19 Mayıs 2024 Pazar

Demokrasi Krizinin Ekonomik Maliyeti raporu açıklandı

Demokrasi Krizinin Ekonomik Maliyeti raporunu açıklayan HDP Ekonomi Komisyonu, "Demokrasiden uzaklaştığımız sürece işsizlik, yoksulluk, baskı ve hukuksuzluk daha da artmakta, sadece küçük bir topluluk zengin olmaktadır" dedi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Garo Paylan ve milletvekilleri Serpil Kemalbay, Erol Katırcıoğlu ve Necdet İpekyüz, Demokrasi Krizinin Ekonomik Maliyeti başlıklı raporu açıkladı.

İstanbul Milletvekilimiz Erol Katırcıoğlu, demokrasinin bir yönetim biçimi olmasına rağmen ekonomiyle birebir ilişkili olduğunu söyledi. Raporda dört değişken olduğunu söyleyen Katırcıoğlu, "Bunlardan biri hukukun yaralanması, gözden düşmesi, hukukun yönetim tarafından istenildiği gibi kullanılması. Hukukun sağladığı güvencelerin azalmasının ekonomik maliyetleri üzerinden bir değerlendirme yapacağız. İkincisi, demokratik çözümler yani uzlaşma yerine aksine bir politika izlendiğinde, güvenlikçi politikalara yönelindiğinde burada nasıl bir maliyet ortaya çıkıyor. Üçüncüsü, demokrasiden uzaklaştıkça ekonomik özgürlüklerden yoksun hale gelen toplumun giderek mutsuz olmasına yönelik olarak bir etki ürettiğinin altını çizeceğiz. Bir de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin katılımcılığı yok ederek tek adam kararlarıyla yönetiliyor olmasının maliyeti var" diye  konuştu.

'BORÇ YÜKÜ ORTAYA ÇIKTI'
Türkiye'nin hukuk endeksinde 80. sıradan 117. sıraya gerilediğine dikkat çeken Katırcıoğlu, "Hukukun zedelenmesi yabancı yatırımcılar arasında da değerlendiriliyor. 2015 yılında 215 iken ülke risk primi, 2022'de 686'ya varmıştır. Bu Türkiye'nin ulaştığı en yüksek risk düzeyidir. İkinci olarak bakıldığında, güvenlik politikalarını arttırarak ülke sorunlarını çözmeye çalışmak demokraside gerilemeye neden olmuştur. Bütçe geliri artışı üç buçuk kat atmasına rağmen güvenlik harcamaları 4.6 oranında artmıştır. Borç yükü ortaya çıkmıştır" ifadelerini kullandı.

Katırcıoğlu, şöyle devam etti: "Özetle şunu söylemek isteriz; 2015'ten itibaren Türkiye demokrasisi gerilmiştir ve gerileme devam etmektedir. Demokrasideki gerileme ekonomiye yansımaktadır. Ekonomi gerilemektedir. Bugün bakıldığında Türkiye'nin asıl sorunun demokrasi olduğunu görüyoruz. Bizim gibi ülkelerde yönetimin sorunları ekonominin sorunlarından daha baskındır. Türkiye inanılmaz bir kriz yaşamaktadır, bu da demokrasinin krizidir."

'KÜÇÜK BİR TOPLULUK ZENGİN OLMAKTADIR'
Batman Milletvekili Necdet İpekyüz de Kürt illerinde yaşananların bütün Türkiye'yi etkilediğini söyledi. İpekyüz, "2013-2015'te Kürt meselesini konuştuk. Bu konuda adımlar atılmalıdır. Demokrasiye yaklaşım ülkelerin ekonomisine katkıda bulunmuştur. 2013-215'te enflasyon ve işsizlik tek hanelerdeydi. Şimdi geldiğimiz nokta ortada. Bunun maliyeti Kürt illerinde artmaktadır. Bölge uzun süreden beri, 12 Eylül'den bu yana OHAL rejimi ile yönetildi. Kısa bir süre kaldırıldı, refah bütün ülkeye yayıldı. Ondan sonraki sürece bakıldığında 2016'dan bu yana Van'da bir basın açıklaması halen yapılamıyor. Türkiye yüksek enflasyona, döviz kuruna mecbur mu? Siz demokrasiden uzaklaştığınız sürece o zaman sizin ekonominiz kırılgan olur. Ufacık bir rüzgarla yere bir olur. Kürt meselesi başta olmak üzere ötekilerin sesini dinlemek gerekiyor. Demokrasiden uzaklaştığımız sürece işsizlik, yoksulluk, baskı ve hukuksuzluk daha da artmakta, sadece küçük bir topluluk zengin olmaktadır" dedi.