi gerektiğinin altını çizen İşler, sayfalarca iddianamede bir suç isnadının olmadığına dikkat çekti. Beraat kararı dışında bir karar verilmesinin hukuken imkansız olsa da davanın siyasi saiklerle işletildiğini vurgulayan İşler, "Üzerinden 6 yıl geçtikten sonra açılan, Gezi'nin 8. yılında başka bir dosyayla birleştirilmesine karar verilen bu şekilde ilerletilen bir süreçte elbette siyasetin nasıl ilerlediği belirleyici olacak. Ama nihai olarak hukuka güvenmeye devam ediyorum ve beraat kararı verileceğine inanıyorum" diye konuştu. 

'GEZİ'Yİ VE TALEPLERİ HATIRLAMAK, SAHİP ÇIKMAK GEREK'
Gezi direnişine nasıl sahiplenildiyse, Gezi davasına da o şekilde sahip çıkılması gerektiğini söyleyen avukat Evren İşler, şu çağrıyı yaptı: "6 Ağustos'ta herkesi Gezi'yi savunmaya çağırıyoruz. Gezi'yi hatırlamak gerekir. Gezi'deki haklı taleplerin hala geçerliliğini koruduğunu hatırlamak gerekir. Gezi'yi savunmaktan, acil demokrasi taleplerinden vazgeçmemek gerekiyor."