19 Mayıs 2024 Pazar

Cumartesi Anneleri: Bu davada yargılanan bizim hakikat arayışımızdır

700'üncü hafta oturmasında polis saldırısıyla gözaltına alınan Cumartesi Anneleri'nin yargılandığı davanın 4'üncü duruşması öncesi Çağlayan'da bir araya gelen kayıp yakınları, iktidarın yargı aracılığıyla kendilerini susturmak istemesine karşı adalet ve hakikat mücadelelerine devam edeceklerini dile getirdi.

1995'ten beri her cumartesi Galatasaray Meydanı'nda toplanarak gözaltında kaybedilen yakınlarının hesabını soran Cumartesi Anneleri, 25 Ağustos 2018'deki 700. hafta buluşmasında polis saldırısına uğrayarak gözaltına alınmıştı. Yaşanan gözaltılar sonrası "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet" suçlamasıyla 46 kişiye açılan davanın 4'üncü duruşması bugün İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülüyor.

Duruşma öncesi Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde bir araya gelerek basın açıklaması düzenleyen Cumartesi Anneleri'ne aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanları Öztürk Türkdoğan ve Eren Keskin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekilleri Murat Çepni ve Hüda Kaya, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun yanı sıra çok sayıda demokratik kitle örgütü, sendika ve siyasi parti temsilcisi katıldı.

'YARGILANAN BİZİM ADALET ARAYIŞIMIZDIR'
"Bu davada yargılanan bizim adalet arayışımızdır" pankartının açıldığı eylemde önce gözaltında katledilip kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi Maside Ocak söz aldı. Ocak, "Yargılanıyoruz, çünkü bu ülkede hukukun ve adaletin hiçbir zaman hak ihlaline uğrayan insanlar için işletildiğini görmedik. Buradayız, her yerdeyiz, çünkü ne kayıplarımızdan, ne temel hak ve özgürlüklerimizden, ne de bize yasaklanan Galatasaray Meydanı'na vazgeçmiyoruz" ifadelerini kullandı.

TOSUN: HAK TALEP ETMEK KRİMİNALİZE EDİLMEK İSTENİYOR
Basın açıklamasını, 1995'te gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun'un kızı Besna Tosun okudu. Tosun, barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşünün anayasa tarafından korunduğunu hatırlatarak, iktidarın anayasayı kendi çıkarlarına göre kullandığını belirtti. Tosun, "Cumartesi Anneleri ve Cumartesi İnsanları'nın yargılandığı bu dava; iktidarın kendi yarattığı siyasi krizi aşmak için yargıyı toplumu susturma, sindirme aracı olarak kullanmasının sonucu ortaya çıkan bir davadır" diyerek, Cumartesi Anneleri üzerinden hak talep etmenin kriminalize edilmeye çalışıldığına dikkat çekti.

'HAK VE ÖZGÜRLÜLERİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ'
Yargı yoluyla gözdağı vermeye çalışanlardan korkmadıklarını kaydeden Tosun, gözaltında kaybedilen sevdiklerini aramaktan asla vazgeçmeyeceklerini vurguladı. "İnkara karşı gerçeği bıkmadan, usanmadan söylemeyi sürdüreceğiz. Başta gözaltında kaybetmeler olmak üzere siyasal şiddetin binbir halinin yaşandığı bu topraklarda, hakikatin taşıyıcısı olmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullanan Tosun, iktidara karşı hak ve özgürlüklerini savunmaya devam edeceklerini dile getirdi.

YILDIZ: ACABA İÇERİDE ADALET VAR MI
Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, oğlunu tek başına arama çabalarının sonuç vermemesi üzerine Cumartesi Anneleri'ne katıldığını anlattı. Yıldız, İstanbul Adliyesi'ni işaret ederek, "Bakın orada kocaman adalet yazıyor. Acaba içeride adalet var mı? Adalet olsaydı ben İzmir'den Kocaeli'ne, Kocaeli'nden Galatasaray Meydanı'na, oradan da buraya gelmezdim" dedi.

TÜRKDOĞAN: ASIL DAVACI OLAN BİZİZ
İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, Cumartesi Anneleri'nin hakikat ve adalet arayışının kesintisiz olarak sürdüğünü vurguladı ve "Asıl davacı olan biziz" diyerek kendilerini sanık kürsüsüne koyanların yargılanması gerektiğini söyledi.